Orta Doğu

İsrailli örgüt, Gazze'ye giden yardımları engelleyerek kıtlığı derinleştiriyor

İsrail siyaseti, aşırı sağın etkisiyle demokrasi ve insan haklarından uzaklaşmaya devam ederken, Tzav 9 (Emir 9) gibi örgütler, İsrail'in soykırım yaptığı Gazze Şeridi'ne giden yardımları engelleyerek Filistinlilerin yaşadığı açlık ve kıtlığın artmasına neden oluyor.

Abone Ol

İsrail'in Maariv gazetesine açıklamalarda bulunan Emir 9 örgütünün kurucuları İsrailli Reut ve Yousuf Ben Haim çifti, Gazze'ye "insani yardımların girişini bir süreliğine durdurmayı başardıklarını" söyledi.

Ben Haim çifti, aşırılık yanlısı Emir 9 örgütünün destekçilerinin sayısının sürekli arttığını belirterek İsrail ordusunun Gazze'de soykırım yapmasına açıkça destek verdiklerini ifade etti.

7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı'ndan sonra kurulan Emir 9 örgütü, Gazze'ye yönelik saldırıların yanı sıra abluka ve aç bırakma dahil Filistinlilere yönelik soykırımı destekleyen aşırılıkçı bir örgüt halini aldı.

Emir 9'un yapısı

İsrail'in güneyindeki Nevivot adlı yerleşim biriminde yaşayan aşırılıkçı çiftin başlattığı girişim, "Kaçırılan son kişi dönene kadar yardım yok" sloganıyla Gazze'ye yardım sağlanması için İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını istiyor.

Gazze'ye yardımların girdiği Kerem Ebu Salim (Şalom) Sınır Kapısı önünde 10 Ocak'ta gösteri yapan çift, insani yardımların durdurulmasını isteyen ilk İsrailliler arasında.

"Emir 9", adını Yedek Hizmet Kanunu içerisinde geçen ve yedek askerlerin İsrail ordusuna derhal alınması talimatını veren 9 numaralı emirden alıyor.

Hamas ile mücadele etmenin yanı sıra Emir 9, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) hukuken ortadan kaldırılmasını da istiyor.

Emir 9 örgütü, İsrail toplumunun intikam arzusuyla Gazze'deki insani felaketin ağırlaşmasına katkıda bulunan aşırıcı bir örgüt olarak değerlendiriliyor.

Örgütün faaliyetleri

İsrail gazetesi Haaretz, Emir 9'un eylemleri nedeniyle 28 Ocak'ta Kerem Şalom Sınır Kapısı'na giden yolun defalarca yapılan saldırılar sebebiyle kapatıldığını, Gazze'ye giden yola engeller çekildiğini aktardı.

İsrail ile Ürdün arasındaki Kral Hüseyin (Allenby) Sınır Kapısı'nda da faaliyet gösteren örgüt, 9 Eylül'de Ürdün'den Batı Şeria'ya giden oradan Gazze'ye geçecek insani yardım tırlarını da engelledi.

İsrail devlet televizyonu KAN, Emir 9 örgütünün UNRWA'nın işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan ofisini kapatarak çalışanların girişini engellediğini bildirdi.

Emir 9'un eylemleri sadece insani yardımları ve insani yardım çalışanlarını engellemekle kalmıyor aynı zamanda örgüt mensupları, işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde iki yardım tırını ateşe verdi.

Gazze'ye gittiğini düşündükleri bir ticari tırı da Ramallah'ın doğusunda ateşe veren Emir 9 örgütünün eylemleri sonrasında 28 Ekim'de Tel Aviv hükümeti tarafından alınan kararla UNRWA'nın faaliyetleri yasaklandı.

Emir 9'a karşı ABD'nin yaptırımları

ABD'nin İsrail'e yönelik koşulsuz desteğine rağmen Emir 9'un temel insan haklarına karşı faaliyetleri nedeniyle örgüte yaptırımlar uygulanıyor.

İsrail medyası, örgütün, "Gazze'deki Filistinli sivillere insani yardım götürmeye çalışan konvoyları engellemek, yağmalamak ve tırları yakmakla" suçlandığını belirtiyor.

Ülkenin güneyindeki Necef (Negev) Çölü'nde bulunan Mitzpe Ramon bölgesine giden yardım tırlarını engelleyen örgütün 20 üyesinin 9 Mayıs'ta gözaltına alındığı biliniyor.

Tel Aviv yönetiminin Gazze'deki soykırımına destek veren Emir 9, diğer yandan Gazze'ye giden insani yardımlara karşı "İsrail devleti düşmanın kim olduğunu unuttu, katillere yardım ulaştırmaya çalışıyor" şeklinde sloganlar kullanıyor.

Binyamin Netanyahu hükümeti ise Gazze'ye insani gıda ve sağlık yardımının sağlanmasının yanı sıra ateşkes konusunda uluslararası toplumun baskısına karşı Emir 9 gibi aşırılıkçı örgütlerin faaliyetlerini kullanıyor.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 492'si çocuk, 11 bin 979'u kadın olmak üzere 44 bin 466 Filistinli öldü, 105 bin 358 kişi yaralandı.

Enkaz altında hala binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.