Avrupa

İspanya Meclisi, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaları tartıştı

İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, "Filistin devletinin tanınması, Filistin halkının barış umudu, İsrail halkının ve bölgenin güvenliği için en iyi garanti." dedi.

Abone Ol

İspanya Meclisi, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'deki saldırısını ve İsrail'in Gazze Şeridi'nde yoğun hava bombardımanı ile başlayan çatışmaları tartıştı.

İspanya'da yeni kurulan azınlık sol koalisyon hükümetinin İsrail ve Filistin sorununa bakışının çok net olduğunu vurgulayan Dışişleri Bakanı Albares, "Hamas'ın Filistin yönetimini temsil etmeyen bir terör örgütü olduğunu, İsrail'e yaptığı saldırıları kesin bir dille kınadıklarını, tüm rehinelerin hemen ve şartsız serbest bırakılmasını istediklerini, İsrail'in terörizme karşı kendini savunma hakkı olduğunu ancak bunun insan hakları çerçevesinde ve Filistinli sivil halkın korunarak olması gerektiğini" söyledi.

"Gazze'de sivillerin öldürülmesi, insanların evlerini terk etmek zorunda bırakılmaları, evlerin bombalanarak yıkılması tahammül edilemez ve kabul edilemez. Bu dehşetin devam etmesine izin veremeyiz." diyen Albares, "sivil halkın, okul, hastane ve Birlemiş Milletler gibi kurumlara ait binaların korunmasını istemeye devam edeceklerini, bunun demokratik bir zorunluluk olduğunu" dile getirdi.

İspanya hükümetinin isteğinin, "kalıcı insani ateşkes ve Filistin halkına insani yardımların kesintisiz ulaştırılmasının garanti edilmesi" olduğunu vurgulayan Albares, bugün yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında Filistin'e 25 milyon avroluk yeni bir yardım paketini kabul ettiklerini açıkladı.

"Filistin devletinin tanınması, Filistin halkının barış umudu, İsrail halkının ve bölgenin güvenliği için en iyi garanti." diyen Albares, sözlerine şöyle devam etti:

"Acılara son vermek istiyorsak, Filistin'in bir devlet umuduna İsrail'in de güvenlik garantisine ihtiyacı var. Barış şiddetle gelmeyecek, sadece güvenlik ile olacaktır. Ufukta barışın görünmesini sürekli kılmak için İspanya hükümeti olarak iki devletli çözüm yolunda yürümeye ve bu temele dayalı bir uluslararası barış konferansı düzenlenmesinde ısrarcı olmaya devam edeceğiz."

"AB ve Arap dünyası, Filistin yönetiminin Gazze'de idareyi ele alması için birleşmeli"

Avrupa Birliği'nin (AB) Filistin yönetimini desteklemeyi asla bırakmaması gerektiğini kaydeden İspanya Dışişleri Bakanı, "AB ve Arap dünyası, Filistin yönetiminin Gazze'de idareyi ele alması için birleşmeli. Gazze'nin yeniden inşasını sadece Filistin yönetimi yapmalı ve biz de bunu desteklemeliyiz. Filistin yönetimi ile işbirliği askıya alınmamalı tam tersine daha da artırılmalı." çağrısında bulundu.

İsrail ve Hamas arasındaki çatışmanın yayılması riskinden de bahseden Albares, "Bu çatışma çok daha büyük istikrarsızlıklara neden olabilir. Bu yüzden çok dikkatli olmalıyız. Özellikle de Lübnan'da yaşananlara. Diyalog ve barışı savunmaya devam etmeliyiz. Sadece bölgenin değil aynı zamanda Akdeniz ve Avrupa'nın da ileriye gitmesi ve istikrarı sadece iki devletli çözümle hayata geçecektir. İsrail'in güvenliği de Filistin devletinin tanınması ufkundan geçer." dedi.

