Filistin'deki sağlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, İsrail'in Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan serbest bıraktığı 26 Filistinli, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Avrupa Gazze Hastanesi'ne ulaştı.
Hastaneye getirilen Filistinliler, sağlık ekipleri tarafından ivedilikle muayene edildi, gerekli sağlık hizmeti sunuldu.
Serbest bırakılan Filistinlilerin bitkin, halsiz olduğu görüldü; bazılarında da işkence izleri gözlemlendi.
Filistinlilerin, İsrail ordusunun iki ayı aşkın süredir aralıksız şekilde yürüttüğü yoğun saldırılara maruz kalan Beyt Lahiya ve Cibaliya başta olmak üzere Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki farklı bölgelerde alıkonulduğu aktarıldı.
Gazze Şeridi'ndeki hükümetin Medya Ofisi'nin açıklamasına göre, İsrail, kuzeyde ekim ayının ilk haftasından bu yana yürüttüğü yoğun saldırılar sırasında 1750'den fazla Filistinliyi alıkoydu.
İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Filistinlileri göçe zorlama planı
İsrail ordusu, 6 Ekim'de başta Cibaliya Mülteci Kampı olmak üzere Gazze'nin kuzeyine yeniden kara saldırısı başlattı.
Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve "generallerin planı" olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, saldırıların başlamasından bir gün sonra sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya'daki Filistinlilere uyarıda bulunarak, boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.
Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin "generallerin planına" benzerliği dikkati çekmişti.
"Generaller Planı" adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılması, gıda, yakıt ve temiz su girmesine izin verilmemesini öngörüyor. Bu durumda silahlı direnişçilerin "ölüm ya da teslim olma" arasında tercihe zorlanması, bölgeyi terk etmeyen veya terk edemeyen Filistinlilere de "düşman unsur olarak muamele edilmesini" içeriyor.