Konuşmanın tamamı ise şöyle:
7 Ekimde Aksa Tufanı'nın başlamasından 42 gün sonra Mücahidler savunma operasyonlarına devam ediyor ve Gazze’ye çeşitli konumlardan giren ve batıya doğru ilerlemeye devam eden işgalci Siyonist güçlerle Beit Lahia ve Beit Hanun'da
karşı karşıya geliyor.
Son dört gün içerisinde mücahitlerimiz 62 Siyonist askeri araca zarar verip imha etti.
Merkava tankları, asker taşıyıcıları ve buldozerler gibi çeşitli araçları Al-Yassin 105 anti-zırh füzeleri, flaşlı bombalar ve fedai eylem bombalarıyla hedef aldı..
Mücahitlerimiz ayrıca patlayıcı maddeler, orta silahlar ve keskin nişancılar düşman kuvvetlerinin yaya veya bazı binalarda saklanan şahısları da hedef aldı.
Üç gün önce yapılan iki ayrı operasyonda mücahitlerimiz araçları dışında en az dokuz Siyonist askeri etkisiz hale getirmeyi başardı. Ayrıca dün sabah Beyt Lahia'nın kuzeybatısında iki düşman askeri aracını anti-zırh füzeleriyle imha etti.
Dün de Mücahidlerimiz, Beyt Hanun'da düşman özel kuvvetlerinin saklandığı bir daireyi, tahkim edilmiş ve personel karşıtı mermilerle hedef alarak yok etmeyi başarmıştır. Saklanan herkesin öldürülmesine ya da yaralanmasına yol açtı.
Topçular, kısa menzilli Rajum füzeleri ve havan topları ile Gazze’deki düşman toplulukları hedef almaya devam ediyor.
Topçu kuvveti, başta Tel Aviv ve Aşkelon olmak üzere işgal altındaki şehirlerdeki bölgeleri hedef almaya devam ediyor.
Biz, askerlerinin, subaylarının ve araçlarının hayatlarına ağır kayıplar veren saldırı ve işgalle mücadele ederken; Düşmanın güçleri ancak çocuklar, kadınlar ve güvenli vatandaşlar da dahil olmak üzere sivilleri öldürmekle meşgul.
Düşman güçleri, hayali karargah merkezleri yalanlarına delil bulmak amacıyla hastanelere, sağlık merkezlerine ve sivil kurumlara baskın yapıp tüm kutsallıkları ihlal etmeye ve savaş suçları işlemeye devam ediyor.
Tank sütunları, zırhlı araçlar, uçak filoları ve takviye ekiplerin koruması altındaki düşman askerleri, şehitlerin, hastaların, yaralıların, sağlık personelinin, prematüre çocukların ve yerinden edilmiş sivillere ve şehitlerin cesetlerine saldırmaya devam ediyor.
Mücahitlerimiz hâlâ düşmanın kuvvetlerini ve araçlarını sokak sokak takip ediyor ve güçlerinin arkasından çıkarak ölümcül darbeler vuruyor. Onları bazı eksenlerde geri çekilmeye zorluyor ve sürekli hareket yollarını değiştiriyor.
Biz kendimizi her yönden uzun ve sürekli bir savunmaya hazırladık ve işgal kuvvetleri Gazze'de yöneldiğiher yerde Allah'ın izniyle sürekli kayıplar veriyor.
Düşman araçlarını hedef alan, imha eden, askerlerini hedef alan birçok operasyonu belgeledik ve gösterdik, daha fazlasını da Allah'ın izniyle art arda sunacağız.
Yolsuzluk yapan suçlu Netanyahu ve onun korkak savaş komutanlarının Şifa Külliyesi'nde ve Gazze hastanelerinde aradığı şey çok gülünç. Orada acizliklerini ve kibirlerini gösteren bir serap arıyorlar.
Nazi düşman güçlerinin ve tanklarının güç ve kontrol göstermek amacıyla bir sağlık kompleksine girmesi, onların başarısızlıklarının ve yenilgilerinin en büyük kanıtıdır. Aynı zamanda tüm insan hakları iddiaları ve uluslararası hukuk için de bir skandaldır.
Batı Şeria'daki halkımızın ve savaşçılarının vurucu silahlarını, Aksa Tufanı'na katılmak için ayağa kalkan milletimizin savaşçılarını selamlıyoruz.
Onları, bu cani Nazi düşmanına karşı tüm cephelerde ve bölgelerde saldırılarını arttırmaya çağırıyoruz. Bu düşmanın milletimize karşı yürüttüğü savaşta kendisine yöneltilen her darbe, ona karşı direnmeye çalışan bir halk ve tek bir milletle savaştığını, onu topraklarımızdan, kutsallarımızdan sürüp atacağımızı anlayacağı acı ve etkili bir darbedir. .
Faşist iktidarları tarafından yanıltılan düşman kitlelere;
sahada ölen askerlerinin haberlerinin er ya da geç ulaşacağını ve bunların beklediklerinden çok daha fazla olacağını söylüyoruz.
Esirlerinize gelince, biz bu konunun insani bir mesele olmasını istedik. 7 Ekim'deki Aksa Tufanının sebeplerinden ve biri de sizin aşırıcı, kriminal hükümetin cezaevlerindeki esirlerimize yönelik saldırılarıdır.
Bu insani meseleyi çözmek için savaşın başından beri takas anlaşmasını tamamlamayı teklif ettik. Esirlerinizin hayatlarını kurtarmak için çabaladık ve mücadele ediyoruz ancak ordunuzun barbarca bombalamaları nedeniyle bunu bazen başardık, bazen başaramadık.
Liderleriniz, esirlerinizin kaderini Ron Arad gibi kayıplara, Nachshon Waxman gibi ölümlere, Shaul Aaron ve Hadar gibi unutulma ve ihmale karar vermiş göründüğünü size bildiriyoruz.
Son olarak ey büyük halkımızın evlatları, fedakarlıklarınızdan, zulme karşı sabır ve sebat ettiğinizden dolayı sizlere selam olsun. Şehitlerimizin, masum çocuklarımızın ve mazlum ailelerimizin ruhları şad olsun.
Topal yasalarıyla, tek gözlü örgütleriyle, çifte standartlarıyla bu münafık dünyanın rezil rüsvalıklarını ortaya çıkaran halkımıza selam olsun.
Zafer ancak Aziz ve Hakim olan Allah'tandır. Bu sonu zafer ya da şehadet olan bir cihattır.