Programa, BM Cenevre Ofisi Genel Direktörü Tatiana Valovaya, Türkiye'nin BM Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Güven Begeç, Filistin'in BM Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi İbrahim Khraish, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkeler ve diğer BM üyesi ülkelerin temsilcileri ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Valovaya, program kapsamında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in mesajını okudu.
Bu yıl Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü'nün, Filistin halkının tarihinin en karanlık döneminden birine denk geldiğini belirten Guterres, bölgeyi saran ölüm ve yıkımın yanı sıra insani yardım politikası ve Gazze'deki insanların karşı karşıya olduğu felaket karşısında dehşete düştüğünü vurguladı.
Guterres, "Bu, barış ve onur içinde yaşama hakkına sahip olan Filistin halkıyla uluslararası dayanışmanın yeniden teyit edildiği bir gündür. Bu, uzun vadeli bir insani ateşkes, hayat kurtaran yardımlara sınırsız erişim, tüm rehinelerin serbest bırakılması, sivillerin korunması ve uluslararası insani hukuk ihlallerine son verilmesiyle başlamalı." ifadelerini kullandı.
Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırılarının, İsrail'in bölgedeki Filistinlileri toplu olarak cezalandırmasını haklı çıkaramayacağını yineleyen Guterres, BM'nin, Filistin halkına olan bağlılığından hiçbir zaman taviz vermeyeceğini kaydetti.
Guterres, ülkelere, Filistin halkının haklarını elde etme ve herkes için barış, adalet, güvenlik ve onurlu bir gelecek inşa etme çabalarıyla dayanışma içinde olma çağrısında da bulundu.
BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) "hayati" derecede önemli çalışmalarına da dikkat çeken Guterres, uluslararası toplumun Filistin halkına destek kaynağı olarak UNRWA'nın yanında durmasının artık "her zamankinden daha önemli" olduğunu vurguladı.
Daha sonra bazı BM yetkilileri ve ülkelerin temsilcileri Filistin'e destek veren konuşma yaptı.
Program sonunda, aralarında Türkiye'nin de yer aldığı Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü'ne destek veren ülkelerin isimleri açıklandı.
İsrail'in Gazze'yi işgalinde son durum
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 310'dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna göre, 7 Ekim’den bu yana Gazze'deki çatışmalarda 70, Lübnan sınırında da 6 İsrail askeri öldürüldü.
Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 6 bin 150'den fazlası çocuk ve 4 binden fazlası kadın olmak üzere 15 bini aştı.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 244 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana sınırda yaşanan çatışmalarda 85 Hizbullah mensubu öldü.
Hamas ile İsrail arasındaki esir takası mutabakatı
İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün "insani ara" verilmesine ilişkin uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat 07.00'de (TSİ 08.00) uygulamaya girdi.
İsrail ile Hamas arasındaki "insani ara" uzlaşısı kapsamındaki esir takası mutabakatı çerçevesinde şu ana kadar Gazze Şeridi'nden biri erkek, diğerleri kadın ve çocuk 61 İsrailli esir, İsrail hapishanelerinden de Filistinli 180 kadın ve çocuk esir serbest bırakıldı.
Katar, 27 Kasım’da Hamas ile İsrail arasında yürütülen arabuluculuk çalışmaları sonucunda "insani ara”nın 2 gün daha uzatıldığını duyurdu.