Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Suriye Milli Ordusu, Haseke kırsalında Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) mevzilerine yönelik topçu atışları düzenledi.
TSK ve Suriye Milli Ordusu’nun dün, iki taraf arasındaki kesişim noktalarında bulunan Haseke'nin kuzeybatısında Ebu Rasin’e ek olarak Tel Tamer kırsalındaki Abuş ve eş-Şeyh’i de bombaladığı öne sürüldü.
TSK ve Suriye Milli Ordusu, Suriye'nin kuzeydoğusundaki çok sayıda SDG mevkisini topçu atışlarıyla bombalarken Türk insansız hava aracı (İHA) operasyonları da devam etti.
Geçtiğimiz cumartesi günü, Haseke'nin kuzeybatısında SDG tarafından kontrol edilen bölgelerdeki Tel el-Leben köyü ve Tel Tamer kasabasına düzenlenen top atışlarında üç sivilin yaralandığı iddia edildi.
TSK ile Suriye Milli Ordusu grupları, SDG ve Halep'teki Suriye rejim güçleri arasındaki temas noktalarında, çok sayıda Suriye askerinin ve silahlı grup üyesinin öldürülmesi ve yaralanmasıyla sonuçlanan büyük bir operasyon gerçekleştirdi.
Halep'in kuzeyinde yer alan Afrin kırsalındaki Şerava ilçesine bağlı Zevk Kebir ve Kaluta köyleri, kontrol edilen bölgelerden atılan top atışlarına maruz kaldı.
Suriye Milli Ordusu üyelerinin öldürülmesine yanıt olarak gerçekleştirilen operasyonda Türk topları ve füzeleri, kuzey ve kuzeydoğu Suriye'deki SDG mevzilerini bombaladı.
Türkiye Savunma Bakanlığı, SDG’nin en büyük bileşeni olan YPG’ye işaret ederek, terör örgütlerinin Suriye'nin kuzeyindeki sivillere ve askeri birliklere operasyonlar düzenlemeye devam ettiğini bildirdi.
Savunma Bakanlığı Sözcüsü şu ifadeleri kullandı:
“1 Ocak itibarıyla terör örgütleri, Suriye'nin kuzeyindeki harekât bölgelerimize yönelik seksen üç saldırı ve taciz atışı gerçekleştirdi. Ortadan kaldırılan terörist sayısı 699’a ulaştı.”
Dönemin Savunma Bakanı Hulusi Akar geçtiğimiz mayıs ayında Suriye sınırını denetledi. (Savunma Bakanlığı)
Bakanlık Sözcüsü, Türkiye'ye yasa dışı yollarla yapılan sınır geçişleriyle ilgili olarak, ilave etkili tedbirler sayesinde bu yıl 347’si terörist olmak üzere 4 bin 468 kişinin sınırı geçmeye çalışırken tutuklandığını bildirdi. Türkiye, bu yılın başından bu yana sınırlarını yasa dışı yollardan geçmeye çalışan 132 bin kişinin sınırdan geçmesinin engellendiğini duyurdu.
Türkiye, iki ayı aşkın bir süredir başta İstanbul’da olmak üzere sınırlarda ve şehirlerde kaçak göçle mücadele operasyonları yürütüyor.
Bu dönemde İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı bilgilere göre tutuklanarak geri gönderme merkezlerine yerleştirilen 36 bin kaçak göçmenden 16 binden fazlası sınır dışı edildi. Bakanlık, son iki günde yaklaşık 250 Suriyeliyi Bab el-Hava Sınır Kapısı’ndan İdlib'e sınır dışı ettiğini açıkladı.
Türk yetkililer, geçici koruma veya ikamet koşullarını ihlal etmeyen hiç kimsenin sınır dışı edilmeyeceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta yaptığı bir açıklamada, ülkesinin yaklaşık bir milyon Suriyeli mülteciyi gönüllü ve güvenli bir şekilde ülkelerine döndürme planı üzerinde çalıştığını yineledi. Ayrıca TSK’nın, Suriye'nin kuzeyinde temizlediği bölgelerde sığınmacıların geri dönüşü için gerekli koşulların hazırlandığını da ifade etti.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Türkiye'nin yerinden edilmiş bir milyon kişiyi Suriye'nin kuzeyine geri gönderme planını, Halep'in kuzeyindeki Afrin'in demografik yapısını değiştirmeyi amaçlamadığını kaydetti.
Miller, Türkiye'ye ve mültecilere ev sahipliği yapan diğer topluluklara, aralarında 3,3 milyon Suriyeli bulunan, toplamda yaklaşık 3,7 milyon mülteciye cömert destekleri için teşekkürlerini iletti.
Türk ve Kürt medyasında dün yer alan açıklamalarda, ABD'nin “gönüllü bireysel geri dönüşe karşı çıkmadığı ancak bugün Suriye'deki koşulların da büyük ölçekli organize bir geri dönüşe müsait olmadığı” belirtildi.
ABD, ‘Suriye'de kalanların ve yerinden edilenlerin barınma, toprak ve mülkiyet hakları dahil olmak üzere tüm Suriyelilerin karşılıklı haklarına saygı duyulması gerektiğini’ vurguladı. Açıklamada ayrıca, ‘insanları, barış içinde bir arada yaşamaya ve insan haklarına saygı duymaya teşvik ettiğini söyleyerek bu durumu güçlendirecek davranış biçimlerinin desteklediği’ ifade edildi.
