Abdu, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki sivilleri zorla göç ettirmeye çalışmasının 1948'de Filistinlilerin vatanlarından sürüldüğü Nekbe'yi (Büyük Felaket) hatırlattığını söyledi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, 12 Kasım'da Tarım Bakanı Avi Ditcher'in Gazze Şeridi'ndeki sivil nüfusun sürgüne zorlanmasını "2023 Gazze Nekbesi" şeklinde tanımlaması üzerine bakanları uyardığını anımsatan Abdu, "İsrail, Gazze Şeridi'nde şüphesiz yeni bir Nekbe gerçekleştiriyor. Hatta İsrail'de bakanlar bu konuda konuşuyor. Netanyahu, Batı kamuoyuyla yüzleşmek istemediği için bu konuda konuşmama uyarısında bulunuyor." diye konuştu.
Abdu, İsrail'in Gazze'de "yeni Nekbe"yi yavaş ve planlı şekilde gerçekleştirmek istediğini kaydederek, "İsrail, insanlara başka yerlere gitme fırsatı bırakmıyor, yaşama şansı da tanımıyor. Bu soykırımı, Filistinlileri kitlesel olarak öldürerek, etnik temizlik yaparak ve zorla göç ettirme politikalarıyla yapıyor." ifadesini kullandı.
Nekbe'den sonra Filistinlilerin topraklarına geri dönüş hakkının konuşulduğuna dikkati çeken Abdu, "İsrail saldırılarına bu şekilde devam ederse, uluslararası toplumdan 'yeter' diyen net bir duruş sergilenmezse, Gazzelilerin mülteci olarak topraklarına geri dönüşünü konuşma ihtimalimiz oldukça yüksek." görüşünü paylaştı.
"Gazze'de artık yaşamın anlamı kalmadı"
Abdu, uluslararası toplumun İsrail'in işlediği suçlara karşı sessiz kaldığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"İsrail binlerce kişiyi öldürerek, korkutarak, evlerini yok ederek, temel yaşam unsurlarını hedef alarak Gazze'deki Filistin varlığını sona erdirmeye çalışıyor. Hastanelerin hedef alınması da İsrail'in temel yaşam alanlarını hedef almasının bir parçası. Gazze'de artık yaşamın anlamı kalmadı. İsrail ayrıca Filistinlilerin tamamını yerinden etmek amacıyla gözünü Gazze'nin güney bölgesine dikti."
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının soykırım suçu olduğunu ifade eden Abdu, "İsrail Gazze'de uluslararası hukukun tanımladığı soykırımın tüm unsurlarını gerçekleştiriyor. Bir planın uygulanmasıyla, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla kasten öldürme soykırım suçudur." dedi.
Abdu, İsrail'in Gazze'ye tam bir kuşatma uyguladığının altını çizerek, "İsrail Gazze'de fırınları, su depolarını, su üretim tesislerini ve tek un değirmenini bombalıyor. İsrail gerçekten geniş bir alanda açlığa sebep oluyor. Hiçbir şeyin Gazze'ye girmesine izin vermiyor, Geçişine izin verilen yardımlarsa çok sınırlı, oradaki insanlara bir şey sunamayacak kadar az." diye konuştu.
İsrail'in Filistinlileri zorla yerinden etmesinin soykırıma yönelik unsurlar arasında yer aldığını vurgulayan Abdu, sözlerini "İsrail, zorla yerinden edilmeyi reddeden Gazzelileri günün her saati bombaladı, kuşattı ve içeriye hiçbir şeyin girmesine izin vermedi. Geceleri bile, bölgeyi yakmak ve halkı yerinden etmek için beyaz fosforla saldırı düzenliyor ve insanların bu bölgede kalmasına izin vermiyor." şeklinde tamamladı.