Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii'nde "İnsan Özü İtibariyle Değerlidir" konulu hutbe irad etti, cuma namazı kıldırdı.
İnsanın yeryüzünün en değerli varlığı olduğunu vurgulayan Erbaş, "İnsanın bu değeri, dış görünüşünde, malında, mülkünde, şan ve şöhretinde değildir. İnsanın, vahye muhatap olan bir aklı vardır. İyiyi kötüden, hakkı batıldan ayırabilen bir iradesi vardır. Sevgi, şefkat ve merhamet gibi güzel duygularla donatılması gereken bir kalbi vardır. İşte insan, aklını, iradesini ve kalbini, imanın, ibadetlerin ve ahlakın güzellikleriyle donatırsa değerine değer katar, kamil bir insan olur." bilgisini verdi.
İnsanlığın saygınlığını ve gerçek değerini Hz. Muhammed'den öğrendiğini söyleyen Erbaş, şu ifadeleri kullandı:
"O, hiç kimseyi, dış görünüşüne, malına ve mülküne, makam ve mevkiine göre değerlendirmemiştir. İnsan olması hasebiyle herkese değer vermiş, sevgi, saygı, şefkat ve merhametle davranmıştır. Allah Resulü insanları engelli ya da engelsiz diye ayırmamıştır. Engelleri sebebiyle hiç kimseyi dışlamamıştır. Farklı engel gruplarında yer alan sahabelere yakın ilgi göstermiş, her daim destek olmuştur. Birikim ve yeteneklerine göre önemli görevler vermiş, onları topluma kazandırmaya çalışmıştır."
Erbaş, İslama göre engelliliğin, görememek, konuşamamak, işitememek ve yürüyememek olmadığının altını çizerek, "Asıl engellilik, hakkı duymamaktır, hakikati görmemektir, doğruyu söylememektir. Kişinin kalbini imandan, gönlünü İslam'dan, söz ve davranışlarını güzel ahlaktan mahrum bırakmasıdır. İmkanlarını Allah'ın rızası ve insanlığın faydası için kullanmamasıdır. Samimiyetini riyakarlığa feda etmesidir. Hasılı asıl engellilik, insanın kendi eliyle değerini yitirmesidir." açıklamasını yaptı.
"Hayatın her alanını engellilerin kullanabileceği şekilde planlayalım"
İnanç, azim ve gayretin hiçbir engel tanımadığını belirten Erbaş, "Önemli olan birbirimize engel çıkarmamak, hayatı birbirimize zehir etmemek, zorlaştırmamaktır. Engelli kardeşlerimizin ve ailelerinin hayat mücadelesinde onların yanlarında olmaktır. Onları ziyaret ederek, hal ve hatırlarını sormak, dualarını almaktır. Kendilerine içten ve samimi davranmaktır. Onlara karşı komşuluk ve insani görevlerimizi en güzel şekilde yerine getirmektir. Çalışmalarını ve üretmelerini zorlaştıran bütün engelleri ortadan kaldırmaktır. Yollarımızı, sokaklarımızı, binalarımızı ve hayatın her alanını onların kullanabileceği şekilde planlayalım." tavsiyesinde bulundu.
Mazlumun dini, mezhebi, inancı ne olursa olsun yanında yer almak, zalimin ise karşısında olmak gerektiğini vurgulayan Erbaş, "Hak ve hukuk tanımayan vicdan yoksunu siyonist zalimler, kadın, çocuk, yaşlı, engelli demeden Filistinli kardeşlerimize topyekun bir soykırım gerçekleştiriyor. Bunu her yerde, her zaman, her vesileyle haykırmaya devam edeceğiz. Bir kötülüğü ortadan kaldırmak din, dil ve ırk ayrımı olmaksızın bütün insanlığın ortak görevidir." ifadelerini kullandı.
Erbaş, cuma namazını kıldırdıktan sonra İsrail'in saldırıları altında olan Filistinliler için dua etti.