İsrail’in 7 Ekim 2023’ten beri aralıksız sürdürdüğü şiddetli saldırılar ve sınır kapılarını kapalı tutması nedeniyle Gazze Şeridi'nde çok ciddi gıda, su, ilaç ve yakıt kıtlığı yaşanıyor.
İsrail ordusu su kuyularını ve alt yapıyı kasıtlı olarak hedef alarak Gazze kenti ile kuzey bölgelerdeki insanları susuzluğa mahkum etti.
Filistinli Hüseyin al-Mesarii, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde çalıştığı deniz suyu arıtma tesisinin yakıt olmaması nedeniyle çalışmalarını durdurduğunu belirtti.
AA muhabirine konuşan Mesarii, İsrail saldırılarının su altyapısı, su ağları ve genel olarak tedarik kaynakları üzerinde yıkıcı etkileri olduğunu belirterek, bunların yüzde 40'ının tahrip edildiğini ve ana pompaların ya İsrail ordusu tarafından bombalandığını ya da yakıtın tükenmesi nedeniyle faaliyetlerini durdurduğunu ifade etti.
Resmi açıklamalara göre, Gazze Şeridi'nde kişi başına düşen su payı İsrail saldırısı sonrasında yüzde 96,5 oranında azaldı.
Gazze'de yakıt krizi temiz suya erişimi de engelliyor
Mesarii, İsrail ordusunun deniz suyu arıtma tesisini defalarca hedef aldığını ve ambargo nedeniyle yaşanan ekipman eksikliği yüzünden faaliyetlerin durma noktasına geldiğini söyledi.
En önemli sorunun akaryakıtın olmamasından kaynaklandığını ifade eden Mesarii, mevcut yakıtın ise karaborsada normal fiyatının 15 katına kadar yükseldiğini belirtti.
Mesarii, karaborsada bulunan yakıtın ise genellikle cihazlara zarar veren yabancı yağlarla karıştırıldığını, ancak alternatif olmadığı için bulabildikleri yakıtı kullanmak zorunda kaldıklarını ifade etti.
Uluslararası kamuoyuna seslenen Mesarii, halka içme suyu sağlayabilmek için deniz suyunu tuzdan arındırma tesisini işletmede gerekli yakıtın sağlanması noktasında acil müdahale çağrısında bulundu.
Gazze'de susuzluk had safhada
Gazze Belediyesi Sözcüsü Husni Muhenna, Filistinlilerin şiddetli bir susuzluk çektiğini belirterek kentte durumun Gazze Şeridi’nin diğer bölgelerinden farklı olmadığına dikkati çekti.
Muhenna, "Gazze kentinde insanlar şiddetli susuzluk çekiyor. Halihazırda kentte kullanılan su saldırılar başlamadan önceki miktarın dörtte biri. Öte yandan kentin sadece yüzde 40’ına su sağlanabiliyor." dedi.
"Gazze'de içilebilir tatlı su konusunda ciddi bir kriz yaşanıyor" diyen Muhenna, krizin sorumlusunun Gazze Şeridi’ndeki su kuyuları ile su şebekesini kasıtlı olarak hedef alan İsrail ordusu olduğunu vurguladı.
Muhenna, İsrail saldırıları sonucu Gazze kentindeki 42 su kuyusunun tamamen, 16 su kuyusunun kısmen tahrip edildiğini, kentteki 70 bin metre uzunluğundaki su şebekesinin de yok edildiğini sözlerine ekledi.
İsrail ordusunun sağlam kalan su şebekeleri ile su kuyularını kasıtlı oalrak hedef almaya devam ettiğini belirten Muhenna, ordunun Haziran sonlarında Şucaiyye Mülteci Kampı'nda, geçen pazartesi günü de güneybatı kesiminde başlattığı son saldırılarda 4 su kuyusuna büyük zarar verdiğini ifade etti.
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) X sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, Gazze’ye akaryakıt sağlanamaması sebebiyle su arıtma tesislerinin çalışmaz hale geldiğini duyurmuştu.
UNRWA açıklamasında şu ifadelere yer verilmişti:
"İnsanlara yeterli derecede su bulunmuyor. Artık hayatta kalmak büyük mücadeleler istiyor. Gazze Şeridi'ndeki kanalizasyon ve altyapı ciddi anlamda tehlike saçtığı için kişisel temizlik ve içme suyunda dahi deniz suyu kullanılmak zorunda. Filistinli çocukların günlük 6 veya 8 saati gıda ve su taşımakla geçiriyor. Çocuklar genellikle uzak mesafelerden ağır yükler taşıyor."
Aileler sıcak yaz günlerinde 3 günde bir bidon su bulabiliyor
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nda yaşayan Hamdi Ebu Sade, bulundukları bölgede içmeye uygun suyun yok denecek kadar az olduğunu söyledi.
Ebu Sade, "Mahallemiz ve yollarımız İsrail saldırılarında yıkılmış durumda, bize ulaşan su da çok az ve büyük sıkıntı çekiyoruz.” dedi.
Ailesi için 3 günde bir bidon su bulabildiğini ifade eden Ebu Sade, sıcak havayla birlikte susuzluğun had safhaya ulaştığını vurguladı.
Ebu Sade tüm dünyaya seslenerek “Gazze halkının yanında yer almalarını özellikle su arıtma tesislerinin çalıştırabilmesi için mazot temin etmelerini” istedi.
Çocuklar temiz su bulabilmek için her gün uzun mesafeler kat ediyor
Gazze kentinin kuzeybatısındaki Kerame Mahallesi’nde yaşayan Kamil Kureyzim, çocuklarının su bulabilmek için her gün uzun mesafeler kat etmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Yaşadıkları sıkıntıların sıcak yaz günlerinde daha da arttığını belirten Kureyzim, “Su arıtma tesisi bulunduğumuz yere 700 metre uzaklıkta ve haftada bir gün tatlı su geliyor bölgemize. Bu sıcaklarda aldığımız su yeterli olmuyor, dolayısıyla çok uzaklara içilecek su aramaya çıkıyoruz” dedi.
Su arıtma tesislerinin çalışabilmesi için mazota ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Kureyzim, günlük yaşanan sıkıntıların daha artması ve daha büyük felaketler yaşanmasından endişe duyduklarını ifade etti.
Cibaliya Mülteci Kampı’ndan Hamza Ebu Sade ise, bir bidon su alabilmek için yakıcı güneşin altında 3 ila 4 saat arasında beklemek zorunda kaldığını belirtti.
Ebu Sade, insanların su alabilmek için yaz sıcağında saatlerce sırada beklemek zorunda kaldıklarını vurguladı.
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu ve Filistin Çevre Kalitesi Kurumu 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde yayımladığı ortak raporda, Gazze Şeridi'ndeki mevcut suyun, saldırı öncesindeki toplam suyun yaklaşık yüzde 10 ila 20'si kadar olduğu tahmin edildiği belirtilmişti.
Raporda, İsrail'in Gazze'deki saldırıları "yaşama uygun olmayan bir ortam meydana getirirken" altyapı kapsamlı bir şekilde tahrip edildiği, yakıt kıtlığı, tüm atık su arıtma tesis ve sistemlerinin bozulmasına yol açtığı vurgulanmıştı.
Gazze'deki yolların ve atık toplama ve gömmede kullanılan 100'den fazla iş makinesi ve aracın tahrip edilmesi sonucu her gün büyük miktarda katı atık da birikiyor.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 694’ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 38 bin 584 Filistinli öldü, 88 bin 881 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.