Gazze konusunda siyasi danışman yardımcılığı görevinden temmuz ayında istifa eden Casey, The Guardian gazetesine verdiği röportajda ABD'nin Gazze politikalarını eleştirdi.
Casey, Başkan Joe Biden yönetiminin, ortaya konulan her planı "İsrail'in önerileri lehine reddettiğine" dikkati çekerek "Ortaya attığımız her fikir için (Biden yönetimi) 'İsraillilerin başka bir fikri var.' diyordu." ifadesini kullandı.
Gazze'de büyüyen insani krizle ilgili raporlar yazdıkça hayal kırıklıklarının daha da derinleştiğini kaydeden Casey, çocuklar dahil sivil kayıpları belgelemenin ve raporlarının Washington'da görmezden gelinmesini izlemenin psikolojik bedelinin olduğunu dile getirdi.
"Ölü çocuklar hakkında yazmaktan çok yoruldum"
Casey, "Ölü çocuklar hakkında yazmaktan çok yoruldum. Sürekli Washington'a bu çocukların gerçekten öldüğünü kanıtlamak zorunda kalmak ve sonra hiçbir şey olmadığını görmek üzücü." görüşünü paylaştı.
Eski Amerikalı diplomat Casey, bazılarını kendisinin doğrudan belgelediği Filistin'deki ölü sayılarını kamuoyu önünde sorgulamasından Başkan Joe Biden'ın duyduğu hayal kırıklığını dile getirerek "Filistin konusunda bir politikamız yok. Biz, sadece İsrailliler ne yapmamızı istiyorsa onu yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı ise Casey'nin iddialarına yanıt olarak uluslararası insancıl hukuka ve sivillerin zarar görmesini önlemeye bağlılığını vurguladı.
Bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, konuya dair açıklamasında, "İsrail'in sadece uluslararası insancıl hukuka uymakla kalmayıp aynı zamanda sivillerin zarar görmesini önlemek için mümkün olan her adımı atması gerektiğini defalarca söyledik. Bu, ahlaki ve stratejik bir zorunluluktur." ifadelerini kullandı.
On yılı aşkın diplomatik deneyime sahip Casey, 2020'den itibaren Kudüs'te, Gazze Şeridi'ndeki insani krizi belgelemeyi ve Gazze ile ilgili politika önerileri hazırlamayı içeren görevde bulunmuştu.
ABD'de Biden yönetiminin Gazze politikası nedeniyle istifa eden 12 eski hükümet yetkilisi ise temmuzda yayımladıkları bildiride yönetimin politikasının "başarısız ve ABD ulusal güvenliği için tehdit" olduğunu savunmuştu.
Bildiride, "Amerika'nın İsrail'i diplomatik olarak koruması ve İsrail'e sürekli silah akışı sağlaması, Gazze'de kuşatma altındaki Filistin halkının öldürülmesi ve açlığa mahkum edilmesinde inkar edilemez suç ortaklığı yapmamızı sağlamıştır." tespitinde bulunulmuştu.