İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki mülteci kamplarına düzenlediği eş zamanlı ve şiddetli saldırılar kapsamında yaklaşık 48 saattir kuşattığı Tulkerim kentinde bulunan Tulkerim ile Nur Şems Mülteci Kampı'ndan gece saatlerinde çekildi.

İsrail ordusunun gece saatlerinde Nur Şems Kampı'ndan çekildiği haberinin duyulmasının ardından 2 gün boyunca "hayalet kasabaya" dönen kentin sokakları, arabalar ve insanlarla doldu.

Filistinliler, İsrail ordusuna ait iş makinelerinin kazdığı ve toprak yol haline gelen caddelerden evlerine dönmeye başladı.

Kampın sokaklarında dolaşan her yaştan Filistinli, İsrail ordusunun 48 saat boyunca yoğun biçimde saldırı düzenlediği bölgede meydana gelen tahribata tanık oldu.

İsrail askerlerinin patlayıcılarla evlerin dış duvarlarını yıkarak içeri girdiği ve kurşun, şarapnel izlerinin evlerin dış duvarlarına isabet ettiği görüldü.

"Askerler bizi öldürmeye çalışıyordu"

Kampta yaşayan Filistinli kadın Um-Halid, AA muhabirine, İsrail ordusunun baskını sırasında evlerinde kalmaya devam ettiklerini belirterek, 5 askerin önce kimliklerini ve telefonlarını topladığını söyledi.

Um-Halid, daha sonra başka bir grup askerin kapılarına geldiğini aktararak, “Daha sonra gelen bir grup asker evin kapısından girmeye çalıştı ve askerler bizi öldürmeye çalışıyordu. Evin kapısına ateş açtılar ve mermi elimin yanından geçti.” dedi.

İsrail askerlerinin çevreden topladıkları sivilleri bir eve doldurduğunu ve sonra üst kata patlayıcı döşeyip patlattıklarını anlatan Um-Halid, 2 saat boyunca bir odada mahsur kaldıklarını dile getirdi.

Um-Halid, askerler çekildikten sonra üst kattaki yıkımı incelemek için yukarıya çıktığını, bu esnada askerlerin tüfeklerindeki lazerle kendisini hedef aldığını ve öldürülmekten korktuğunu ifade etti.

Kamptan ayrılıp ayrılmayacağı sorusuna Umm-Halid, "(İsrail askerleri) Onlar gelip bize saldırıyor, istedikleri bu zaten. Bizi buradan zorla göç ettirmek, sürmek istiyorlar. Nereye gidelim? Burası bizim kampımız, bizim evimiz, nereye gidebiliriz?"

Nur Şems'teki yıkım kampın iç kesimlerine doğru artıyor

Acil servis sağlık personeli emeklisi Mustafa Şahab da İsrail ordusunun Nur Şems Mülteci Kampı'na düzenlediği baskında evini gasbettiğini ve üs olarak kullandığını kaydetti.

İsrail ordusunun yayımladığı propaganda videosunda evinin görüntülerini paylaştığını aktaran Şahap, askerlerin evini ikinci defa bu şekilde işgal ettiklerini söyledi.

Şahab, evdeki mobilyaların, beyaz eşyaların, mutfak malzemelerinin kırıldığına dikkati çekerek, İsrail askerlerinin etrafa saçtığı yemekleri ve kullandıkları eşyaları gösterdi.

İsrail Meclisindeki Arap vekil: "İdari gözaltının kaldırılması Yahudi terörüne onay anlamı taşıyor" İsrail Meclisindeki Arap vekil: "İdari gözaltının kaldırılması Yahudi terörüne onay anlamı taşıyor"

Evini inşa etmek için 40 yıl uğraştığını dile getiren Şahab, "Tüm insanlık, insan hakları, bütün bunlar boş laf. Askerlerin bir ahlakı, bir insanlığı olur. Birinin evine girip, yiyip, içip, böyle etrafı dağıtır mısın? Burada duş almışlar. Şuradaki yemeklere bak." diye konuştu.

Şahab, İsrail ordusunun mülteci kamplarına düzenlediği bu saldırıların, kendi topraklarında mülteci olarak yaşamak zorunda kalan Filistinlileri yerlerinden etmek için kasıtlı olarak yapıldığının altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Neden bunun bedelini ödüyorum? Ben burada bedel ödüyorum, herkes beni izliyor. Neden? Kampta yaşadığım için mi? Çünkü ben kampta yaşıyorum, Filistinli bir mülteciyim, toprağımdayım ve atalarımın toprağına dönme hayali kuruyorum. Burada 10, 20, 50 yıl da geçse direneceğim ve (atalarımın toprağına) geri dönme hayali kuruyorum.”

İsrail, BM’nin kararına rağmen Filistinlerinin topraklarına geri dönüşüne izin vermiyor

İsrail'in 14 Mayıs 1948'de Filistin toprakları üzerinde kurulmasıyla zorunlu göçe ve katliamlara maruz kalan, hala da işgal ve abluka altında bulunan, mülteci konumunda yaşayan milyonlarca Filistinli bulunuyor.

Filistin nüfusunun o dönem yüzde 67'sine tekabül eden 957 bin kişinin vatanlarından zorla çıkarılmasının ardından nüfus artışıyla Filistinli mültecilerin sayısı dünya genelinde 6 milyon 20 bine ulaştı. Bunların yaklaşık 5,3 milyonu Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) kayıtlı durumda.

Sürgün edilen yüz binlerce Filistinli, ülke içinde ve dışında oluşturulan 61 mülteci kampında zor şartlar altında hayatlarını sürdürüyor.

İsrail'in kuruluş sürecinde topraklarından ayrılmak zorunda kalan Filistinlilerin sığındığı komşu ülkelerin başında gelen Lübnan'da 12, Ürdün'de 10, Suriye'de 12 mülteci kampı bulunuyor.

Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki mülteci kamplarının yanı sıra başta Suriye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde vatanlarından uzakta hayat süren Filistinliler, yüzlerinin hala "çalınan cennet" olarak tanımladıkları Filistin'e dönük olduğunu her fırsatta dile getiriyor.

BM'nin "evlerine geri dönmeyi ve komşularıyla huzur içinde yaşamayı arzulayan mültecilerin, mümkün olan en yakın zamanda bu arzularını gerçekleştirmelerine izin verilmeli ve geri dönmemeye karar verenlerin arazileri için tazminat ödenmeli" şeklindeki 194 sayılı kararını ise İsrail uygulamayı reddediyor.

Editör: Seyda Kocaöz