Devlet ve Müslümanlar Arası İletişim Organı (CMO) Başkanı Muhsin Köktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, belediyelerden sonra devletin de Müslümanları ve İslami kurumları gizlice araştırmasına aslında şaşırmadığını, nedeninin ise Hollanda ve Avrupa'da 2010'dan sonra İslam düşmanlığının ve ırkçılığın çoğalması olduğunu söyledi.
Köktaş, "Müslümanların hükümete karşı güvensizliğinin son zamanlarda giderek artması boşuna değilmiş ve demek ki devletin de Müslümanlara güveni yokmuş ki onun için bu araştırmaları yapmış. Hollanda Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığının, 2022'de Müslümanların güvenini tekrar kazanmak için başlattığı çalışmalar ve İslami kurumların yetkilileri ile görüşmeleri sürecinde böyle bir skandalın ortaya çıkması çok manidar." dedi.
Devletin her kurumlarında İslam düşmanlığı ve ırkçılığın görüldüğünü belirten Köktaş, "Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, Müslümanların güvenini kazanmak için çalışmalar ve görüşmeler yaparken, diğer taraftan Adalet ve Güvenlik Bakanı Dilan Yeşilgöz, polis üniformalarında başörtüsünün yer olmadığını söylüyor ve yasaklıyor. Dışişleri Bakanlığında ortaya çıkan ırkçılık olayları, vergi dairesinde yaşanan sistematik ayrımcılık skandalı. Bunlar birçok devlet kurumlarında yapılan ırkçılık ve ayrımcılıklardan sadece bazıları." ifadelerini kullandı.
Devletin kurumlarında yapılan ırkçılık ve ayrımcılıklar nedeniyle Müslümanların devlete karşı güveninin iyice zedelendiğini vurgulayan Köktaş, şunları kaydetti:
"Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığının Müslümanların güvenini kazanmak için yaptığı çalışma sadece bir bakanlıkta değil tüm devlet kurumlarına yapılmalı ve hepsi aynı çizgide olması lazım ki bir iyileşme olsun. Irkçılığın giderek çoğaldığı toplumda duyarlı halkın da bu çalışmayı desteklemesi lazım. Müslümanların güvenini kazanmak çok kolay olmayacak, bu uzun yılları alabilir. Şu anda iktidarda olan Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi'nin (VVD) yeni başkanı olan Yeşilgöz, aşırı sağcı Wilders'in liderliğini yaptığı Özgürlük Partisi (PVV) ile 22 Kasım’da yapılacak genel seçimlerden sonra koalisyon hükümeti kurabileceklerini söylüyor. Böyle bir hükümet kurulduğunda Müslümanların güveni nasıl kazanılacak, bunu düşünemiyorum bile."
Köktaş, Hollanda'da yaşayan Müslümanların bilinçli olmaları ve Hollanda'yı kendi ülkeleri olarak görmeleri, Müslümanların haklarının korunması ve verilmesi konusunda çalışmaların çoğaltılması gerektiğini dile getirdi.
- "Müslümanlara karşı ayrımcılık yapan yasaları soruşturmalıyız"
Müslümanların ve İslami kurumların gizlice araştırılmasının ilk kez olmadığını belirten Denk Partisi Meclis Grup Başkanı ve Milletvekili Stephan van Baarle da "Sosyal İşler Bakanlığının Hollanda Müslüman toplumu hakkında yasa dışı şekilde casusluk yapması beni şoke etti. Temsilciler Meclisinde bakanın özür dilemesi için gelecek hafta bir önerge sunacağım. Konuyla ilgili mecliste özel oturum talep ettim ama maalesef kabul edilmedi. Yasa dışı olarak casusluk yapılan herkes bu konuda bilgilendirilmeli ve tazminat almalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Van Baarle, "Hükümet içindeki Müslüman nefretinin modelini açığa çıkarıyor. Gelecekte bunu önlemenin tek yolu, hükümeti Müslüman karşıtı nefret açısından incelemeli ve Müslümanlara karşı ayrımcılık yapan yasaları soruşturmalıyız." ifadesini kullandı.
İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatları Güney Hollanda Bölgesi Dış İlişkiler Başkanı Kenan Aslan da olayı kınadıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu illegal faaliyetlerin açığa çıkmasıyla birlikte, bakanlığın kendi içinde de gayrimeşru yollarla bilgi topladığını keşfetmesi İslam toplumu için ikinci bir hayal kırıklığı olmuştur. Daha kat edilmesi gereken uzun bir yol var. Müslümanlar, geçmişte olduğu gibi gelecekte de her zaman için şeffaf olacaklar ancak aynı şeffaflığı hükümet ve yerel belediyelerden de bekliyoruz. Artık güvensizlik ortamını iyileştirmek onların görevidir."
- Olay
Hollanda'da 2021'de bazı belediyelerin özel şirketler aracılığıyla camiler ve Müslümanlara ait kurumlar hakkında gizli araştırma yürüttüğü ortaya çıkmıştı.
Hollanda Güvenlik ve Terörle Mücadele Kurumunun (NCTV) belediyeler aracılığıyla finanse ettiği araştırmanın, NTA (Nuance door Training en Advies) adlı özel firma aracılığıyla yaptırıldığı belirtilmişti.
Camilerde araştırma yapan NTA çalışanlarının kendilerini cemaatten biri ya da ziyaretçi olarak tanıttıkları, inceleme sırasında cemaatten birçok kişiyle kimliklerini açıklamadan görüştükleri kaydedilmişti.
NTA'nın özellikle imamların ve yöneticilerin geçmişleri, nereden geldikleri ve nerelerde eğitim gördüklerine ilişkin bulguları belediyelere "gizli bilgi" olarak raporladığı aktarılmıştı.
Hollanda Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Karien van Gennip, bu hafta Temsilciler Meclisine yazdığı mektupta, geçmiş yıllarda Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından ülkede yaşayan Müslüman topluluklar arasındaki kişiler, kurumlar ve ağlarla ilgili habersiz araştırmalar yapıldığının tespit edildiğini belirtmişti.
Van Gennip mektupta, ülkede yaşayan Müslümanların ve İslami kurumların gizlice araştırılmasından dolayı üzüntü duyduğunu ve bundan gelecek için ders çıkardığını ifade etmişti.