Filistinli Hidrologlar Grubu Müdürü Abdurrahman el-Temimi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'deki tünellere deniz suyu salmasının çevrede oluşturacağı hasara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Filistin'de topraktaki kirlilik oranını takip eden en büyük sivil toplum kuruluşu olan Filistinli Hidrologlar Grubu Müdürü Temimi, İsrail'in Gazze'deki tünellerin tamamını suyla doldurma planının imkansız olmadığını, ancak tünellerin yapısının ve birbirleriyle bağlantılarının bu planı zorlaştıracağını ifade etti.
Yaklaşık 450 kilometre uzunluğunda olduğu bilinen tünellerin tümüne su basılması için 40 gün gerektiğini kaydeden Temimi, bu gerçekleştiği takdirde yaşanacak çevre felaketine ilişkin şunları aktardı:
"İsrail, planladığı gibi tünelleri suyla doldurursa bu birçok çevre felaketine yol açacak. Zaten kirli olan yeraltı suları daha da kirlenecek, tuz birikmesi toprağı önemli ölçüde öldürecek, toprak çökmelerine yol açacak, bu da kalabalık nüfusa sahip Gazze Şeridi'ndeki binlerce evin yıkılması anlamına gelecek."
"Çevre kirliliğinden kurtulmak için 100 yıl geçmesi gerekiyor"
Filistinli uzman, toprak ve suyun kirlenmesi halinde içme suyu ve tarım ürünlerinin de kirleneceği, birçok alanda yaşanacak çevre kirliliğinin insan sağlığı üzerinde yol açacağı olumsuz etkiler hakkında uyarıda bulundu.
Temimi, "Gazze Şeridi, yaşanmaz bir bölgeye dönüşebilir ve savaşın çevresel etkilerinden kurtulması için 100 yıl geçmesi gerekebilir. İsrail, Gazze Şeridi'ndeki çevreyi katlediyor." dedi.
Gazze'yi hedef alan saldırıların da çevre üzerinde ölümcül etkileri olduğuna işaret eden Temimi, şunları söyledi:
"Katı atıkların yanı sıra İsrail'in Gazze Şeridi'ne attığı fosfor bombaları ve patlayıcı bombaların metalleri ayrışıyor ve diğer metallerle birleşiyor. Bu durum, insan yaşamı, çevre ve Gazze'deki su kaynakları için daha tehlikeli bir hal alıyor."
Temimi, "Gazze'ye atılan çok yüksek miktarda patlayıcı ve saldırılarda ölen insanların cesetlerinin yanı sıra, suyun, havanın ve toprağın kirlenmesi nedeniyle Gazze'de her türlü felaketin yaşanması beklenmeli." ifadelerini kullandı.
Suyun yüzde 99'u içmeye uygun değil
Gazze'nin son yirmi yılda defalarca bombalanmasının bölgenin çevresel açıdan katledilmesine yol açtığını vurgulayan Temimi, sözlerine şunları ekledi:
"İsrail'in 7 Ekim saldırıları öncesi Gazze Şeridi'nde su durumu kötüleşiyordu, su kaynaklarının yaklaşık yüzde 90'ı içmeye uygun değildi. Şimdi ise koşullar daha da kötü, suyun yüzde 99'u içmeye uygun değil."
Temimi, Gazze Şeridi'ndeki çevresel durumu "felaket" olarak nitelendirdi.
The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin 12 Aralık'taki haberine göre, ABD'li yetkililer, İsrail'in Gazze'deki "Hamas tünelleri"ne deniz suyu pompalama planını hayata geçirdiğini iddia etmişti.
Yetkililer, haftalarca sürmesi beklenen tünellere deniz suyu basma işleminin 7 ayrı pompa sistemiyle gerçekleştirileceğini öne sürmüştü.
Gazze Şeridi'nden serbest bırakılan İsrailli bazı kadınlar ve esirlerin yakınları, İsrail ordusu tarafından esirlerin bulunduğu tünellere "su pompalanması" planına karşı, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya tepki göstermişti.
ABD Başkanı Joe Biden ise bir gün sonraki açıklamasında İsrail'in Gazze'deki "Hamas tünelleri"ne deniz suyu salmasıyla ilgili tünellerde herhangi bir rehinenin bulunup bulunmadığını teyit edemeyeceğini söylemişti.
Biden, "Tünellerin sular altında kalmasıyla ilgili olarak, bu tünellerin hiçbirinde rehine bulunmadığından oldukça emin olduklarına dair iddialar var. Ama bunun kesin doğru olup olmadığını bilmiyorum." ifadesini kullanmıştı.