İsrail’in 5 gün süren saldırılarının hedefi İran destekli Filistinli İslami Cihad idi. İsraillilere yönelik saldırıları planladığını ve gerçekleştirdiği iddia edilen altı üst düzey komutanı şehit edildi. Bununla örgüte ait birçok tünel ve stratejik noktada İsrail tarafından hedef alındı.
Reuters’ten Nidal Al-Mughrabi imzalı analizde, İslami Cihad’ın yanıt olarak İsrail'e yüzlerce roket fırlattığına, tahminen dört katı büyüklüğünde bir roket cephaneliğine sahip olan Hamas, Mayıs 2021'de yürüttüğü 10 günlük şiddetli çatışmanın tekrarını görmek istemediği için kenarda kaldığına değinildi. Al-Mughrabi’in analizi şu satırlarla devam etti:
Hamas yetkilileriyle uzun süredir çalışma deneyimine sahip olan bir diplomat, "Hamas, İsrail'le karşı karşıya gelmekten korkmuyor, daha ziyade bu kadar kısa sürede geniş çaplı bir savaşa girmek istemiyor" dedi.
İsrail'in son on yılda tekrar tekrar savaştığı en güçlü Filistinli grubu hedef almaktan kaçınma kararı, İsrailli yetkililer ordunun Hamas'ı tam olarak vurabileceği konusunda ısrar etse de, 2007'den beri Gazze'yi yöneten bir grupla ilişkinin karmaşıklığına işaret ediyor.
İki taraf yeminli düşmanlar olabilir, ancak İsrail ile Mısır arasında sadece 365 kilometrekarelik bir kıyı yerleşim bölgesi olan ve 2,3 milyon insanın yaşadığı Gazze'de temel bir istikrar düzeyini korumakta ortak çıkarları var.
İsrail sıkı bir abluka uyguluyor, ancak yaklaşık 20 bin Gazzelinin İsrail veya Batı Şeria'da çalışmasına izin veriyor. Nüfusun yaklaşık yarısının işsiz olduğu bir bölgede izin verilen bu 20 binlik nüfus günde yaklaşık 3 milyon dolar maaş alıyor.
Başbakan Binyamin Netanyahu, bu hafta yaptığı açıklamada, "Hamas, diğer İslamcı hareketler gibi İsrail'i yok etme bayrağını dalgalandırıyor, bu nedenle onlarla gerçek anlaşmalar yapmak çok zor" dedi. "Ama burada manevra yapılacak belirli alanlar var mı? Cevap şu ki, caydırıcılık güçlü olduğunda bu tür alanlar buna göre büyüyor."
Yönetim sorumluluğu
İsrail'in Batı Şeria üzerindeki yönetimini koordine eden ofis olan COGAT'ın eski bir yetkilisi olan Michael Milshtein, iki taraf arasında bir tür zımni anlaşma olduğunu söyledi.
Milshtein; “İzinleri vereceğiz, maaşları yükselteceğiz, her türlü sivil projeyi teşvik edeceğiz ve karşılığında tüm Gazze Şeridi'ni sakinleştireceksiniz" dedi.
İsrailli yetkililer, Gazze'deki Hamas yetkilileriyle günlük ilişkiler hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Hamas, ekonomik çıkarlar karşılığında İsrail'e herhangi bir taviz verdiğini reddediyor.
Batı merkezli bir siyasi analist olan Hani al-Masri, Gazze'de yönetim sorumluluğu olmayan İslami Cihad'ın daha özgür olduğunu ve İsrail'i Gazze'den alma konusunda son zamanlarda daha agresif davrandığını ve iki grup arasındaki olası sürtüşmelere işaret etti.
Hani al-Masri açıklamasında; "Hamas ve İslami Cihad arasındaki uçurum, Hamas'ın bir siyasi programı ve yönetim otoritesine sahip olması, oysa Cihad'ın hiçbirine sahip olmaması gerçeğinden kaynaklanmaktadır" dedi.
Ancak İsrailli yetkililer, İslami Cihad'ın Hamas'ın onayı olmadan roket atamayacağını iddia ediyor.
İki Filistinli grup, büyük farklılıkları olduğunu reddediyor ve son çatışmalar sırasında alınan tüm kararların, Filistinli silahlı grupların Gazze'deki faaliyetlerini koordine eden Ortak Operasyon Odalarından alındığını söylüyor.
Hamas lideri İsmail Haniyeh'in siyasi danışmanı Taher Al-Nono, "tam bir uyum ve anlayış durumu" olduğunu ifade ederken, İslami Cihat’ın bir yetkilisi de benzer bir açıklama yapıyor.
İslami Cihad'ın silahlı kanadı olan Kudüs Tugayları’ndan bir kişi, "Suikaste uğrayanların liderleri olduğu için karşılıkta aslan payını Kudüs Tugayları aldı" dedi.
İsrail’in Hamas'ın kendini dizginlemesinin bir sonraki potansiyel testi ise bugün yapılan ve İsrailli milliyetçilerin İsrail'in 1967 Ortadoğu Savaşı'ndaki zaferini kutlamak için Kudüs'ün Eski Şehri'nin Müslüman Mahallesi'nde her yıl düzenlediği "Bayrak Günü" yürüyüşü oluşturuyor.
Hamas, bu ayın başlarında İsrail nezaretinde ölen bir İslami Cihad açlık grevcisi ve geçen Ağustos ayında tutuklanan üst düzey bir yetkili nedeniyle Gazze'de İsrail ile İslami Cihad arasında geçen önceki çatışmaların dışında kaldı.
Bunun yerine, camiyi üçüncü en kutsal yer olarak gören Müslümanlar arasındaki en hassas nokta olan Batı Şeria ve Kudüs'teki Mescid-i Aksa çevresindeki gerilimlere odaklanarak Filistin direnişinin lideri statüsünü inşa etmeye çalıştı.
Hamas, Ramazan ayında İsrail polisinin cami yerleşkesine düzenlediği baskını çevreleyen kargaşa gibi başkaldırı gösterilerini teşvik etti. Bölgeyi yeni bir İntifada'nın veya başkaldırının eşiğine getiren şiddetin tırmanması sırasında geçen yıl içinde düzinelerce Hamas militanı da öldürüldü.
87 yaşındaki Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın iktidar süresinin sonuna yaklaşması muhtemel olduğundan, Abbas olay yerinden ayrıldığında potansiyel bir boşluk oluşması nedeniyle Batı Şeria merkezli Filistin Yönetimi'nin geleceği belirsiz.
Bölgesel diplomat, "Bu yüzden (Hamas) saldırılarını Batı Şeria'ya odaklıyorlar" dedi. İsrail'e zarar veriyorlar ve Filistin Yönetimi'ni halkının ve İsrail'in önünde utandırıyorlar."