Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın toplantısında gazetecilerin Orta Doğu'daki gelişmelerle ilgili sorularını yanıtladı.
Miller, İsrail'in sivilleri sürekli kalkan olarak kullandığına dair New York Times'ta çıkan iddialarla ilgili, "Eğer bu raporda sunulan gerçekler doğruysa, tamamıyla kabul edilemez. Sivil halkın insan kalkanı olarak kullanılması için hiçbir sebep yok, hiçbir zaman hiçbir gerekçe olamaz." dedi.
Miller, iddiaların doğru olması durumunda, bunun hem uluslararası hukukun hem de İsrail ordusunun kendi davranış kurallarının ihlal edildiği anlamına geleceğini söyledi.
İddiaların İsrailli yetkililer tarafından soruşturulmasının ABD tarafından "tamamen uygun" görüldüğünü belirten Miller, ihlallerin doğrulanması durumunda "hesap sorulması" ve tekrarlanmaması için İsrail ordusunun önlem alması gerektiğini ifade etti.
New York Times'ın pazartesi günkü haberinde, bir yıldan uzun bir süre önce başlayan ve çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 42 binden fazla Gazzelinin ölümüne yol açan çatışma sürecinde, Filistinli tutukluların İsrail tarafından düzenli olarak hayati tehlikesi olan görevler yapmaya zorlandığı ve "insan kalkanı" olarak kullanıldığı belirtilmişti.
İsrail'in Lübnan'da bir köyü tamamen yok etmesi
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, İsrail ordusunun Lübnan'da bir köyü bombalarla haritadan sildiğini gösteren görüntüleri gördüğünü, ancak bunu yaparken İsrail'in niyetinin ne olduğunu bilemeyeceğini söyledi.
Miller, "Görüntüleri gördüm. Niyetlerinin ne olduğunu, neyi başarmaya çalıştıklarını, hedeflerinin ne olduğunu söyleyemem. Ne olduklarını bilmiyorum. Açıkçası, tüm köylerin yıkılmasını istemiyoruz. Sivillerin evlerinin yıkılmasını istemiyoruz." dedi.
Hizbullah'ın zaman zaman sivillerin evlerinin altından, içinden "faaliyet gösterdiğinin" anlaşıldığını dile getiren Miller, "Geçtiğimiz 2 hafta boyunca sivillerin evlerinde tutulan roketlerin ve diğer askeri silahların görüntülerini gördük." ifadesini kullandı.
Miller, İsrail'in "bu meşru hedeflerin peşine düşme hakkı" olduğunu, ancak bunu sivil altyapıyı ve sivilleri koruyan bir şekilde yapması gerektiğini kaydetti.