Filistin'in Geleceği Konferansı'na katılmak üzere Türkiye'ye gelen, Slovenya Parlamento Üyesi Miroslav Gregoric, Portekiz'in eski Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Bruno Maçaes, eski Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ryzard Czarnecki ve Foundacion Alternativas Dış Politika Müdürü Vicente Palacio, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin konuştu.
Slovenya Parlamento Üyesi Gregoric, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına ilişkin, "Biz ateşkes taraftarıyız, barış taraftarıyız, iki devletli çözüm taraftarıyız, acil insani yardımın sağlanmasından yanayız." dedi.
Gregoric, ülkesinin Filistin konusunda pozisyonunun net olduğunu ifade ederek, Gazze'de yaşananların hayal edilemeyecek bir durumda olduğunu söyledi.
Gazze'de aşırı güç kullanıldığını söyleyen Gregoric, Gazze'ye yiyecek, su, ilaç sağlanmasını desteklediğini ifade etti.
Gregoric, Gazze'de yaşananları "korkunç" olarak nitelendirdi.
Avrupa Birliği'nin Gazze konusundaki politikasını desteklemediğini vurgulayan Gregoric, "İsrail'e karşı yeterince sert olmayan ve (İsrail'i) ülkelerini savundukları bahanesiyle affeden resmi politikayı (AB politikasını) sevmiyorum. Aynı zamanda, Filistin'i işgal ediyorlar. (İsrail), Gazze'de ve şimdi de Lübnan'da insanlığa karşı korkunç suçlar işliyorlar." ifadelerini kullandı.
"Türkiye, Filistin işgalini sona erdirmek için mücadele ediyor"
Gregoric, Türkiye'nin bölgesel bir süper güç olduğunu ve bir prensibe sahip olduğunu söyleyerek, "Türkiye, Filistin işgalini sona erdirmek için mücadele ediyor, umarım hep birlikte başarılı oluruz ve Filistin, İsrail ile barış içinde yaşayan özgür bir ülke olur." dedi.
İsrail'e karşı olunmadığının altını çizen Gregoric, "Her iki ülkenin de barış içinde yaşadığı iki devletli bir çözüm olmalı." diye konuştu.
Gregoric, Gazze'deki insani trajediye dikkati çekti ve insani koşulları "korkunç" olarak nitelendirdi.
Gazze'deki insanların hala hayatta olmasının mucize olduğunu söyleyen Gregoric, "İsrail, Gazze'ye 75 bin tondan fazla bomba attı. Bu da Hiroşima'ya atılan üç atom bombasına eş değer. Orada (Gazze'de) insanların hala hayatta olması bir mucize." dedi.
"Çok fazla korku var, çok fazla sansür var"
Maçaes ise ülkesinin Filistin-İsrail meselesine ilişkin tutumunu değerlendirerek, İrlanda ve İspanya gibi Portekiz'in de Filistin'i devlet olarak tanıyabileceğine dikkati çekti.
Filistin'in devlet olarak tanınmasının Portekiz'de tartışıldığını ancak henüz bir kararın alınmadığını söyleyen Maçaes, Portekiz hükümetinin "Filistin'i tanımak için doğru zaman olmadığı" görüşünde olduğunu aktardı.
Maçaes, ülkesinin bu karar için Fransa ve Almanya gibi ülkelerin görüşlerini beklediğini, Avrupa Birliği'yle (AB) birlikte hareket edebileceğini ifade ederek, "Açıkçası ben bunun yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu çok kritik bir an ve önemli bir işaret olurdu." diye konuştu.
"Yapabileceğimiz tek şey bunun için savunuculuk yapmayı sürdürmek" diyen Maçaes, bunun hükümet tarafından alınması gereken büyük bir karar olduğunu söyledi.
AB'nin Orta Doğu'daki rolüne ilişkin, diyalog kurmanın denendiğini ama işe yaramadığını ve biraz daha iddialı olunması gerektiğini ifade eden Maçaes, "Genellikle Avrupa Birliği'nin bir tek ana aracı vardır, o da ticaret. İsrail ile askıya alınabilecek bir ticaret anlaşmamız var." dedi.
Maçaes, bazı ülkelerin "İsrail'e yeter" demek için ticaret anlaşmasını askıya aldığını hatırlatarak, AB'nin daha güçlü olmak zorunda kalacağını kaydetti.
Avrupa'daki çoğu insanın Türkiye'nin Orta Doğu'daki pozisyonunu desteklediğini ifade eden Maçaes, birçok ülkenin ne yapacağını bilmediğini ya da korktuğunu söyledi.
Maçaes, Türkiye'nin İsrail'e bazı ticari yaptırımlarda bulunduğuna, pek çok ülkenin ticari yaptırım uygulamadığına dikkati çekerek, Orta Doğu'da durumun daha dramatik hale geldiğini ifade etti.
