Etkinlik, kamp sakinleri, dernekler ve Filistinli grupların yoğun katılımıyla gerçekleşti.
Hamas Sözcüsü Cihad Taha, etkinlikte yaptığı konuşmada, “Aksa Tufanı” operasyonunun İsrail işgaline karşı yıkıcı bir yenilgi olduğunu belirtti. Taha, bu operasyonun İsrail’in güvendiği stratejik denklemleri alt üst ettiğini ve işgale karşı kurtuluş ve dönüş yolunda yeni bir dönemin başladığını söyledi.
Direnişin Stratejik Başarısı
Taha, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının yalnızca Filistin halkının direnişi ve dayanışması sayesinde mümkün olduğunu vurguladı. Direnişin savaşı ustalıkla yönettiğini ifade eden Taha, esir değişimi sırasında yaşanan zafer sahnelerinin, direnişin düşmanın hedeflerini başarısızlığa uğratmadaki gücünü gösterdiğini kaydetti. Ateşkesin uygulanması, esirlerin serbest bırakılması ve işgalci güçlerin Gazze’den çekilmesinin direnişin belirlediği hedefler olduğunu belirtti.
Trump’a Tepki ve Direnişin Dayanışması
Taha, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze halkını Ürdün ve Mısır’a yerleştirme önerisini kınayarak, bu tür planların Filistin halkının iradesini kıramayacağını ve başarısızlığa mahkûm olduğunu ifade etti. Ayrıca, Aksa Tufanı sırasında Lübnan’daki direniş grupları başta olmak üzere Yemen’den Irak’a kadar birçok hareketin gösterdiği desteği överek, Filistin ve Lübnan halklarının kardeşlik bağlarının şehitlerin kanıyla pekiştiğini belirtti.
Taha, Lübnan’ın güneyindeki köylerine dönen halkın dönüşünü memnuniyetle karşıladıklarını ve bu dönüşün işgalin son bulacağına dair bir işaret olduğunu söyledi.
Şehitlerin Kanı Zaferin Anahtarı
Konuşmasının sonunda, işgalci İsrail’in Lübnanlı sivillere yönelik saldırılarında şehit düşenlerin ve yaralananların kanının, işgale karşı halkların birliğinin sembolü olduğunu vurgulayan Taha, bu kanın nihai zaferin yakıtı olacağını ifade etti.
Hamas, halkın iradesine ve direnişe duyulan güvenin, Filistin’in özgürlüğü için kararlılıkla süreceğini bir kez daha ilan etti.