Aktivistler ve insan hakları savunucuları, bu kararı, kampı dağıtan Viyana Eyalet Polis Müdürlüğü için bir "hukuki tokat" olarak değerlendirdi. Polis, kampın dağıtılmasını, protestocuların Hamas'a destek verdiği iddiasına dayandırmıştı.

Kampın Dağıtılması

Filistin'e destek amacıyla kurulan kamp, Viyana Üniversitesi kampüsünde yalnızca üç gün sürdü. Ancak 8 Mayıs gecesi, Viyana Özel Polis Birimi (WEGA), gece yarısı kampa baskın düzenleyerek öğrencileri zorla dağıttı. Protesto, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının zirve yaptığı dönemde gerçekleşmiş ve Avrupa ile ABD'deki birçok üniversitede, İsrail’in savaş politikalarından kâr sağlayan kurumlarla ilişkilerin sonlandırılması talep edilmişti.

Big Ben'de Filistin bayrağı açan protestocu mahkemeye çıkarılacak Big Ben'de Filistin bayrağı açan protestocu mahkemeye çıkarılacak

Kampın dağıtılması sırasında yaklaşık 200 silahlı polis memuru görev aldı. Operasyonda insansız hava araçları, gözetleme araçları, polis köpekleri, kamyonlar ve vinçler kullanılarak kampın tüm malzemeleri toplandı. Ancak polis, bu müdahale için açık bir yasal gerekçe sunmadı.

Daha sonra Viyana Polis Müdürlüğü, kampın dağıtılmasının, "Devlet Güvenliği ve İstihbarat Servisi'nin nihai değerlendirmesi" sonucunda gerçekleştiğini açıkladı. Polis, kampın amacının Hamas’a destek göstermek ve "terör suçlarına onay veren bir zihinsel ortam oluşturmak" olduğunu iddia etti. Ayrıca, protestocuların "Nehirden denize, Filistin özgür olacak" sloganları attığını ve "İntifada" kelimesinin pankartlarda yer aldığını belirtti.

Mahkemenin Kararı

Mahkeme, polis iddialarını reddederek, toplanma ve ifade özgürlüğünün, ifade edilen görüşler "şok edici ya da rahatsız edici" olsa bile korunması gerektiğini vurguladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına atıfta bulunan mahkeme, bir örgüte sempati göstermenin, somut bir terör suçuna yol açma ihtimali olmadığı sürece suç teşkil etmeyeceğini belirtti.

Mahkeme ayrıca, "Nehirden denize, Filistin özgür olacak" ve "İntifada" ifadelerinin, terör suçlarını teşvik ettiğine veya Hamas’a doğrudan destek sağladığına dair bir kanıt olmadığını ifade etti. Bu nedenle, bu sloganların terör suçlarına zemin hazırladığına dair bir varsayımın hukuki bir dayanağı bulunmadığını açıkladı.

Gazze Savaşı ve Protestolar

Bu protestolar, Ekim 2023’te İsrail’in Gazze’ye yönelik ağır saldırıları sırasında yoğunlaştı. İsrail’in saldırıları, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 160 binden fazla ölü ve yaralıya, 11 binden fazla kayba neden oldu. Ayrıca, evler, hastaneler, okullar ve tarım arazileri gibi altyapılar hedef alınarak büyük bir yıkım yaşandı. Gazze’deki insani kriz, açlık nedeniyle onlarca çocuğun ve yaşlının ölümüne yol açtı.

Mahkemenin bu kararı, protestocuların haklarının ihlal edildiğini ortaya koyarken, Filistin’e destek için yapılan eylemlerin meşruiyetini bir kez daha gündeme getirdi.

orta doğu haber