Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni'nde konuştu.

Gazze krizi sonrasında Batı'nın prestijli üniversitelerinde yaşanan utanç verici sahnelerin bir süreci daha da hızlandıracağına inandığını belirten Erdoğan, Gazze'de 7 Ekim'den beri çoğu çocuk ve kadın 21 binden fazla masum Filistinlinin hayatına mal olan İsrail vahşetinin bir nevi turnusol işlevi gördüğünü, kimin gerçekten insan hak ve onurunu savunduğunun, kimin de bunların sadece istismarını yaptığının ayan beyan ortaya çıktığını söyledi.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden uluslararası basın kuruluşlarına, Avrupa Birliği'nden gazeteci örgütlerine, ortada demokrasi havariliği yapan ne kadar kurum, kuruluş ve yapı varsa bu krizde hepsi sınıfta kaldı. Büyük laflar eden, büyük bütçeler harcayan kurumların söz konusu İsrail ve İsrail'in zulümleri olunca içlerinin tamamen boş olduğunu anladık. Bakınız saldırılar başlayalı bugün itibarıyla tam 80 gün oldu. Gözlerimizin önünde 80 gün boyunca insanlığa ait tüm değerler kurşuna dizildi. Stadyumlarda İsrail'in Nazi kamplarını izledik değil mi? Bu nasıl bir iştir? Hani Hitler'den garip garip bahsederlerdi. Sizin Hitler'den ne farkınız var ya? Bunlar bize Hitler'i de aratacak. Bu Netanyahu'nun yaptıklarının Hitler'den geri kalır yanı var mı? Yok. Şu an itibarıyla Hitler bunun kadar zengin değildi. Bu Hitlere göre daha zengin. Batı'dan alıyor destekleri, Amerika'dan her türlü destek geliyor ve bütün bu desteklerle 20 bini aşkın Gazzeliyi bunlar ne yaptılar, öldürdüler. İşte mazlumların yanında olan ses, Müslüman Türk'ün sesidir."

"Kerli ferli üniversiteler de Gazze sınıfında maalesef iflas etmiştir"

Savaşta bile dokunulmaması gereken hastanelerin, okulların, ibadethanelerin, üniversitelerin bombalandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli bilim insanlarının aileleriyle birlikte şehit edildiğine dikkati çekerek şu değerlendirmede bulundu:

"Gazze'deki barbarlığı dünyaya duyurmaya çalışan 100'e yakın gazeteci katledildi. Yalnızca 360 kilometrekare büyüklüğündeki dar bir alana hapsedilmiş 2,5 milyon insanın kıyıma uğramasını içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Türkiye gibi vicdan sahibi ülkelerin diplomatik alanda gösterdiği onca çabaya rağmen her gün yüzlerce Gazzelinin öldürülmesine maalesef engel olamadık. Yaptığımız yardımlara, verdiğimiz mücadeleye, yürüttüğümüz temaslara rağmen bir Müslüman olarak, hepsinden önemlisi bir insan olarak kendi iç dünyamızla bu zulmü engelleyememenin mahcubiyetini yaşıyoruz. Milletimizin ve vicdan pusulası bozulmamış yüz milyonların Gazze halkıyla sergilediği dayanışmayı ise tarihe düşülmüş not olarak görüyoruz. Türkiye devleti ve milletiyle bu insanlık imtihanını vermenin gayretindedir. Bunda da tüm samimiyetini, tüm hüsnü niyetiyle ortaya koyan bir Türkiye'dir.

Tabii burada şunu da açık açık konuşmamız gerekiyor. Sadece uluslararası örgütler değil Batı'daki kerli ferli üniversiteler de Gazze sınıfında maalesef iflas etmiştir. Gazze'deki üniversitelerin yerle yeksan edilmesi karşısında hiçbir tepki göstermediler. Uluslararası alanda ödül almış Filistinli bilim adamları ve akademisyenlerin hedef alınması karşısında seslerini yükseltemediler."

Dışişleri Bakanı Fidan: "UCM'nin Netanyahu hakkındaki kararı umut verici" Dışişleri Bakanı Fidan: "UCM'nin Netanyahu hakkındaki kararı umut verici"

"Filistin halkının sesi olmaya çalışanlara kan kusturmaktadır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası üne sahip birçok eğitim kurumunda öğrenciler dahil İsrail'i eleştiren herkese yönelik bir cadı avının başlatıldığını anlattı.

Erdoğan, "Tıpkı 80 yıl önce Nazi Almanyası'nda olduğu gibi bugün de Gazze'deki zulme 'zulüm' diyebilme cesareti gösteren namuslu bilim insanları baskıya, şantaja ve tehdide maruz bırakılmaktadır. Açık söylüyorum, bakın bugün Almanya hala Hitler'in bedelini ödemeye devam ediyor. Onun için Almanya'nın sesi çıkmıyor, başı öne eğik ama bizim kimseye borcumuz yok. Bizim borcumuz yok, Batı'nın borcu var. Borcu olduğu için ses çıkaramıyor." diye konuştu.

Bölücü terör örgütü PKK'nın ve Suriye'deki uzantılarının paçavralarına düşünce özgürlüğü bahanesiyle şehrin en merkezi meydanlarını açanların, Filistin halkının sesi olmaya çalışanlara kan kusturduğunu ifade eden Erdoğan, "Düşünebiliyor musunuz, sırf çocukların, kadınların ve sivillerin haklarını savundukları için üniversite rektörleri sorgulanıyor, kongreye hesap vermek zorunda kalıyor. En küçük bir eleştiri, hukuk ve demokrasi sınırları içinde bile olsa en küçük bir eylem antisemitizm yaftası vurularak engelleniyor, hatta suç sayılıyor." dedi.

"Türk üniversitelerinin kapıları sizlere sonuna kadar açıktır"

Avrupası'ndan Amerikası'na kadar özgürlüklerin beşiği denilen yerlerde faşizmin, baskının ve korku imparatorluğunun adeta kitabının yazıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Gerçekten insanlık adına, demokrasi adına, fikir ve düşünce hürriyeti adına daha sonra utançla hatırlanacak günler yaşıyoruz. Buradan sırf fikrini ifade ettiği, insanlık onurunu savunduğu için baskıya maruz kalan tüm bilim insanlarına çağrı yapıyorum, Türk üniversitelerinin kapıları sizlere sonuna kadar açıktır. Bilimsel çalışmalarınızı sürdürmeniz noktasında sizlere gereken desteği vermeye hazırız. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK, TÜBA ve diğer kurumlarımız sizlere yardımcı olmaktan çekinmeyecektir.

Rabbim Gazzeli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Vahşete, zulme ve çocuk ölümlerine karşı sesini yükselten tüm yürekli bilim insanlarını buradan bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Bu düşüncelerle ödül alan bilim insanlarımızı tekrar canıgönülden tebrik ediyor, her birinize ülkem ve milletim adına teşekkür iletiyorum. Çalışmalarınızda Rabb'imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum."

Editör: Daily Ummah