Maçaes, "Çok fazla korku var, çok fazla sansür var. Gazze çevresinde çok fazla yanlış bilgi, propaganda var, bence bunun sebebi belli. Hükümetler, kamuoyunun soykırımı desteklemediğini biliyor ve bu yüzden alternatif bir gerçeklik sunmak zorunda, soykırımı destekleyen insanlar diğerlerini susturmaya çalışmak zorunda. Bu demokrasilerimiz için çok zehirli, demokrasilerimizi yok ettiğini düşünüyorum ve bu devam ederse ileride etkisi yıkıcı olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Filistin konusunda, daha aktif olunması gereken başka nedenlerden birinin de bu olduğunu söyleyen Maçaes, "Sadece Filistin halkını savunmuyoruz, aslında demokrasilerimizi savunuyoruz. Propaganda sansürünün seviyesi inanılmaz." diye konuştu.
Maçaes, kendi ülkesinde hala özgür bir şekilde konuşabildiğini ifade ederek, şunları aktardı:
"Propaganda sansürünün boyutu inanılmaz. Özellikle İngiltere, Britanya ve Almanya'da. Bu yüzden iki uç tarafı düşünüyorum ve ülkemde hala özgürce konuşabildiğimi hissediyorum ama Almanya ve İngiltere'de Filistin meselesinde artık özgürce konuşamıyorsunuz. Tehlikeli yolu seçen ülkelerimiz..."
"Türkiye bölgede son derece önemli bir oyun kurucu"
Eski Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ryzard Czarnecki de, Türkiye'nin Orta Doğu'daki gerginliğin azaltılması yönündeki çabalarına değinerek, "Türkiye bölgede son derece önemli bir oyun kurucu." dedi.
"Ankara'nın kritik bir rolü var. Türkiye, zamanımızın en trajik çatışmalarından birinde barış çözümünü bulmak için Avrupa Birliği için çok iyi bir ortak olabilir" ifadesini kullanan Czarnecki, uluslararası toplumun tepki gösterdiğine ancak bunun sadece kelimelerden ibaret kaldığına işaret etti.
Czarnecki, Türkiye'nin bölgedeki rolünün önemli olduğunu vurgulayarak, "Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği (AB) gibi kuruluşlardan daha aktif bir politika talep ediyorum. Sadece sözle değil, sadece teselli değil, uygulanmasını bekliyoruz. Kısa vadede ateşkes değil, uzun vadede barışçıl bir süreç bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Dünyanın pratikte çok küçük olduğuna, Orta Doğu'da, Lübnan'da, Gazze Şeridi'nde ve Batı Şeria'da yaşananlardan Batı ülkelerinin de etkilenebileceğine işaret eden Czarnecki şunları kaydetti:
"Fransa'daki, Almanya'daki, Hollanda'daki, Belçika'daki, İngiltere'deki insanlar bunun bizim işimiz olmadığını söyleyemez. Kısmen de olsa bunun Avrupa'nın sorumluluğu olduğunu düşünüyorum ve şimdi harekete geçme zamanı."
Czarnecki, Avrupa Birliği'nin bu konuda daha aktif olması gerektiğini vurguladı.
"İki devletli çözüm fikrinin canlı tutulması gerekiyor"
Foundacion Alternativas Dış Politika Müdürü Palacio da, İspanya'nın ateşkes çağrısı yapan ilk ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak, ülkesinin sadece ateşkes değil, insani koridorun açılmasını da istediğini söyledi.
"İnsani yardım, Gazze halkının yaşadığı bu dramın tırmandırılması, Avrupa Birliği içindeki dış politikamızın temel direği oldu" diyen Palacio, bu pozisyonun oluşmasında İspanya'nın öncülük ettiğini belirtti.
Palacio, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) insani yardımlar konusunda önemini vurgulayarak, "İnsanlar sadece Gazze'de değil, Batı Şeria'da da bu büyük dramı yaşıyor." diye konuştu.
İspanya gibi ülkelerin gösterdiği çabanın doğru olduğunu ancak bunun yeterli olmadığını söyleyen Palacio, AB üyesi ülkelerin, insani yardımların ulaştırılması konusunda daha fazla çaba sarf etmesini gerektiğine dikkati çekti.
Palacio, bunun önemli olduğunu vurgulayarak, iki devletli çözüm fikrinin "yeniden doğduğunu" belirterek, bu fikrin canlı tutulması gerektiğinin altını çizdi.
"İki devletli çözüm" fikrine katılmaya başlayan ülkeler olduğunu söyleyen Palacio, İspanya'nın ardından Slovenya ve İrlanda'nın da Filistin'i devlet olarak tanıdığını hatırlattı.
Palacio, İsrail'e yönelik yapılabilecek ekonomik ve ticari yaptırımların caydırıcı olabileceğine değinerek, Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde büyük çaba gösterdiğini ve bundan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Akdeniz'de, barış, istikrar, refah gibi ortak çıkarların olduğunu belirten Palacio, kimsenin bölgesel çatışmayla ilgilenmediğini bu yüzden işbirliği içinde birlikte çalışılması gerektiğini kaydetti.
Palacio, Filistin ve İsrail için barışı gündeme getirmenin önemine işaret ederek, sorunu çözmek için diğer ülkelerle birlikte çalışılması ve daha fazla desteğe ihtiyaç gerektiğini vurguladı.