HTŞ, Afrin ve çevresindeki güvenlik birimlerini güçlendiriyor.

Rus savaş uçakları, 16 Ekim’de Afrin ve Azez şehirlerinin çevresinde ve Halep’in kuzeybatısındaki Zeytin Dalı operasyon bölgesinde, muhalif grupların askeri karargahını hedef alan bir dizi füzeli hava saldırısı düzenledi. Saldırılar, bir tarafta Üçüncü Kolordu (Üçüncü Lejyon) ittifakı, diğer tarafta da Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) arasındaki çatışmayı durduran anlaşmadan bir gün sonra ölümlere ve yaralanmalara yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgile göre dünkü Rus hava bombardımanı, muhalif grupların kontrolü altındaki Halep’in kuzey kırsalında bu ay gerçekleşen saldırıların en ağırıydı.

Halep kırsalındaki aktivistler, yüksek patlayıcı termobarik füzelerle düzenlenen hava saldırılarının Azez ve Afrin şehirleri ve bu şehirleri birbirine bağlayan yolun yakınlarını hedef aldığını aktardı. Benzer hava saldırıları, Halep’in kuzeybatısında yer alan Türk nüfuzlu bölgeler içerisinde Kafr Cennet ve Katma bölgelerinin yakınında, Ankara destekli Suriye Milli Ordusu’nun Sukur eş-Şam grubuna ait bir kampı hedef aldı. Saldırılarda, kamp binası yerle bir oldu, 7 unsur öldü ve bazı unsurlar da ciddi şekilde yaralandı.

Bölgeye yönelik Rus hava saldırılarıyla eş zamanlı olarak Suriye Demokratik Güçleri de (SDG) Afrin kırsalındaki Kibar bölgesini hedef alan bir bombardıman düzenledi. Ancak herhangi bir can kaybı bildirilmedi.

İsminin verilmesini istemeyen Suriyeli muhalif gruplardan askeri bir komutan, DPA’ya şu açıklamada bulundu:

“Halep’in kuzey kırsalındaki Afrin ve Azez şehirleri arasında yer alan Kafr Cennet kasabası yakınındaki Katma köyünde kamplara yönelik bir saldırıda, Sukur eş-Şam’a mensup yedi kişi öldü, dört kişi de yaralandı.”

Yetkili, Rusya’nın yediyi aşkın hava saldırısının Afrin ve Azez şehirleri arasındaki bir bölgeyi hedef aldığını söyledi. Komutana göre bölge, HTŞ’nin ilerleyişi, Üçüncü Kolordu’ya ait bölgelerin kontrolünü ele geçirişi ve Halep’in kuzey kırsalına kadar ulaşması sonucunda dört gündür artan bir gerilime tanık oluyor.

Suriye muhalefetinde sivil savunma yetkilisi olan Ebu Muhammed el-İdlibi, saldırıdan sonra Rus savaş uçaklarının Azez şehrini bombalaması sonucunda üçü çocuk altı kişinin yaralandığını aktardı.

Rusya’nın hava saldırısı ve Suriye rejim güçleri ile SDG’nin kara operasyonları öncesinde Türk harekatlarının yapıldığı bölgelerde (Halep’in kuzey ve kuzeydoğusundaki Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonları) bir tarafta Üçüncü Kolordu ve diğer tarafta da HTŞ arasındaki kanlı çatışmaları durdurmak için bir anlaşma sağlandı. Bu çerçevede Üçüncü Kolordu, El-Bab, Cerablus, Afrin ve Mabatlı bölgelerindeki askeri karargâh ve noktaları, HTŞ, Hamza Tümeni ve Sultan Süleyman Şah Tümeni’ne (HTŞ’nin müttefiki) teslim etti.

HTŞ, askeri konvoylarını Afrin’den İdlib’e geri çekti. HTŞ, çatışma tarafları arasındaki düşmanlıkların durdurulmasını kapsayan anlaşma içeriğinin uygulanmaya başlaması sonrasında Afrin bölgesini yönetmek ve kontrol etmek için Genel Güvenlik Teşkilatı’nın bir kısmının kontrolünü ise elinde tutmayı sürdürdü.

Afrin’deki aktivistler, HTŞ Genel Güvenlik Teşkilatı’na bağlı ‘K9’ birimine mensup unsurların, gözetleme köpekleri eşliğinde Afrin şehri ve girişlerinde geniş bir alana yayıldığını bildirdi. Aktivistlere göre bu yayılma, mahalle ve pazarlar içerisindeki mayın ve patlayıcıları arama ve tespit etme, sivil hareketin ve pazarların normale dönmesinden sonra şehri ve çevresini güvence altına alma amacı taşıyor. Ancak bazı taraflar, bu adımı ‘HTŞ’nin Afrin ve çevresinde etkisini güçlendirmek için almış olduğu bir önlem’ olarak yorumladı.

Afrin, Raco, Azez, Matbalı bölgelerini ve Halep’in kuzeybatı kırsalındaki onlarca köyü içeren Zeytin Dalı alanlarındaki Suriyelilerin görüşleri ise son Rus hava saldırılarına dair ikiye bölünmüş durumda. Öyle ki bazıları, saldırıları ‘Rusların tansiyonu yükseltme kararlılıklarına ilişkin açık bir mesaj’ olarak nitelendirirken ateşkes anlaşmalarıyla ilgilenmediklerini söyledi. HTŞ muhalifleri ise Rus saldırılarını, HTŞ’nin Türk etkisindeki bölgelere girişine karşı bir Rus yanıtı olarak değerlendirdi. Bu durum, bombardımanı gelecekte de sürdürmek için Ruslar açısından bir bahane olarak görülüyor.

Geçtiğimiz günlerde Halep’in kuzeyindeki Türk nüfuzlu bölgeler, Üçüncü Kolordu’ya bağlı güçlerin şehrin kontrolünü ele geçirmesinin ardından, El-Bab şehrinde başlayan şiddetli çatışmalara sahne oldu. Aktivist Muhammed Ganum ve hamile eşine düzenlenen bir suikastta çok sayıda güvenlik gücünün parmağı olduğunun ortaya çıkması sonrasında çatışmalar Halep’in kuzey ve kuzeybatısında Türk etkisi altındaki çeşitli bölgelere ve muhalif gruplara da sıçradı.

Bu çatışmalar, HTŞ’yi Üçüncü Kolordu ve Ceyş-ul İslam ittifaklarına karşı Hamza Tümeni (Hamzat) ve Süleyman Şah Grubu (Emşat) yanında savaşa girmeye teşvik eden ittifaklar kurdu. Bu durum ise HTŞ’nin durumu ve bölgeyi aynı anda kontrol etmek için ağır silahlı konvoyları İdlib’den Halep’in kuzeybatısına itmesine ve daha sonra Üçüncü Kolordu ve Ceyş-ul İslam’ın bir dizi bölgeyi kaybetmesine yol açtı. 

halep