Orta Doğu

İsrail'in Arap ülkeleriyle son savaşı: Yom Kippur

Mısır ve Suriye’nin 6 Ekim 1973’te başlattığı ve İsrail ile Arap ülkelerinin bugüne kadar karşı karşıya geldiği son savaş olan Yom Kippur, yarım asrı geride bıraktı.

Abone Ol

Yahudilerin en kutsal günü Yom Kippur’da (Kefaret günü) başlaması nedeniyle bu ismin verildiği savaş, Arap ülkeleri arasında ise "6 Ekim Savaşı" olarak adlandırılıyor.

Kahire ve Şam yönetiminin İsrail’den 1967’de işgal ettiği Suriye'deki Golan Tepeleri (Suriye) ve Sina Yarımadası'nı (Mısır) geri almak amacıyla İsrail’e karşı başlattığı Yom Kippur savaşı, üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen Arap halkının hafızasındaki tazeliğini koruyor.

Yom Kippur Savaşı, Mısır ve Suriye’nin İsrail’e karşı başlattığı ve Arap ülkeleriyle İsrail’in cephede çarpıştığı son savaş oldu.

Bölgedeki istikrarsızlığın fitilini ateşleyen hamle: "İsrail’in bağımsızlık ilanı"

İsrail’in işgali altındaki tarihi Filistin toprakları üzerinde 14 Mayıs 1948’de bağımsızlığını ilan etmesi bölgedeki istikrarsızlığın fitilini ateşleyen ve Arap ülkelerinin sabrını taşıran son hamle oldu.

Bağımsızlığın ilan edilmesinin ardından 15 Mayıs 1948’de Mısır, Suriye, Lübnan ve Ürdün’ün de aralarında bulunduğu bölge ülkeleri, İsrail’e karşı savaş açtı.

Arap ülkelerinin 1948’de İsrail’e karşı başlattığı savaşın kazananı İsrail oldu. İsrail Batı Kudüs’ü işgal ederken, 700 binden fazla Filistinli sürgün edildi.

İsrail, Arap ülkeleriyle karşı karşıya geldiği ilk savaştan yaklaşık 19 yıl sonra 5 Haziran 1967’de Mısır ve Suriye’ye karşı savaş başlattı.

Mısır ile Suriye’nin savaşa hazırlıksız yakalanması nedeniyle hava kuvvetlerinin neredeyse tamamının yok edildiği savaş, tarihe “Altı Gün Savaşı” olarak geçti.

Altı Gün Savaşı’nda da Arap ülkelerine galip gelen İsrail, bu savaşta ise stratejik öneme sahip Suriye’nin Golan Tepeleri ile Mısır’a ait Sina Yarımadası’nı işgal etti.

Yom Kippur Savaşı'nın ayak sesleri

Altı Gün Savaşı’nda Sina Yarımadası’nı kaybeden Mısır, 1971 yılında İsrail’in topraklarından çekilmesi karşılığında barış imzalamaya hazır olduğunu açıkladı. Ancak Tel Aviv yönetimi Mısır’ın bu teklifini reddetti.

İsrail’in Mısır’ın teklifini geri çevirmesi ve tüm bu gelişmelerin ardından yeni bir Arap-İsrail savaşı olan Yom Kippur Savaşı’nın ayak sesleri duyulmaya başlanmıştı.

Dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed, kaybedilen toprakları geri almak ve 1967’deki yenilgiyi unutturmak için İsrail ile savaşmaya karar verdi.

Bedir operasyonu ile Yom Kippur Savaşı için düğmeye basıldı

Mısır ve Suriye’nin liderleri, İsrail askerlerinin çoğunun izinde olduğu Yahudilerin kutsal günü olan Yom Kippur’u seçti. Böylece çoğu askerin izinde olacağı gün, İsrail ordusunun savaşa hazırlıksız yakalanması amaçlanıyordu.

Müslümanlar için ayrı bir öneme sahip “Bedir” adı verilen operasyonla başlayan Yom Kippur Savaşı'nda, eş zamanlı saldırılarla Mısır işgal altındaki Sina Yarımadası’nda ilerleme kaydetti. Suriye ise Golan Tepeleri’ne girdi.

Mısır’ın 6 Ekim 1973’te 220 savaş uçağıyla Sina Yarımadası’nda bulunan İsrail’in askeri hedeflerine düzenlediği saldırıda savaşa hazırlıksız yakalanan İsrail, ağır bir darbe aldı.

İsrail, Mısır uçaklarından sadece 8’ini düşürebildi. İsrail’in düşürdüğü uçaklardan birinin pilotu Cumhurbaşkanı Sedat’ın kardeşi Atıf Sedat'tı. Sedat, uçağının isabet alarak düşmesi sonucu hayatını kaybetti.

Mısır askerleri, Sovyetler Birliği’nden aldığı tanksavar füzeler sayesinde İsrail’in bölgedeki tanklarının büyük kısmını imha etti.

Yom Kippur Savaşı'nın başlamasının üzerinden henüz 24 saat geçmesine rağmen Mısır ordusu 100 binden fazla asker, binden fazla tank ile Sina Yarımadası'na girmişti. Mısır için savaş planlandığı gibi gitmiş ve büyük bir başarı kazanılmıştı.

