Hastanede tedavi gören 3 yaşındaki Hanan'ın biri diz altı, diğeri diz üstü olmak üzere iki bacağı, 1 yıl 9 aylık olan kardeşi Misk'in ise ayağı kesildi.
İki kardeş 3 Eyül'deki saldırıda ayrıca annelerini kaybetti.
İsrail saldırısına maruz kalan kardeşler Hanan ve Misk, çocuk felcinden kurtulmak için sabah evden çıkıp aşılarını yaptı ancak akşam gerçekleşen saldırıyla ampute oldu.
İki kızın halası olan Şifa el-Dukki, Deyr el-Belah'taki Aksa Şehitleri Hastanesi'nde annelerinin yokluğunda Hanan ve Misk'le ilgilenerek onların bakımını üstlendi.
Saldırının ayrıntıları
Filistinli Şifa, İsrail'in Deyr el-Belah'taki aile evini bombaladığı gecenin ayrıntılarını anlatarak, yaşananları "büyük bir kabus" olarak niteledi.
"3 Eylül büyük bir kabus gibiydi. Saldırı ani ve şok ediciydi." ifadelerini kullanan hala Dukki, biri savaş uçağı, diğeri insansız hava aracı (İHA) olmak üzere iki İsrail savaş uçağının o sırada eve füze attığını anlattı.
Tüm ailenin saldırı anında evde olduğunu söyleyen Şifa el-Dukki, yengesinin olay yerinde hayatını kaybettiğini, iki yeğini ve kardeşinin de yaralandığını aktardı.
Hala Şifa, iki kız kardeş Hanan ve Misk'in yaralanmasını "korkunç" olarak nitelendirirken, bacak ve ayaklarını kaybetmeye ek olarak kardeşlerin vücudunda ek olarak başka yaralanmalar ve yanıklar da meydana geldiğini kaydetti.
Yeğeni Hanan'ın yaralandıktan uzun bir süre çok su dışında hiçbir şey tüketemediğini acıyla ifade eden Şifa, "Hanan'ın yüzündeki yanıklar ve bağırsaklarındaki iç yaralanmalar halen devam ediyor ve bir kısmını almak için ameliyat edildi. Hanan'ın ayrıca bağırsak alma ameliyatına ve bağırsaktaki deliğin kapatılması için de ameliyata ihtiyacı var." dedi.
Hem bacaklarını hem de annelerini kaybettiler
O sabah iki kız kardeş, başlarına kötü bir şey gelmeyeceğine dair sakinleştirildikten sonra ebeveynleriyle birlikte çocuk felcine karşı özel aşı yaptırmak üzere dışarı çıktı.
Ancak akşam saatlerinde İsrail füzeleriyle bacaklarını kaybettiler.
Yeğenlerinin durumunu üzülerek anlatan hala Şifa, "Onları yok ettiler. Artık ne bir gelecekleri var, ne de normal bir hayatları. Artık ne ayakları var, ne de anneleri." diye konuştu.
İsrail saldırısı öncesi aile, iki kız kardeşin küçük oyuncaklarıyla oynadığı ve yemekler yiyip güldükleri eğlenceli anlara dair telefon görüntülerini izleyen Şifa, "Bu anlar gülmelerle doluydu ve artık sadece telefon ekranına kaydedilen acı verici bir anı." değerlendirmesinde bulundu.
Acılarla dolu bir hayat
Hala Şifa, yeğenlerinin hem bacaklarını, hem de annelerini kaybederek, bu küçük yaşlarından itibaren zorlu ve acılarla dolu bir hayata başladıklarını belirtti.
Kucağında ağlayan Misk’i şefkatle sallayarak sakinleştirmeye çalışan Şifa, “Hanan sürekli annesini soruyor.” dedi.
Şifa, büyük bir hüzünle, boğazında düğümlenen kelimelerle, “Her uyandığında yanında sadece halalarını görüyor, ama annesini istiyor. Onu özlüyor ve onu istiyor.” ifadelerini kullandı.
Hala Şifa, kendisinin de karşı karşıya olduğu büyük zorlukla beraber, tüm bu acıya rağmen iki kız kardeşin kalbindeki masum çocukluk imajını korumaya çalışacağını vurguluyor.
Büyük bir hüzün ve hasretle yeğenlerine bakan hala Şifa, “Benden oynamak istediklerinde ne yapacağım? Nasıl eskisi gibi koşup gülebilecekler?” dedi.
Şifa, “Onların benim onlara veremeyeceğim bir şeyi isteyecekleri günden korkuyorum. Onlar teyzelerinin, dayılarının oğulları ve kızlarının yaşıtları.” ifadelerini kullandı.
Yeğenlerinin acılarının hafiflemesi ve yeniden hayata tutunmaları için ilgili kurumlara yardım çağrısında bulunan hala Şifa, “Bu iki yavrumuza protez uzuvlar takmak, acılarını hafifletmek için yapılabilecek en az şeyin bu olabileceğini düşünüyorum. Şimdi hayata tutunmaları için sadece yardıma ihtiyaçları var. Bunlar yaşamayı hakkediyor.” şeklinde konuştu.