Su bulmak için hayatlarını tehlikeye attıklarını aktaran Kuzey Hartum sakinleri, elektrik hizmetinden de mahrum kaldıklarını belirtti. Sudan'ın başkenti Hartum'daki üç bölge, çevre tahribatı ve insani atıklar dolayısıyla farklı düzeylerde susuzluk ve karanlıktan mustarip. Sokaklarda sivillere ait cesetlerin olduğu söyleniyor.

indir (1)-4

Hartum Eyaleti Su Acil Durumları Yüksek Komitesi üyesi mühendis Abdullah Muhammed, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, şehrin su temin istasyonunun bozulduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

 “Kuzey Hartum’daki su istasyonu savaş nedeniyle çalışmayı durdurdu. Ulusal Elektrik Kurumu ekibi, savaş bölgesi ve diğer yerlerdeki arızaları onaramadı. Suyun temini, elektrikle bağlantılı. Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar nedeniyle teknik ekipler arızaları gideremiyor. Mühendisler ve teknisyenler istasyondaki arızaları gidermeye hazır. Su Kurumu Müdürü Mühendis Muhammed Ali, bir mühendis ekibini istasyona götürmek için silahlı kuvvetlerle koordineli bir şekilde çalıştı. Ancak ekip, HDK tarafından ateş altına alındı. Bazı üyeleri ise yaralandı.”

Hartum halkı, sokaklardaki kötü kokular ve hava kirliliği dolayısıyla evlerinde pencereleri kapatmak zorunda kalıyor. Bu kokuların askeri ve sivil ölülerin etrafta çürüyen bedenlerinden kaynaklandığı düşünülüyor. Hartum'da salgın hastalıkların yayılacağı, yağışlarla birlikte bu hastalıkların şiddetinin artacağı öngörülüyor. Kızıl Haç, yaklaşık 100 cesedi nakletmeyi başardığını ancak güvenli bir geçişin olmaması nedeniyle tüm cesetlerin gömülemediğini bildirdi. Cenazelerin defnedilmesi sürecine yerel sivil toplum kuruluşları da katılıyor, ancak bu insanlar da benzer zorluklarla karşılaşıyor. Üyelerinin saldırıya uğradığı kaydediliyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan sivil toplum aktivistleri, “HDK üniformalı güçler, çalışmalarımızı ve sokaklardaki cesetleri gömme girişimlerimizi engelliyor. Neticede ciddi bir çevre felaketi olabilir” ifadelerini kullandı.

Halk, adeta askeri kışlaya dönüşen Hartum şehrini terk ediyor. Kuzey Hartum sakinlerinin çoğu, savaş, elektriğin ve suyun bulunmaması dolayısıyla evlerinden ayrıldı.

indir (1)-4                                          

Şarku’l Avsat’a konuşan 54 yaşındaki Selva hanım, “Eşim Nil'den su getirmeye çalışırken rastgele açılan bir ateş sonucu vuruldu. Eşimin sakat kalması dolayısıyla tüm bu acılara rağmen evde duruyorum” ifadelerini kullandı. Yerinden edilme, susuzluk gibi sıkıntılarla boğuşan Tarihi Şambat bölgesi sakinleri, sanitasyon için kullanılan kuyulardan gelen suları ve arabaların kullanmak zorunda kalıyor.

Omdurman şehri sakinleri de su sıkıntısı çektikleri için kuyulardaki suları kullanmaya çalışıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Hamed Ahmed, şunları aktardı:

 “Nil Nehri yakınında bulunan ve Nil su istasyonlarından su çeken antik şehir, çatışmalar nedeniyle teknik heyetin gelememesi ve bazı istasyonların HDK tarafından kontrol edilmesi nedeniyle kriz yaşıyor.”

Sağlık ve tedavi hizmetlerindeki çöküşten muzdarip olan Hartum halkı, HDK’nin çok sayıda hastaneyi kontrol altına aldığını belirtiyor. HDK ise bu iddiaları reddederek eski rejim destekçilerinin HDK mensupları taklidi yaptığını iddia ediyor. Ancak Sudan Doktorlar Sendikası da aynı suçlamalarda bulunarak HDK’nın çok sayıda hastaneyi kontrol ettiğini, aynı zamanda çatışma bölgelerinde ecza depolarının bulunduğunu bildirdi.

Hartum, sağlık sisteminin çökmesi dolayısıyla büyük bir çöplüğe dönüşmüş durumda. Atık toplama ve taşıma hizmetlerinin olmadığı yollar ve caddelerde çöpler görülüyor. Bu yönde kaydedilen ve çöpleri yakma girişiminde bulunan sivil çabalar ise yetersiz kalıyor. Bu durum, birçok astım ve alerji vakasının kaydedilmesiyle sonuçlanıyor.

Elektriğin bazen kısmen, bazen ise tamamen kesilmesi dolayısıyla Sudan halkının çoğunun dünya ile iletişimi azalıyor. Zira telefonlar şarj edilebilse de bazı servis sağlayıcılarının işten ayrıldığı ya da servisin kötü olduğu kaydediliyor. Birçoğu bağlantıyı çatılara tırmanarak kurmak zorunda kalıyor. Bu nedenle hava bombardımanı ve keskin nişancıların mermilerinin tehlikelerine maruz kalabiliyorlar.

Şark'ul Avsat