Amerika

ABD istihbaratı: İsrail'in Gazze'de kullandığı mühimmatın neredeyse yarısı güdümsüz bomba

ABD'nin istihbarat raporuna göre, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de düzenlediği saldırılarda kullandığı havadan karaya mühimmatın neredeyse yarısının güdümsüz bombadan oluştuğu bildirildi.

Abone Ol

CNN'in ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğünün (ODNI) raporunu gören 3 kaynağa dayandırdığı haberinde, söz konusu raporun detaylarına yer verildi.

ABD istihbaratının raporuna göre, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında kullandığı 29 bin havadan karaya mühimmatın yüzde 40 ila 45'inin güdümsüz bombadan oluştuğu, geri kalan mühimmatın ise hassas güdümlü bomba olduğu kaydedildi.

Daha az hassasiyete sahip olmaları ve belirli bir hedefe yönelik hareket etmemeleri nedeniyle güdümsüz bombaların özellikle Gazze gibi nüfusun yoğun olduğu bir bölgede siviller için daha büyük tehlike arz ettiği aktarılan haberde, İsrail'in bunları kullanarak Gazze'deki sivil ölümlerinin artmasına neden olduğu ifade edildi.

Öte yandan, CNN'e konuşan uzmanlar, güdümsüz bomba kullanımının, İsrail'in "sivil ölümlerini en aza indirmeye çalışıyoruz" argümanını boşa çıkardığına dikkati çekti.

Uluslararası Af Örgütü'nün Kriz Müdahale Programında görevli Kıdemli Kriz Danışmanı Brian Castner, CNN'e yaptığı açıklamada, İsrail'in güdümsüz bomba kullanması konusunda "son derece şaşkın ve endişeli" olduğunu belirterek, bunun "sivillere zarar veren büyük bir sorun" olduğunu söyledi.

Biden, İsrail'in Gazze konusunda dünyanın desteğini kaybetmeye başladığını söyledi

ABD Başkanı Joe Biden, 12 Aralık'ta, İsrail'in Gazze'de ayrım gözetmeksizin sürdürdüğü bombalamalar sebebiyle dünyanın desteğini kaybetmeye başladığını ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uzun vadeli bir çözüm için hükümetini değiştirmesi gerektiğini söylemişti.

Aynı günün sabahında Netanyahu ile bir telefon görüşmesi yapan Biden, İsrail'in Gazze'de sivillerin hedef alınmaması konusunda daha hassas olması gerektiğini dile getirmiş, Netanyahu ise Gazze'deki işgal operasyonları tamamlandıktan sonra bölgenin nasıl bir statü alacağı konusuna değinerek, bu konuda ABD yönetimiyle görüş ayrılıkları olduğunu belirtmişti.