ERC Sözcüsü Rufian: "Bu Hamas'a karşı bir savaş değil. Bu Filistinlilere etnik temizliktir"

Diğer yandan Meclis Genel Kurulu'ndaki oturumda İsrail'e karşı en sert sözler, azınlık koalisyon hükümetine dışarıdan destek veren ve ayrılıkçı bir politika izleyen Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) partisinin Meclis Sözcüsü Gabriel Rufian'dan geldi.

"Hamas'ın yaptığı terör saldırısıdır ve kınanmalıdır ama İsrail'in 70 yıldan fazladır yaptığı bir devlet terörüdür. O yüzden çok daha kötüdür çünkü bir devlet terörüdür." diyen Rufian, şunları söyledi:

"Bu soykırımın 7 Ekim'de başladığı yanlıştır. Hepiniz bunu biliyorsunuz. Bu Hamas'a karşı bir savaş değil. Bu Filistinlilere etnik temizliktir. İsrail'de (Binyamin) Netahyahu'nun liderlik ettiği aşırı liberal, yolsuz bir hükümet var. Netanyahu bir savaş suçlusudur, aynı Rusya'da (Vladimir) Putin gibi ama daha iyi bir basını var."

İsrail'in Gazze'yi "çocuk mezarlığına dönüştürdüğü, öldürülenlerden yarısının çocuk olduğunu" kaydeden Rufian, "Hamas üyesi ya da lideri gizleniyor diyerek bir mülteci kampı, bir okul, bir hastane bombalanabilir mi? Hayır, hayır. Bu tamamen insanlık dışı bir şeydir." değerlendirmesinde bulundu.

Rufian sözlerine şöyle devam etti:

"Beni endişelendiren İsrail'in satın aldığı sessizliktir. Gazze dünyanın en yoğun halkın yaşadığı yerdir. Öldürülenlerin yarısı çocuk, bunu nasıl adlandırabiliriz. Savaş mı? Benim için çok zor bu ifadeyi kullanmak. Soykırım? Evet benim için böyle denilebilir. İsrail'in hapishanelerinde çocuklar var. Ne suç işlemiş olabilirler? Ambulansları, okulları, hastaneleri bombalayarak ne çözüm aldılar? 2040'ta yine burada, Avrupa'da İsrail'in kınanmaya devam edilmesi olasıdır."

Katalan siyasetçi, "Benim bu kürsüden tek isteğim, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden, diğer bir savaş suçlusu (Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry) Kissinger gibi yatağında ölmemesi için Netanyahu'nun peşine düşmesidir." ifadelerini kullandı.

Ana muhalefetteki PP'den hükümete eleştiri

Ana muhalefetteki Halk Partisi (PP) ise Başbakan Pedro Sanhez'in açıklamalarından sonra İsrail'in Madrid Büyükelçisini geri çağırmasıyla başlayan diplomatik krize atıfta bulunarak, İspanyol hükümetini "ülke çıkarlarına zarar veren ve İsrail-Filistin sorununun çözümüne hiçbir faydası olmayan bir diplomasi yürütmekle" suçladı.

PP adına konuşan Esteban Gonzalo Pons, "Sanchez, Hamas'ın derhal dağıtılmasını talep etmeden İsrail'i delil olmadan insanlığa karşı suç işlemekle suçluyor. Hamas, sözlerinden dolayı Sanchez'i tebrik ediyorsa bu hükümetin bazı şeyleri çok iyi yapmadığını gösteriyor. İspanya, İsrail hükümeti ile anlaşmadan, Filistin devletinin tanınmasını dayatamaz." dedi.

Bu arada oturumun başında, oturumu ziyaretçi bölümünde izleyen bir aktivist Filistin bayrağı açarak, İsrail'i kınayan ve İspanya Meclisi'nden İsrail'e karşı harekete geçmesini isteyen bir eylem yaptı.

Kısa süren protesto, güvenlik görevlilerinin söz konusu aktivisti uzaklaştırmasıyla sona erdi.