Kanalizasyon suyu sorunu, Gazze Şeridi'ndeki birçok kenti etkiliyor. Bu sorunu yaşayan kentlerden biri olan Refah'taki yetkililer, sokaklarda kanalizasyon suyunun akmasını kanalizasyon pompalarını çalıştıracak yakıtın bulunamamasına bağlıyor.
Bu suların sokaklarda akmaya devam etmesi, bölgede temiz içme suyuna ulaşmada sıkıntı yaşayan halk için ciddi hastalık ve sağlık sorunlarının habercisi anlamına geliyor.
Ayrıca bu sular etrafa oldukça kötü bir koku yayıyor. Bu da çevreye atılan İsrail bombaları nedeniyle camlarının kırılarak yaralanmalara neden olmasından korkan ve pencerelerini kapatamayan Gazzelilerin günlük hayatını olumsuz etkiliyor.
Altyapının büyük hasar görmesi sorunu büyütüyor
İsrail'in 7 Ekim'deki saldırılarından önce de Gazze Şeridi'nde altyapının zayıf olması nedeniyle kış aylarında yağan yağmurla sokakları ve evleri sık sık su basıyordu.
Son saldırılarda altyapının büyük hasar almasıyla bu sorun daha da büyüdü. Ayrıca kanalizasyon pompalarını çalıştırmak için gerekli yakıtın bulunamaması da bölgedeki sağlık problemlerini artırdı.
Sokakta oynayan çocuklar hastalanıyor
Sokaklarda ve evlerin arasında akan kanalizasyon suları, halkın sağlığını tehdit ediyor.
Bölge haklı, bir süre sokakta vakit geçiren çocukların, ciddi bağırsak enfeksiyonlarına yakalandığını ve götürebilecekleri bir hastanenin de olmaması nedeniyle onları evlerde iyileştirmeye çalıştıklarını anlatıyor.
Kişisel temizlik için su bulunamamasının da söz konusu hastalıkların çocuklar arasında hızla yayılmasına neden olduğu belirtiliyor.
Bölgedeki yakıt sorunu
İsrail'in ablukayı sıkılaştırdığı ve yoğun bombardıman altında tuttuğu 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi'nde BM'nin açıkladığı rakamlara göre yaklaşık 1,7 milyon kişi göçe zorlandı.
Yerlerinden edilmiş insanların temiz suya erişimi, sağlık hizmeti, hastalıklara yol açacak çöplerin toplanabilmesi ve atık suların giderilmesi için yakıtın hayati önemde olduğu uluslararası insani yardım kuruluşları tarafından da sıkça dillendiriliyor.
Gazze'de yaşayan yaklaşık 2,3 milyon insanın yüzde 70'inin temiz suya ulaşımının risk altında olduğu ve su arıtma, atık su tesisleri ve hastanelerin yakıt sıkıntısı nedeniyle faaliyetlerini durdurduğu belirtiliyor.
