29 Nisan 2011'de Dera'nın Cizye bölgesinde de bir grup protestocu toplanmıştı. 13 yaşındaki el-Hatip’in kuzeni o gün yaşananları şöyle anlattı:
“Politik bir tutumu yoktu. Hepimiz eyleme gidiyor diye o da arkadaşlarıyla birlikte bize katıldı. Tam 12 km yürümüştük. Sayda’ya yaklaştığımız zaman ateş açıldı. Ölenler, yaralananlar ve tutuklananlar vardı. Tam bir kaos yaşandı. Ne olduğunu tam olarak anlayamadık. Hamza da o gün ortadan kayboldu.
Ailesi yaklaşık bir ay oğullarından haber alamadı. 24 Mayıs 2011 günü ise el-Hatip’in naaşı ailesine teslim edildi. Annesi görmeye geldiğinde çocuğun yalnızca başı gösterilmiş kendisine. Babası ise üstünü örten battaniyeyi kaldırmış ve 13 yaşındaki Hamza’nın bir ay boyunca maruz kaldığı ağır işkencenin izleriyle karşılaşmıştı.
Yüzüne, ayaklarına, dirseklerine ve dizlerine elektrik verilmesi ve kabloyla dövülmesi sebebiyle vücudunda yanıklar, morluklar ve yaralar vardı. Gözleri şişmişti ve her iki kolunda da kurşun izi vardı. Boynu kırılmış ve cinsel organı kesilmişti."
Halk ayaklanmalarının fitilinin ateşlendiği il: Dera
Suriye'de 2011 yılında halkın özgürleşme talepleriyle başlayan hareketlerin rejim tarafından şiddetle bastırılmak istenmesi üzerine patlak veren iç savaş sürecinde Dera kenti, rejim karşıtı direnişin doğduğu yerlerden biri olması nedeniyle tarihi bir öneme sahip.
Suriye'nin güneyindeki Dera'da bir grup öğrencinin 15 Mart 2011'de okul duvarına, "Ey doktor (Beşşar Esed) şimdi sıra sana geldi" yazmasıyla halk hareketleri başlamıştı.
Dera, 2012-2018 döneminde muhaliflerin hakimiyetindeydi.
İran destekli terörist gruplar ve Rusya'nın askeri müdahalesiyle yeniden güçlenen Esed rejimi, Haziran 2018'de bölgeye kara saldırısı başlattı.
Esed rejimi, Temmuz 2018'de Dera ilinin tümünü ele geçirdiğini ilan etti.
Kentin rejim kontrolüne geçmesi sonrası bölgeden binlerce muhalif ve aileleri, ülkenin kuzeyine göçe zorlanmıştı.
islamistagenda