150 savaş uçağıyla Golan Tepeleri’ndeki askeri noktaları vurarak ilerleme kaydeden Suriye ise yaklaşık 40 bin asker ve 600 tankla Golan Tepeleri’ne girerek ilk büyük başarısını elde etti.

Mısır ordusu, savaşın ilk haftasında işgal altındaki Sina Yarımadası’nda 10 kilometre kadar ilerledi. Mısır ve Suriye’nin başlattığı eş zamanlı operasyon neticesinde havada ve karada ağır darbe alan İsrail, Mısır’a ateşkes önerisinde bulunsa da Enver Sedat, İsrail’in Sina’dan tamamen çekilmemesi halinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini belirtti.

Sina ve Golan Tepeleri’nde işler tersine döndü

Suriye ordusunun savaşın ilk saatlerinde Golan Tepeleri’nde büyük başarı elde etmesine rağmen, İsrail’in tanklarının Suriye tanklarından üstün olması ve takviye güçlerinin bölgeye erken ulaşması nedeniyle ikinci günden itibaren Golan Tepeleri’nde işler tersine döndü.

9 Ekim’de karşı saldırıya geçen İsrail güçleri, Suriye askerlerini Golan Tepeleri’nden püskürtmeyi başardı. İsrail, Golan Tepeleri’nde üstünlük sağlamasının ardından Şam’daki askeri noktalara hava saldırısı başlattı.

Suriye’yi saf dışı bırakarak Sina Yarımadası’nda başarı elde eden Mısır’ı savaşta yalnız bırakmayı amaçlayan İsrail, Suriye topraklarına girerek Şam’a doğru ilerledi.

Dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, savaşın 6’ncı gününde İsrail’in Şam’a ilerleyişini durdurmak amacıyla Şam yönetimine yardım eli uzatarak Suriye’ye asker gönderdi.

İsrail’in Suriye topraklarına girerek Şam’a ilerlemesiyle zor durumda kalan Suriye’ye 17 Ekim’de Ürdün, ardından Suudi Arabistan ve Fas da asker göndererek savaşa dahil oldu.

Mısır ordusu da Suriye’nin üzerindeki baskıyı azaltmak için 14 Ekim’de İsrail güçlerine karşı tekrar saldırı pozisyonuna geçti. Sina’nın içlerine doğru ilerleyen Mısır tankları, İsrail ordusu tarafından durduruldu ve Mısır’ın yaklaşık 250 tankı imha edildi.

İsrail güçleri, Mısır ordusunun Sina'da oluşturduğu hattı yararak 16 Ekim'de Süveyş Kanalı'nın batısına geçti. Savaşın kaderini etkileyen bu gelişme İsrail'in elini güçlendirdi. Süveyş'in karşı tarafına geçen İsrail askerleri, kanalın doğusunda kalan Mısır güçlerini arkadan kuşattı.

İşlerin Mısır'ın istediği gibi gitmemesinde, Enver Sedat ve bazı üst düzey komutanların aldığı yanlış kararlar etkili oldu.

Ateşkes anlaşmasına doğru adım adım

Golan Tepeleri’nin ardından Sina Yarımadası’nda da işlerin tersine döndüğünü gören Mısır, İsrail ile ateşkese hazır olduğunu açıkladı. Savaşı lehine çeviren İsrail ise bu ateşkes önerisini kabul etmedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 22 Ekim'de taraflara ateşkes çağrısında bulundu. Mısır ateşkesi kabul etse de İsrail BMGK'nin çağrısına uymayarak saldırılarına devam etti.

Mısır'ın çekilmesiyle yalnız kalan Hafız Esed de 23 Ekim'de ateşkesi kabul etti. İsrail ise BMGK'nin 23 Ekim'de yaptığı ikinci çağrıya da olumlu karşılık vermedi.

Bölgedeki çatışmanın sona ermesini isteyen BMGK, 25 Ekim'de üçüncü kez ateşkes çağrısında bulundu. Mısır ile İsrail arasındaki ateşkes, Birleşmiş Milletler'in 26 Ekim'de Süveyş Kanalı'na barış gücü göndermesiyle büyük ölçüde sağlanmış oldu.

ABD'nin arabuluculuğunda Mısır ile İsrail arasında 18 Ocak 1974'te İsrail'in Süveyş Kanalı'nın batısındaki askerlerinin yanı sıra Sina’dan da belli ölçüde geri çekilmesini öngören bir anlaşma imzalandı.

Tel Aviv ile Şam arasında da 5 Haziran 1974’te Kuvvetlerin Çekilme Anlaşması imzalandı. İsrail bu anlaşmayla savaş sırasında işgal ettiği Suriye topraklarından çekilmeyi kabul ederken, 1967’de işgal ettiği Golan Tepeleri’nde kalmaya devam etti.

Savaşın sonucu

Üç haftaya yakın devam eden savaşta iki taraf da ağır kayıplar verdi. Savaşta 2 bin 500’den fazla askerini kaybeden İsrail’in 102 savaş uçağı ve 400’den fazla tankı imha edildi.

Mısır ve Suriye’ye ait 2 bin 200’e yakın tankın ve 350’den fazla savaş uçağının imha edildiği savaşta, 5 bin Mısır ve 3 bin Suriye askerinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.