İsrail kurumları, Nablus'un güneydoğusundaki Duma köyünde Filistinlilere ait yaklaşık 200 mülkün "ruhsatsız" yapıldığı bahanesiyle yıkılacağını bildirdi.
Aldıkları uyarılarla, evlerinin yıkılması ve açıkta kalma tehdidiyle karşı karşıya kalan bölge sakinleri, daha önceden "esenlik buldukları bu yerin şimdi kendilerini endişelendirir hale geldiğini" ifade ediyor.
Filistinliler, yaptıkları açıklamada, ihtarlar karşısındaki endişe ve tedirginliklerini dile getirdi.
- Filistinliler zorluklara rağmen köyde kalmakta ısrarcı
Köyün kuzeydoğu bölgesinde ikamet eden 31 yaşındaki Filistinli Ayed Arara, "2013'ten bu yana ailemle birlikte burada yaşıyorum. Ancak bugün bölgedeki ev ve ağılların da içerisinde olduğu yapıların yıkılacağını öngören uyarı karşısında endişeliyiz." dedi.
İsrail güçlerinin devamlı şekilde kendilerini takip ettiğini ifade eden Arara, köye baskın düzenleyen askerlerin, her şeyi yıkmakla tehdit ettiğini belirtti.
İsrail'in genişletme ya da inşa faaliyetlerini engellediğini, herhangi bir yeni yapıyı yıkmakla tehdit ettiğini anlatan Arara, "Bu geniş dağlarda yaşam yok, İsrail kısıtlamalar uyguluyor." diye konuştu.
Arara, Duma sakinleri olarak maruz kaldıkları sıkıntılara rağmen ailesiyle birlikte köyde kalacağını vurguladı.
İsrail'in 14 Mayıs 1948'de işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan ettiği ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tuttuğu "Nekbe"yi (Büyük Felaket) anımsatan Arara, "Zorunlu göçü ve sığınmayı bir kez daha yaşayamayız. Burada kalıyoruz. Burası bizim toprağımız, burada kalma, inşa etme ve yaşama hakkımız var." şeklinde konuştu.
- "Köy bir felaketzede"
Duma Köy Meclisi Başkanı Süleyman Devabişe ise köylerini "felaketzede" şeklinde değerlendirdi.
"Duma ve benzer durumdaki Filistin beldeleri korku ve panik içinde yaşıyor." diyen Devabişe, köy meclisi başkanlığı görevini birkaç yıldır deruhte ettiğini; biri 4 katlı iki evi olduğunu ve her ikisinin de yıkım tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu aktardı.
Devabişe, yılın başından bu yana İsrail makamları tarafından köy halkına 200'den fazla bildiri dağıtıldığını ve uyarıların tümünün "C" bölgesinde ruhsatsız inşaat iddiasını içerdiğini söyledi.
Filistinli yetkili, yıkım uyarısının tuğla ve betonarme ya da saçtan ev ve ahırın yanı sıra yol, duvar, hatta su ve elektrik şebekeleri ile ağaçları kapsadığını anlattı.
İsrail'in insan, ağaç ya da taş ayırmaksızın her şeyi hedef aldığını vurgulayan Devabişe, "Bu topraklar bizim... Topraklarımızı bizimle kimsenin paylaşmasını kabul etmeyeceğiz. Tehdit ve tehlikelere rağmen kalacağız ve bırakmayacağız." ifadelerini kullandı.
Devabişe, İsrail'in kendilerini tehdit ettiğini ve bölge sakinlerine karşı "zorla yerinden etme politikası" izlediğini kaydetti.
İsrail, 2023 başından bu yana, Duma köyünde 7 Filistinlinin evini ve bir sokağı yıktı.
Duma'da 940 dönüm arazi üzerinde yaklaşık 3 bin 500 Filistinli yaşıyor. Ancak köyün çevresinde Filistinlilere ait 18 bin dönüm geniş bir arazi bulunuyor. İsrail köyün doğusundaki su kaynağının bu arazilere ulaşmasını ve hayvanlarını kendi arazilerinde otlatmalarına izin vermiyor.
Filistin topraklarındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs, 1967'den beri İsrail işgali altında bulunuyor.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Batı Şeria'nın yüzde 18'ini kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.
İsrail güçleri, C bölgesindeki alanlarda sözde “ruhsatsız” olduğu iddiasıyla Filistinlilere ait ev ve mülklerde sık sık yıkım gerçekleştiriyor. Filistinlilerin kendi özel arazileri üzerinde inşaat ve geliştirme çalışmaları yapmak için İsrail makamlarından ruhsat alma şansları ise nedeneyse imkansız.