Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun beldesinde öğretmen olan Şaviş'in, serbest bırakılmasının ardından sosyal medyada çokça paylaşılan görüntülerinde işkenceler nedeniyle vücudundaki yaralar dikkati çekti.
Yetersiz beslenme nedeniyle oldukça zayıflayan Şaviş, zorlu esaret sürecinin ardından sağlığına kavuşması için Gazze Şeridi'nde çok kısıtlı imkanlarla tedavi olmaya çalışıyor.
Sistematik fiziksel ve psikolojik işkence
Şaviş, AA muhabirine, İsrail bombardımanı nedeniyle bölgeyi terk etmek zorunda kaldıktan sonra Aralık 2023'te bir okula sığındığı esnada alıkonulduğunu anlattı.
İsrail ordusunun, barındıkları okula şiddetli saldırıda bulunduğunu ve 350 kişiyi alıkoyduğunu ifade eden Şaviş, daha sonra aralarında kendisinin de bulunduğu 32 kişinin Negev Hapishanesi'ne nakledildiğini aktardı.
Saldırı ve alıkonma sırasında kıyafetlerinin çıkarıldığını, sorgulanmak üzere Gazze'deki bir eve götürüldüğünü belirten Şaviş, orada gördüğü muameleyi "insanlık dışı ve tarif edilemez" olarak nitelendirdi.
Şaviş, maruz kaldığı işkenceye ilişkin şunları kaydetti:
"Kırık camların üzerinde dizlerim üzerine çökmüş bir haldeyken beni sürüklediler. Askerler üzerime çıkıp zıplayarak şiddet uyguladı. Fiziksel ve psikolojik işkence yaptılar. Kasıtlı olarak da hakaretlerde bulundular. Biz bu haldeyken bile psikolojik baskı uygulamak amacıyla her zaman 'ailemi öldürdüklerini' dillendirdiler."
İnsanlık dışı esaret koşulları
Gazze'de bir evdeki soruşturmanın ardından Şaviş, Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı yakınlarında bir askeri kampa nakledildiğini ve burada askeri tanklar için depo olarak kullanılan devasa prefabrik evlere yerleştirildiğini aktardı.
Tutuldukları yerde zeminin asfalt olduğunu, çok ince sünger ve battaniye ile uzun saatler soğukta orada bekletildiklerini dile getiren Şaviş, şöyle devam etti:
"El ve ayaklarımıza zincir vurulmuştu. Gözlerimiz bağlıydı. Uyurken bile hareket etmemiz tamamen yasaklanmıştı. 45 gün bu şekilde bırakıldık. Bu pozisyonda yemek yemeye zorlanıyorduk. İhtiyaçlarımızı gidermek için dahi el ve ayaklarımızdaki zincirler açılmıyordu. Bu durum fiziksel ve psikolojik acılarımızı artırıyordu. İsrail askerleri gelip bana tüm aileni kaydettik eşini ve kızını getirip onlara şunları yapacağız diye psikolojik işkence yaptı."
"Yeni bir doğum ve cehennemden kurtuluş"
Negev Hapishanesini, "elektrik, köpek saldırısı ve aklınıza gelen bütün işkence çeşitlerinin var olduğu bir yer" olarak tanımlayan Şaviş, esirlerin uyumalarına izin verilmeden önce "İsrail'i yücelten sloganlar" atmaya zorlandığını aktardı.
Şaviş, dondurucu soğuklara rağmen kış giysilerinden ve temiz sudan mahrum bırakıldıklarını, tıbbi ihmal ve yetersiz beslenme nedeniyle cezaevlerinde üç esirin hayatını kaybettiğini söyledi.
İbrahim es-Şaviş, esir takası kapsamında serbest kaldığı "8 Şubat 2025" tarihini "yeni bir doğum ve cehennemden kurtuluş" olarak nitelendirdi.