Demir, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 1 Eylül itibarıyla yeni adli yılın başladığını anımsatarak, yeni dönemde adalet, huzur ve barışın temin edilmesini diledi.
Yargı organlarına olan güvenin her geçen gün azaldığını savunan Demir, "Yargı kurumlarının ilk görevi toplumun güvenini tekrar kazanmak olmalıdır. Bu da ancak hakim ve savcıların adalet idealine sıkı sıkıya bağlı kalarak verecekleri adil ve hakkaniyetli kararlarla mümkün olabilecektir." ifadelerini kullandı.
28 Şubat davaları mağdurlarının yeniden yargılanması gerektiğini söyleyen Demir, "Ağır hasta mahkumlarının tedavi süresi boyunca infazları durdurularak tedavi süreçlerine katkıda bulunulmalı. Bu haklar sadece belli kesimlere değil, tüm mahkumlar hakkında uygulanmalıdır." diye konuştu.
1982 Anayasası'nın toplumun taleplerine yanıt vermekten uzak olduğunun altını çizen Demir, "Yeni bir anayasa toplumun farklı kesimlerini bir araya getirecek toplumsal barış ve uzlaşıyı güçlendirecek, kimseyi ötekileştirmeyecek şekilde hak ve adalet temelinde hazırlanmalıdır. Bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmaya da destek vereceğiz." dedi.
Demir, son dönemde yaşanan olaylarla başörtüsüne yönelik ayrımcı tutumların devam ettiğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"28 Şubat zihniyetinin yeni mağduriyetler oluşturmak için fırsat kolladığını ortaya koyan vakalar oldu. Bu sebeple başörtüsüne yönelik her türlü ayrımcı, dışlayıcı ve saldırgan tutumlara karşı başörtüsünün anayasal güvence altına alınması bir zorunluluktur."