Türkiye

İstanbul'daki zirvede Gazze'nin geleceği ve inşası konuşuldu

Gazze'nin Geleceği: Uluslararası İnsani Yardım Zirvesi'nde konuşan uzmanlar, Gazze'de soykırımın sonlandırılması ve yeniden inşa edilmesi için uluslararası kamuoyunun çaba göstermesi gerektiğinin belirtti.

Abone Ol

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ve Al Khair Vakfı tarafından İstanbul'da düzenlenen "Gazze'nin Geleceği: Uluslararası İnsani Yardım Zirvesi" kapsamında "Gazze de insani kriz ve geleceğe bakış" başlıklı oturum düzenlendi.

Moderatörlüğünü Hamad Bin Halife Üniversitesi İslami Çalışmalar Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Abdulfatah Mohammed'in yaptığı oturuma, Afrika Ulusal Kongresinin (ANC) Batı Cape Eyaleti Meclisi Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Muhammed Khalid Sayed, Mersin Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Buğra Sarı katıldı.

Sayed, İsrail'in uluslararası hukukun temel ilkelerini hiçe sayarak Filistin kimliğini ortadan kaldırmaya çalıştığını söyledi.

Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın "Filistin halkı özgür olmadan, bizim özgürlüğümüz asla tamamlanmış olmayacak." sözlerini hatırlatan Sayed, Güney Afrika'nın Filistin ile ortak bir tarihe sahip olduğunu belirtti.

Sayed, Güney Afrika'nın İsrail aleyhinde Gazze'de işlediği soykırımdan dolayı Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) dava açtığını ve mahkemeden birçok karar çıkmasına rağmen İsrail'in hiçbirine uymadığını kaydetti.

Gazze'de insanı krizin "akıl almaz" boyutlara ulaştığını söyleyen Sayed, temel ihtiyaçlara, gıdaya, suya ve sağlık hizmetine ulaşmanın neredeyse imkansız hale geldiğini vurguladı.

Gazze'de milyonlarca hayatın risk altında olduğuna dikkati çeken Sayed, "Güney Afrika bir ateşkesi savunuyor. Ateşkes sağlanması durumunda insani yardımlar da kolaylıkla sağlanabilir. Sivillerin, tıbbi personelin, hastanelerin korunması gerekiyor." diye konuştu.

Sayed, Gazze'nin acil insani yardıma ihtiyacı duyduğunu belirterek, insani yardımın ulaşması için hükümetler ve sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon sağlanması gerektiğine işaret etti.

Uluslararası toplumun Gazze'deki işgali sonlandırmak için bir an önce harekete geçmesi gerektiğini, bunun ahlaki ve insani bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Sayed, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Güney Afrika'nın UAD'de dava açması Filistin için kilometre taşı oldu. Güney Afrika'nın sunduğu deliller son derece ikna edici. İsrail'in Filistin'de işlediği zulümler kesin kanıtlarla sunuldu. Bundan sonra yapılması gereken İsrail'in işgaline son vermek ve Gazze'nin yeniden inşası için bir planlama yapmak. Uluslararası kuruluşlara bu noktada çok sorumluluk düşüyor."

Güney Afrika, Filistin meselesinde mihenk taşı olacak bir adım attı

Doç. Dr. Sarı, uluslararası hukuka göre Gazze'de bir soykırım işlendiğini belirterek, uluslararası sözleşmelerde bir toplumun geleceği olan çocukların öldürülmesinin soykırım kavramı içine girdiğini söyledi.

Sarı, İsrail'in bir yılda hedef gözetmeksizin Filistinlilerin evlerini bombaladığını, onları göçe zorladığını ve yaklaşık 2 milyon insanın evlerini bırakarak derme çatma kamplarda hayatını sürdürmeye çalıştığını anlattı.

Filistin'e yapılacak yardımlar ve yeniden inşa sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sarı, "Filistin'de soykırımın sona erdirilmesi için öncelikle sorunun temeline odaklanmamız gerekiyor. Eğer temele odaklanırsak bu sorunu gelecekte de engellemiş olacağız. Dolayısıyla yaptığımız hayırlar ve yardımlar da sürdürülebilir olacak." ifadelerini kullandı.

Sarı, Filistin'de soykırıma neden olan sorunlar, işlenen cürümler ve failler ortaya konulmadan çözüm önerilerinin kalıca olmayacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Eğer kalıcı çözümler getiremiyorsak aslında bir anlamda buradaki işgalcinin insafına kalmış oluyoruz. Dolayısıyla orda kuracağımız sahra hastanesi, mobil okul, aşevleri yine İsrail'in insafı doğrultusunda kurmuş olacağız. Böyle bir durumda Filistinlilere ne kadar gerçekçi çözümler götürmüş oluruz?"

Son dönemlerde uluslararası medyanın ve toplumun bölgesel bir savaş riski üzerine yoğunlaştığını ve Filistin meselesinin yavaş yavaş kanıksanmaya başladığını söyleyen Sarı, bu durumun soykırımın unutulması gibi bir risk taşıdığını dile getirdi.

Sarı, "Uluslararası kamuoyunda, medyada, akademilerde bölgesel risk, bölgesel savaş hikayeleri satılırken maalesef yine kaybeden Gazze halkı oluyor. Artık Gazze'de işlenen cürümlerden bahsetmiyoruz. Buna karşı çıkmamız lazım. Her yerde ve her zaman Gazze'deki soykırımı dile getirmemiz lazım. " ifadelerini kullandı.