AA Paris Bürosunu ziyaret eden Devers, İsrail'in işlediği savaş suçlarıyla ilgili UCM'ye yaptıkları başvuruyu ve bu kapsamda delil olarak kullanmayı düşündükleri AA fotoğraflarını değerlendirdi.
Şikayet dilekçesinin incelenme aşamasında olduğunu, İsrail ordusunun kullandığı beyaz fosfor dahil yasaklanmış mühimmata ait delilleri de dosyaya ekleyeceklerini belirten Devers, UCM savcılık ofisinden bir ekibin acil olarak somut bir adım atması konusunda çalıştıklarını aktardı.
Davanın uzun sürebileceğine işaret eden Devers, şikayetleriyle ilgili şu ana kadar mahkemede "mağdurlar ofisi" ve "savcılık ofisi" ile toplantı gerçekleştirdiklerini ve bunların olumlu geçtiğini bildirdi.
Devers, İsrail'in Gazze'deki saldırıyla ilgili UCM'ye, Türk avukatların yanı sıra 5 ülkenin ayrı ayrı şikayet dilekçesi sunduğunu kaydetti.
"Bize kaliteli belgeler gerekli"
UCM'ye, kaynağı kusursuz ve hiçbir şüpheye yer vermeyen delillerin sunulmasının önemine dikkati çeken Devers, "Bize kaliteli belgeler gerekli. Güçlü, bariz, aynı hedefe giden deliller arıyoruz. (AA'ya ait) Bu fotoğraflar da bunun bir parçası." ifadelerini kullandı.
Gilles Devers, 8 gün içinde aralarında AA'nın fotoğraflarının da yer aldığı farklı delilleri şikayet dosyasına dahil edilmesi için UCM'ye sunacaklarını söyledi.
İsrail ordusunun 7 Kasım'da Gazze'ye yaptığı saldırıya ilişkin AA tarafından Aksa Şehitleri Hastanesinde çekilen fotoğrafta görülen çocuktaki yanık izlerinin, saldırıdaki beyaz fosfordan kaynaklandığının apaçık olduğunu belirten Devers, İnsan tenine yapışan beyaz fosforun yanıklara sebebiyet verdiğine işaret etti.
Devers, 12 Kasım'da Gazze'de çekilen bir diğer fotoğraftaki 2 kız çocuğunun tenindeki yanık izlerinin de yine fosfora işaret ettiğini belirtti.
Yanıklara sebebiyet verdiği için beyaz fosforun yerleşim alanlarında kullanılmasının yasak olduğuna dikkati çeken Devers, fosfor bombasının ayrıca ciddi enfeksiyonlara yol açtığını dile getirdi.
UCM ilk defa böyle ciddi bir meseleyle karşı karşıya
Avukat Devers, UCM'nin kurulduğundan beri ilk defa, kısa süre içinde 1,5 milyon kişinin yerinden edildiği ve yaklaşık 20 bin kişinin öldüğü bu denli ciddi bir meseleyle karşı karşıya kaldığını söyledi.
Devers, Gazze'deki bu son çatışmada atılan bombaların, daha önce başka çatışmalarda 1 yılda atılanların sayısından az olmadığını belirterek, bütün bunların UCM'nin ciddi bir dosyayla karşı karşıya olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Mahkemenin soruşturma açmama veya dosyaya ilgisiz kalma gibi bir lüksü bulunmadığının altını çizen Devers, "(Uluslararası Ceza Mahkemesi) Kabul ettiği diğer bütün önemli dosyaların aksine daha somut ögeler içeren böylesine ciddi bir dosyayı göz ardı edebilir mi? Ederlerse bence bu bir başarısızlık olur ve mahkemenin itibarını yok eder." dedi.
Devers, Filistin için yegane yargı yolu sayılan UCM'nin soruşturma açmaması ihtimalinin, Filistin halkı için felaket sayılacağını kaydetti.
UCM'ye sundukları suç duyurusu dosyasının değerlendirilmesinin, cezasızlığa karşı caydırıcı olacağını anlatan Devers, böyle bir suç duyurusuna karşı mahkemenin bir şey yapmaması durumunda, benzer başka bir olayda herkesin alınacak önlemlere ilişkin kuşku içinde olacağına işaret etti.
"Mahkemenin omuzunda büyük bir sorumluluk bulunuyor"
Devers, muhtemel cezasızlık durumunun başkalarını cesaretlendireceğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Dolayısıyla bir toprağa sahip olmak istiyorsanız, herkesi katlederek, sakinlerini evlerinden kovarak veya sivillerin yüzde 95'ini bombalayıp öldürerek orayı istila etmeniz yeterli. Bir de 'Bunu demokrasi için yapıyoruz.' dediniz mi, kılıf da bulmuş olursunuz. Ancak bu, dünyada birçok savaşı beraberinde getirecektir. Yani mahkemenin omzunda büyük bir sorumluluk bulunuyor."
Bu hafta Cezayir'de avukatların da katılacağı önemli bir uluslararası toplantı düzenleneceğini bildiren Devers, "Artık herkes aynı hedefi paylaşıyor. Bu yapılanlar yargıya intikal ettirilmeli, cezasız kalmamalı ve tekrarlanmamalı." ifadesini kullandı.
Devers, her şeyi yola koyduklarında, her Filistinlinin nerede olursa olsun bir avukata ulaşabileceğini vurguladı.
Fransız avukat Giles Devers, İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçları ve soykırıma karşı dünya genelinde yüzlerce avukatı bir araya getirerek 9 Kasım'da mahkemeye şikayet dilekçesi sunmuştu.