Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriyeli muhaliflerin yıllardır rejime karşı savaştıklarını, inanılmaz zulümlere ve kayıplara maruz kaldıklarını belirterek, "Şimdi vatanlarını tekrar alıyorlar bunlar. Tabii ki ülkenin bütünlüğünü sağlama yolunda adım atacaklar." dedi.

Bakan Fidan, Rusya'nın Suriye'deki alana yayılmış bulunan bütün unsurlarını çektiklerini, alandan üstlere çekildiklerini belirterek, "Bundan sonra yani belli ekipmanları ve malzemeleri hava yoluyla muhtemelen taşıyacaklar Rusya'ya ama daha sonra olayın nasıl gelişeceğini yakın ve orta vadede onu aslında üzerinde çalışılan bir konu, takip edeceğiz kaçarı yok." dedi.

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına değinen Fidan, Esed rejiminin elindeki askeri kabiliyetlerin İsrail'e karşı hiçbir zaman kullanılmadığını hatırlattı.

ABD'nin PYD/YPG ilişkisi

Fidan, Türkiye'nin terör örgütü PYD/YPG konusunda ABD ile başından beri son derece taban tabana zıt iki pozisyonda olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Burası bizim milli güvenliğimizle ilgili yaşamsal varoluşsal bir konu yani biz bu konuyu mümkün olan en yüksek ciddiyetle ele almış bir ülkeyiz. Bunun hem sahadaki operasyonel araçlarını hem masadaki diplomatik araçlarını da her türlü ciddiyette kullandık şimdi bizim pozisyonumuz hala aynı, hiç değişmedi."

Fidan, Suriyeli muhaliflerin yıllardır rejime karşı savaştıklarını, inanılmaz zulümlere ve kayıplara maruz kaldıklarını belirterek, "Şimdi vatanlarını tekrar alıyorlar bunlar. Tabii ki ülkenin bütünlüğünü sağlama yolunda adım atacaklar. Bundan sonra olacak olan şu; Şam'daki yönetimin kendi milli bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü sağlamak için atacağı adımlar neticesinde YPG'nin artık çok bir zemin bulamayacağını düşünüyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin YPG konusundaki stratejisi

Fidan, Türkiye'nin terör örgütü PKK/YPG ile ilgili stratejisine ilişkin şunları kaydetti:

"YPG'nin elimine edilmesi, ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimiz. Yani ya bunlar kendi kendilerini feshederler ya feshedilirler yani yok olurlar. Tabii belli parametreler var o parametreleri belki ifade etmek faydalı olur diye düşünüyorum. Birincisi ifade ettiğim gibi yani biz her ne kadar imkan ve kabiliyetlerimiz buna müsait olsa da ilk etapta Suriye'deki kardeşlerimizin kendi toprak bütünlüğünü, milli bütünlüğünü sağlamayla ilgili atacağı adımlarla bu tehdidi bertaraf etmesine yönelik adımları bekleyeceğiz. Diğer taraftan yani burada özellikle YPG elimine edilirken bölgenin kadim şehirlerinde yaşayan kadim orada yüzyıllardır Kürtlere bir zarar gelmemesi lazım çünkü YPG'nin Araplara yaptığı, Kürtlere yaptığı zulüm her zaman için ortada. Onları baskı ile el altında tutuyor."

Fidan, birinci aşamada bir an önce YPG/PKK'nın içerisinde bulunan Suriye'deki Suriyeli olmayan uluslararası terörist savaşçı statüsündeki unsurların ülkeyi terk etmesi gerektiğini vurguladı.

İkinci aşamada YPG'nin bütün komuta kademesinin, Suriyeli olanların da ülkeyi terk etmesi gerektiğini vurgulayan Fidan, daha sonra PKK'lı olmayan kadroların yeni yönetimle bir anlayış birliği içerisinde silahlarını bırakarak, normal hayatlarına dönerek Suriye içerisinde hayatlarına devam etmeleri gerektiğini dile getirdi.

Sınıfına veda görüntüleri ağlatan Suriyeli Muhammed'i arkadaşları çok özlüyor Sınıfına veda görüntüleri ağlatan Suriyeli Muhammed'i arkadaşları çok özlüyor

Suriye'deki DEAŞ kampları

Batılıların, terör örgütü YPG/PKK'ya gardiyanlık rolü verdiklerini belirten Fidan, Avrupalı devletlerin kendi DEAŞ'lılarını alıp götürmeleri gerektiğini vurguladı.

Fidan, DEAŞ'lı tutuklular üzerinden PKK'nın Avrupalılara şantaj yaptığını ve Amerikalılar ile Avrupalıların bu şantajı yediğini belirterek, "Şantaja maruz kalan ülkelerin PKK'ya tepki göstermesi gerekirken, Türkiye'ye dönüp 'Ya buralara harekat yapmayın, onu yapmayın, bunu yapmayın.' diyorlar. DEAŞ'la mücadele dedikleri aslında DEAŞ tutuklularına yapılan gardiyanlık işi." dedi.

Suriye'de artık bağımsız milli bir aktörün olduğunu belirten Fidan, bu aktörün YPG'yi tanımayacağını vurguladı.

Fidan, Suriyelilerin geri dönüşüne ilişkin ise şunları söyledi:

"Burada hem Suriyeli kardeşlerimizin hem de Suriye'deki yönetimin sağduyusuna güveniyorum açıkçası. Herkes kendi yuvasına, ait olduğu yere dönmek ister muhakkak. Oradaki şartlar iyileştikçe, burada bir devamlılık olduğu duygusu oluştukça ben geri dönüşlerin artacağına inanıyorum. Türkiye'de bir düzen oluşturmuş olan Suriyeli kardeşlerimizin bu düzeni aniden değil de aşamalı olarak tekrar değiştirip Suriye'de başka bir hayat kurma yolunda adım atacaklarını düşünüyorum."

Fidan, Ürdün'de Suriye gündemiyle gerçekleştirilecek toplantıya Suriye'nin komşu ülkeleri, bölge ülkeleri ve Avrupa Birliği ile ABD'nin de katılacağını hatırlatarak, Suriye'deki yeni yönetim ve durumun görüşüleceğini dile getirdi.

Fidan-Blinken görüşmesi

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesine de değinen Fidan, Blinken'la Gazze'deki ateşkesin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini konuştuğunu söyledi.

Fidan, Trump'ın iktidarı döneminde Filistin meselesinde birkaç senaryonun olabileceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Olumlu bir senaryo da olabilir, ateşkesin olduğu nispeten insani şartlarını iyileştirmeye başladığı bir senaryo mümkün olabilir veya İsrail yayılmacılığının daha da yaygınlaştığı, Batı Şeria'yı da içine alan bir operasyonun başlatılma ihtimali de var. Netanyahu, Trump yönetiminden almak istediği sinyali ve desteği alırsa yayılmacılığının maksimumunu yapmak istediğine dair emareler var. Lübnan'daki şu andaki ateşkesin neticelerini bekliyoruz. Her ne kadar 60 günlük bir ateşkes ilan edilmiş olsa da zaman zaman İsrail'in bu ateşkesi ihlal ettiğini de görüyoruz ve bu ateşkes 60 günden sonra da devam edecek mi ona bakacağız."

Fidan, Gazze'de her şeye rağmen "umudun" olması gerektiğini aktardı.