BM Güvenlik Konseyinde üst düzey İsrail-Filistin oturumu düzenlendi.
Burada konuşan Wennesland, hayatını kaybeden tüm İsrailli ve Filistinliler için başsağlığı dileklerini iletti.
İsrail'de yaklaşık 1400 kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çeken Wennesland, "Bu İsrail tarihinin en kanlı saldırısı." diye konuştu.
Wennesland, İsrail'in "savaş ilan ettiğini" ve 7 Ekim'den bu yana 5 binden fazla yeri bombaladığını aktararak, hava saldırılarının siviller üzerindeki etkisinin korkunç olduğunu, 5 binden fazla Filistinlinin de yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Yaralı sayısının ise 15 bini geçtiğini belirten Wennesland, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in "insani ateşkes çağrısını" yineledi.
Wennesland, şiddetin işgal altındaki Batı Şeria'ya yayılma riskinin arttığına işaret ederek, "Uluslararası toplum olarak, birlik halinde, akan kanı durdurmalı ve çatışmaların bölgeye yayılmasını engellemeliyiz." vurgusunda bulundu.
Tüm taraflara sorumlu şekilde davranma çağrısında bulunan Wennesland, "Riskler ve sonuçlar çok ağır olabilir." uyarısını yaptı.
"Gazze'de sığınacak hiçbir yer yok"
BM Filistin İnsani İşler Koordinatörü Lynn Hastings de İsrail'in şu ana kadarki saldırıları nedeniyle Gazze’deki konutların en az yüzde 42'sinin yıkıldığını veya hasar gördüğünü söyledi.
Hastings, "Gazze'de sığınacak hiçbir yer yok. Konu kaçıp kaçmayacağına ve nereye kaçacağına dair kararlara gelince, siviller kaçarlarsa da lanetleniyor, kaçmazlarsa da." diye konuştu.
Gazze'ye Mısır sınırından sınırlı oranda insani yardım sokulmasına izin verilmesinden memnun olduklarını belirten Hastings, "Ancak bu yardımlar ihtiyaçların geniş ölçeğiyle karşılaştırıldığında kovada bir damla. Bu çatışmalardan önce Gazze'ye giren malların günlük ortalama hacminin yüzde 4’ünü geçmiyor. İhtiyaçlar şu an çok daha fazla." dedi.
Hastings, yardımlar arasında özellikle yakıtın bulunmamasını eleştirerek, yakıt olmadan Gazze’de insani operasyonların duracağına, hastane, fırın, su arıtma gibi temel hayati tesislerin çalışmayacağına, dolayısıyla ciddi sağlık sorunlarının oluşacağına vurgu yaptı.
Tarafların siviller ile hastane gibi sivil altyapıları korumaya özen göstermeleri gerektiğinin altını çizen Hastings, "Hepimiz aynı zamanda uluslararası insani hukuka saygı gösterilmesini talep etmeye devam etmeliyiz." çağrısında bulundu.