Açıklamada, "Beşar Esed yönetiminin 53 yıllık Esed ailesi diktatörlüğü sonrasında çökmesi ve bunun bölge üzerindeki etkileri, tüm diktatör rejimler için ders niteliğinde ibretler taşımaktadır." ifadelerine yer verildi.
Beşar Esed ve babasının Suriye'yi "demir yumruk" politikası ve diktatörlükle yönettiği belirtilen açıklamada, Şam yönetiminin dini ve etnik açıdan çeşitlilik arz eden Suriye toplumunu dikkate alarak özgür seçimler düzenleme yerine topluma, Baas Partisi ve kendi iradesini dayattığı vurgulandı.
Yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Siyasi özgürlükler ve gerçek partilerin olmadığı Suriye’deki otoriter yönetim, sürekli olarak muhalifleri bastırma ve protestoculara şiddet uygulama politikası izlemiştir. Bunun sonucu ise, çıkan iç savaşta 500 binden fazla insanın hayatını kaybetmesi, ülke nüfusunun yarısının yerinden edilmesi ve rejimin meşruiyetinin kaybolması olmuştur.
Suriye'deki kötü ekonomi ve sınıfsal uçurum, halkın yüzde 90'ından fazlasının yoksulluk sınırının altında yaşaması ve zulmün kurbanı olduklarını göstermektedir. Bu iki faktör, Suriye rejiminin çöküşünün başlıca nedenleri olmuştur."
Tahran yönetimi, iç savaş boyunca Suriye'ye örgütlediği milis gruplarını sevk edip muhaliflere karşı savaştırmak dahil pek çok imkanı seferber etmişti.
İran'daki reformistler ise, ekonomik ve sosyal sorunlara karşın ülke imkanlarının Suriye'deki milis güçler ve diğer araçlar için kullanılmasına karşı çıkıyordu.