On dokuz yaşındaki Yousif Abu Shaaban ve dört yakın aile üyesi günlerdir kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ndeki Refah sınır kapısı üzerinden tahliye edilmeyi bekliyordu.

Amerikan pasaportu sahibi olan Ebu Şaban'a ABD konsolosluğu yetkilileri tarafından kendisinin ve ailesinin Gazze Şeridi'nden ayrılmaya uygun olduğu söylendi. Refah sınır kapısı yakınlarındaki bir okulda kalan aile, İsrail'in 7 Ekim'de başlayan amansız bombardımanından kaçmak için bir çıkış yolu arıyordu.

ABD'li yetkililer, sayıları 500 ila 600 arasında değişen Gazze'deki Filistinli Amerikan çifte vatandaşlarına Mısır'a güvenli geçiş için geçide yaklaşmalarını tavsiye etmişti.

Bölge sakinlerine geçen Cumartesi günü tahliye için beş saatlik bir süreleri olduğu söylendi, ancak günün sonunda hiç kimse geçemedi. Bir hafta sonra, İsrail'in bombardımanı devam ederken ve Gazze'nin karadan işgali yaklaşırken bile, ne zaman ayrılabileceklerini bilmeden belirsizlik içinde kalmaya devam ediyorlar.

21 Ekim'de ABD'li yetkililer, Mısır'dan gelen ilk yardım kamyonları Gazze'ye girerken, geçişin çifte vatandaşların çıkışına izin verecek şekilde açılabileceğine dair bilgi aldıklarını söyledi.

Ancak Abu Shaaban ve ailesi için artık çok geç: Tahliyelerin gecikmesi 14 yaşındaki kız kardeşinin hayatına mal oldu.

Perşembe günü, okulda geçirdikleri üç günün ardından aile, birkaç parça eşyalarını daha almak için Gazze Şehri'ndeki evlerine döndü.

"Geç oldu ve evde uyumaya ve ertesi sabah Refah'a dönmeye karar verdik. Birden bombardıman sesi duyduk. Zemin kattaki bir odaya gittik. Çok geçmeden metal ön kapımız içeriye doğru bombalandı ve bombardıman kapımızın önünde gerçekleşiyordu."

"Kız kardeşim şehit oldu. Onu bana kim geri getirecek?" Yüzüne isabet eden şarapnel parçaları nedeniyle yaralanan Ebu Şaban, Al Jazeera'ye ailesinin evinin bulunduğu yerden konuştu.

Kör olan 44 yaşındaki babası da gece saat 11'de gerçekleşen bombardıman sonucu kolundan ağır yaralandı. "Babamı maddi olarak geçindiren tek kişi benim. Ben olmadan hareket edemiyor. Kör ve şimdi de kolunun tamamı gitti."

Sekiz yaşındaki kız kardeşi Cihan da yaralandı.

Ebu Şaban ABD'de doğmuş, ailesi babasının yüksek lisansını tamamlayabilmesi için oraya taşınmış.

"Bu, büyükelçiliğin ve benden sorumlu olması gereken tüm tarafların ihmalkârlığının hatasıdır. Bunun neden benim başıma, evimin başına geldiğine, kız kardeşimin neden şehit edildiğine dair uluslararası bir soruşturma talep ediyorum," diyor Ebu Şaban. "Onları mahkemeye vereceğim."

"Birkaç gün boyunca Amerikan konsolosluğundaki temsilciler beni arayıp sınır kapısına gelmemi söylediler. Ben de hayatımı tehlikeye atarak Gazze Şehri'nden sınır kapısına gidiyordum."

İngiliz yetkililer de Gazze'deki vatandaşlarına güneye gitmeleri çağrısında bulundu ve sınır kapısının açılması ihtimaline karşı tetikte olmalarını söyleyen mesajlar gönderdi. BBC'ye göre 60,000 kadar İngiliz vatandaşı "İsrail'de ya da Gazze'de" yaşıyor.

