Orta Doğu

Mossad'dan esir takası itirafı: ''Siyasi tabloda anlaşma mümkün değil''

Gazze Şeridi'nde Hamas'ın elinde bulunan İsrailli esir Matan'ın annesi Einav Zangauker, Mossad Direktörü David Barnea'nın kendisine "mevcut siyasi tabloda anlaşmanın mümkün olmadığını söylediğini" iddia etti.

Abone Ol

Einav Zangauker, Gazze Şeridi çevresinde 7 Ekim'de yaşanan olayları soruşturmak için kurulan sivil soruşturma platformunda konuştu.

Tel Aviv ile Hamas arasındaki esir takası ve ateşkes müzakerelerinde İsrail'in başmüzakerecisi niteliğindeki Mossad Direktörü Barnea'nın İsrailli esirlerin yakınlarıyla buluşmayı reddettiğini dile getiren Zangauker, Barnea'nın mayıs ayında kendisine "mevcut siyasi tabloda anlaşmanın mümkün olmadığını söylediğini" aktardı.

İsrail Başbakanlık Ofisi aracılığıyla yayınlanan Mossad'ın yazılı açıklamasında ise Zangauker'in iddiaları yalanlandı.

Mossad, "Barnea'ya atfedilen sözlerin asla söylenmediğini, siyasi tabloya bir referansta bulunulmadığını" belirterek "Mossad Direkörü'nün tüm esirlerin serbest kalması için bir anlaşma sağlamak adına çalışmaya devam edeceğini" öne sürdü.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, koalisyon hükümetindeki aşırı sağcı figürlerin "ateşkes sağlanırsa hükümeti devirme" tehdidi karşısında içeride ve uluslararası arenada anlaşmaya yanaşmamakla suçlanıyor.

İsrail ile Hamas arasında esir takası ve Gazze Şeridi'nde ateşkese varılması amacıyla Katar'ın başkenti Doha'da 15-16 Ağustos'ta müzakereler yapılmıştı.

Hamaslı üst düzey yetkililer, Al Jazeera televizyonuna yaptıkları açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden'ın 2 Temmuz'da açıkladığı öneride uzlaşılan konuların, Doha'daki müzakerelerden çıkan sonuçta bulunmadığını söylemişti.

Filistinli kaynaklardan alınan bilgiye göre, Doha'daki görüşmeden çıkan sonuçta Gazze Şeridi'ni ikiye ayıran Netzarim Koridoru ve Gazze Şeridi ile Mısır sınırındaki Philadelphi Koridoru'na ilişkin maddeler bulunmuyor.

Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası müzakerelerini görüşmek üzere 19 Ağustos'ta İsrail'e gelen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, düzenlediği basın toplantısında, "İsrail'in masadaki ateşkes teklifini kabul ettiğini" söylemiş ancak taslaktaki şartları açıklamaktan kaçınmıştı.

Blinken, anlaşma için ön şartlar konusunda ısrarcı olacağını açıklayan Netanyahu'nun "boşlukları kapatan yeni teklifi kabul ettiğini" ileri sürmüştü.

Netanyahu'dan "Hamas'a baskı yapılması" talebi

Netanyahu, masadaki ateşkes taslağına eklediği "27 Mayıs prensipleri" olarak adlandırılan maddelerle ilgili "Hamas'a uluslararası baskı yapılmasını" talep etmişti.

İsrail basını, Netanyahu'nun ısrarcı olduğu "27 Mayıs prensipleri" olarak ifade edilen maddeleri şöyle sıraladı:

"İsrail'in Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Philadelphi Koridoru olarak isimlendirilen sınır hattında ve Gazze'nin Mısır'a açılan Refah Sınır Kapısı'nda hakimiyeti. Gazze Şeridi'nin güneyinden kuzeyine gidecek olası Hamas mensuplarının dönüşünü engellemek için Gazze Şeridi'ni kuzey-güney hattında bölen Netzarim Koridoru'nda denetim mekanizması kurulması. Ateşkesin birinci aşamasında Gazze Şeridi'nden en fazla sayıda İsrailli esirin serbest bırakılması. Ateşkes anlaşması imzalandıktan sonra da İsrail'in Gazze Şeridi'ne yeniden saldırabilme hakkının korunması."

İsrail'in başmüzakerecisi niteliğindeki Mossad Direktörü David Barnea ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın, Netanyahu'nun eklemek istediği maddelerin anlaşmayı zora sokacağını kendisine ilettiği basına yansımıştı.

Gazze'de İsrail şiddetinin yol açtığı insanlık felaketi devam ediyor

Gazze Şeridi'nde, ölü ve canlı toplamda 120 kadar İsrailli esirin bulunduğu tahmin ediliyor. Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 70 kadar İsrailli esirin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.

İsrail, Doha'daki müzakerelerin öncesinde ve sonrasında da Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını hız kesmeden sürdürdü. İsrail ordusu, daha önce "güvenli bölge" diyerek Filistinli sivilleri göçe zorladığı alanlara yeniden zorla tahliye emirleri göndererek saldırılar başlatacağını duyurdu.

İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 10 ayı aşkın sürede çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere can kaybı 40 bini geçerken bölgedeki insani felaket her geçen gün derinleşiyor.