Filistinli Alul ailesi, Birinci Dünya Savaşı sırasında Filistin'de görev yapan bir Osmanlı askerinin bez parçasına sararak bıraktığı içi para dolu emaneti Türkiye'nin Filistin nezdindeki Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi Ahmet Rıza Demirer'e teslim etti.
Filistinli ailenin üyelerinden Ragıp Hilmi el-Alul'un anlatımına göre hikâyenin başlangıcı 1915 yılına uzanıyor. O dönem Birinci Dünya Savaşı sırasında Filistin'den başka cepheye sevk edilen bir Osmanlı askeri, birikmiş tüm parasını bir parça beze sararak Nablus şehrinin bilinen esnaflarından Rüşdü Efendi'ye bırakmış.
Alul'un amcası Rüşdü Efendi, Osmanlı askerinin "Dönebilirsek alırım" diye bıraktığı emaneti yıllarca muhafaza etmiş.
Parayı bırakan ve kimliği bilinmeyen Osmanlı askeri Filistin'e bir daha hiç dönememiş, ancak Rüşdü Efendi'den sonra torunları da "Belki bir gün geri döner veya bir akrabası gelir ister" düşüncesiyle emanete büyük özenle sahip çıkmaya devam etmişler.
Hatta o kadar ki, "emanettir açılmaz" diyerek paranın miktarını bile hiç saymamışlar.
Paralar Sultan Mehmed Reşad döneminden kalma
Nabluslu esnaf ailenin yıllardır büyük sadakatle koruduğu emanet, 10 adet yarımşar liralık, 117 adet birer liralık ve 5 adet de beşer liralık banknotlardan olmak üzere toplamda 147 Osmanlı lirasından oluşuyor.
Üzerindeki yazılardan Sultan Mehmed Reşad döneminde basıldığı anlaşılan paraların ön yüzünde dönemin Maliye Nâzır Vekîlinin imzası ile şu ifadeler yer alıyor:
"Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye 18 Teşrîn-i evvel 1331 tarihli kanun mucebince karşılığı tamamiyle tevdî' edilmiş beş Osmanlı liralık varaka-i nakdiyye bedeli Dersaâdet'de tesviye olunacakdır."
Büyükelçi Demirer emaneti törenle teslim aldı
Nabluslu Alul ailesinin bir Osmanlı askerinin emanetini 100 yıldan fazla saklaması büyük yankı uyandırdı.
Alul ailesi, bugün Nablus Valiliğinde düzenlenen törenle gözü gibi baktıkları Osmanlı askerinin emanetini Büyükelçi Demirer'e teslim etti.
Büyükelçi Demirer ve Alul ailesinin yanı sıra Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Emel Cadau, Nablus Valisi İbrahim Raman, Nablus Belediye Başkanı İyad Halaf'ın da katıldığı törende İstiklal Marşı ve Filistin milli marşı okundu, şehitler için dualar edildi.
Duygusal anların yaşandığı törende Alul ailesi, Türk ve Filistin bayraklarının bulunduğu kutuyla Osmanlı askerinin emanetini Demirer'e verdi.
Törenin ardından Büyükelçi Demirer, Osmanlı askerinin emanetini teslim almaktan dolayı çok heyecanlı olduğunu belirtti.
Demirer, "Bizler için, Filistinliler için, kardeşliğimiz için önemli bir gün. Çünkü bu emanet bizim ortak tarihimize ve son yüz yılda yaşadığımız olaylara şahitlik eden bir emanettir. Bu emanet bizim için burada, kardeşliğimiz ötesinde birlikteliğimizi korumanın bizler için bir namus borcu olduğunu gösteriyor çünkü bu aile bir Türk Osmanlı askerinin bıraktığı emaneti 106 yıldır sahibi gelip teslim alacak diye sabırla beklemiştir." ifadelerini kullandı.
Emanetin sahibi Osmanlı askerinin isminin veya mirasçılarının bilinmediğine işaret eden Demirer, "Tabii (Osmanlı askerinin) kendisini bulmak, ismini bulmak, mirasçılarını bulmak mümkün olmadığı için biz Türkiye olarak Türk hükümeti adına bu emaneti teslim alıyoruz ve bunu onlar nasıl koruduysa biz de öyle koruyacağız. Bu emanetin, bu dostluğun, bu tarihin simgesi olması için söz veriyoruz." diye konuştu.
Demirer, söz konusu emaneti ne yapacakları konusunda henüz karar vermediklerini kaydederek, "(Alul) ailesiyle birlikte karar vereceğiz. Muhtemelen Türkiye'deki bir müzede sergilemeyi tercih edeceklerdir. Biz de onların bu arzusuna saygı duyacağız." dedi.
Alul ailesinin Nablus ve çevresinde çok saygın bir aile olduğuna vurgu yapan Demirer, Osmanlı askerinin emanetini sakladıkları için kendilerine teşekkür etti.
"Türk askerî müzesinde hikâyesiyle birlikte korumasını istiyoruz"
Ragıp Hilmi el-Alul ise Osmanlı askerinin emanetine ilişkin hikâyenin dededen toruna aktarıldığını belirtti.
Alul, "Bunun üzerine bizdeki emanetin teslimi için Türk ve Filistin hükümetleri arasında irtibat kuruldu. Dişileri Bakanlıkları irtibata geçti ve son aşama gerçekleşti." ifadesini kullandı.
Mirasçısı çıkması halinde emanetin onlara ulaştırılmasını arzu ettiklerini dile getiren Alul, "Bu emanet artık Türk hükümetinin vilayetinde, korumasında Türkiye’nin bir mülkü oldu. Türk hükümetinden, bu emaneti Türk askerî müzesinde hikâyesiyle birlikte korumasını istiyoruz." diye konuştu.