'Tehlikeli bölgede' gezinmek

Refah'tan Al Jazeera'ye konuşan bir başka çifte ABD vatandaşı geçen hafta durumun "umutsuz" olduğunu söyledi.

İsrail Meclisindeki Arap vekil: "İdari gözaltının kaldırılması Yahudi terörüne onay anlamı taşıyor" İsrail Meclisindeki Arap vekil: "İdari gözaltının kaldırılması Yahudi terörüne onay anlamı taşıyor"

"Ben bir ABD vatandaşıyım. Ülkem bana buraya gelmemi söyledi. Buraya gelirken cehennemden geçtik. Burası Gazze'nin ortasından Gazze sınırına kadar uzanan bir savaş bölgesi. Ve şimdi eve elimiz boş dönüyoruz" dedi.

"Neler olduğunu, neden gelmemizin söylendiğini ve buradan ne zaman çıkacağımızı bilmiyoruz."

Adam, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a bir mesajı olduğunu söyledi: "Biz İsrailli olsaydık, başımıza bunlar gelir miydi? Amerikalı İsrailliler çoktan gitti. Her gün gidiyorlar.'' dedi.

"Filistinli Amerikalılar gidemez. Burada çok sayıda bulunan diğer vatandaşlıklara sahip Filistinliler de gidemez. Hepsinin kadınları, çocukları, yaşlıları var. Sınıra ulaşmak için tehlikeli bölgeden geçmeye devam edemezler," diye devam etti.

"Tek bir mermi bizi öldürebilir."

İsrail'in kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırılarında 7 Ekim'de başlayan son tırmanıştan bu yana aralarında 1.500'den fazla çocuk ve 1.000 kadının da bulunduğu en az 4.137 Filistinli hayatını kaybetti. Yaklaşık 13,000 kişi de yaralandı.

İsrail, Hamas silahlı direniş hareketi savaşçılarının İsrail'e sürpriz bir saldırı düzenleyerek yaklaşık 1,400 kişinin ölümüne yol açmasının ardından bölgeye yönelik bombardıman kampanyasına başladı.

Al Jazeera muhabiri Hisham Zaqout geçen hafta Refah sınır kapısına erişim sağladı. Yardımların Gazze'ye girişi için hazırlıkların yapıldığını ancak hala bazı engellerin olduğunu söyledi.

Zaqout, "İsrail saldırıları Gazze Şeridi'ne yardım ulaştırmak için kullanılacak ana yolda büyük delikler açtı, bu da otobüslerin ya da yardım kamyonlarının bu yolu kullanmasını imkânsız hale getirdi, ancak Mısırlı ekipler şu anda bu deliklerin üzerini asfaltlayarak yolun yeniden işler hale gelmesini sağlıyor" dedi. İsrail Refah sınır kapısını en az dört kez bombaladı.

Filistinli mültecilerden sorumlu BM ajansına atıfta bulunan Zaqout sözlerini şöyle sürdürdü: "Ayrıca UNRWA'dan ekiplerin de geçidin yardımların geçişi için hazır olduğundan emin olmak üzere gelmesini bekliyoruz."

"Bir diğer sorun da yardımların Gazze'nin içine ulaştırılması. BM bu konuda Mısırlılar, UNRWA yetkilileri ve İsrail tarafıyla görüşmeler yürütecek."

Gazze Şeridi'nde yaşayan yaklaşık bir milyon Filistinli son iki hafta içinde evlerinden oldu ve birçoğu Gazze'deki vahim insani durumdan muzdarip. İsrail'in 9 Ekim'de Gazze'ye yönelik "topyekûn abluka" ilan etmesiyle birlikte Gazze'de ciddi bir su, gıda, elektrik ve yakıt sıkıntısı baş gösterdi.

Al Jazeera

Editör: Mücahit Talha Altın