Gazeteciler ve araştırmacılar, İsrail'in, Hizbullah'ın çoğunlukla askeri hedeflere yönelik saldırılarından kaynaklanan kayıplar konusunda medyasına sıkı bir sansür uyguladığı görüşünü savunuyor.
Ayrıca İsrail'in uyguladığı sansür politikalarını, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun sağcı hükümetini ve İsraillilerin moralini korumak, direnişin mümkün olduğuna inanan halklara karşı psikolojik savaş uygulamak gibi pek çok nedene bağlıyor.
İsrail ne duyuruyor?
İsrail ordusu, 23 Eylül'de Hizbullah'la çatışmaların başladığı 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a yönelik "en şiddetli ve yaygın" saldırıyı başlattı. Bu saldırılarda Lübnan'da yüzlerce kişi ölüp, yaralanırken, İsrail'de ise bilinmeyen kayıplar yaşandı.
O tarihten bu yana İsrail, Hizbullah bölgelerini hedef aldığını söylediği hava saldırılarının video kliplerini ya da hava savunmasının Lübnan'dan fırlatılan füzeleri vurduğu ya da işgal altındaki toprakların semalarında uçan İsrail savaş uçakları sahneleri yayınlarken, bu yaşananların sonuçlarına ilişkin ise bilgi paylaşmıyor.
İsrail ordusu yayınladığı bu fotoğraf ve görüntülerin yanı sıra boş ve açık alanlardaki, boş depolardaki yangın görüntüleri yayınlıyor ve detay vermeden altyapısının bombalandığını duyuruyor.
İsrail ordusu insani kayıplar konusunda ise şarapnel parçaları sebebiyle İsrailli askerlerin ve gaspçıların hafif yaralanmaları dışında pek duyuru yapmıyor.
Çatışmaların bir yıl önce başlamasından bu yana Hizbullah, İsrail'e karşı sınırdan başlayarak derinlere kadar çok sayıda saldırı düzenleyeceğini duyurdu; bunların belki de en dikkati çekici olanı, 25 Eylül'de Tel Aviv'in dış mahallelerindeki Mossad komuta merkezini balistik füzeyle hedef almasıydı.
İsrail medyasının yayınları sıkı bir askeri elekten geçiyor
Filistinli siyasi analist Fayid Ebu Şemmale, X hesabından yaptığı paylaşımda, "İsrail'de İbrani ve Arap medyası tarafından yayınlanan her şey, askeri sansür memurları tarafından sıkı bir şekilde izleniyor ve onay olmadan hiçbir bilgi veya fotoğrafın yayınlanmasına izin verilmiyor." ifadelerini kullandı.
İsrail ordusunun Hizbullah tarafından bombalanan askeri hedeflere yaklaşılmasını ve fotoğraflarının çekilmesini engellediğini kaydeden Ebu Şemmale, konuya ilişkin yayınlanan fotoğrafların İsrail devletine ait olduğunu belirtti.
Ebu Şemmale, "savaşlarda tarafsız kaynakların önemli olduğunu ve İsrail tarafı söz konusu olduğunda uluslararası medyanın ya taraflı ya da yetersiz olduğunu" vurguladı.
-İsrail medya ile dünyayı etki altına almaya çalışıyor
İsrail'i gizlilikle suçlamak, öncelikle hangi taraflara hitap ettiği, kayıplarını kimlerle paylaşıp paylaşmadığı sorusunu gündeme getiriyor.
İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü tarafından 20 Haziran 2021'de yayınlanan bir araştırmada, İsrailli stratejik danışman Yarden Fatika, "Medya her askeri harekatta üç kitleyi hedef alıyor. Bunlar İsrailliler, uluslararası toplum ve Filistin ile Arap ülkeleri olmak üzere bölgedir." ifadelerine yer verdi.
"İsrail'in uluslararası arenada en önemli hedef kitlesinin ABD olduğunu" vurgulayan Fatika, "asıl çabanın İsrail'in ABD'deki meşruiyetini korumak" olduğunu kaydetti.
Fatika, istihbarat bilgilerinin enformasyon ve iletişim amacıyla kullanılması, ister diplomasi ister medya olsun, bunların ortaya çıkarılmasını ve meşrulaştırılmasını sağlayacak mekanizmalar kurulması ve güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
İsrail bilgileri neden gizliyor?
Fatika, İsrail'in söz konusu kitleler karşısında İsraillilerin ve ordunun moralini yüksek tutmak, Netanyahu hükümetine olan güvenin zayıflamasını önlemek başta olmak üzere birçok nedenden dolayı kayıplarını gizleme yoluna gidebileceğini aktardı.
İsrail'in alışılan mazeretinin "ulusal güvenliği korumak" olduğunu hatırlatarak, kayıplarını açıklamayarak bilgi, veri ve stratejik planların gizliliğini korumayı amaçlıyor olabileceğini kaydeden Fatika, kayıplarına dair bilgi vermemesinin sebebinin, "Hizbullah'ın füzelerinin etkilerini bilmesini ve bunları medyada paylaşmasını veya kendisini geliştirip saldırılarına devam etmesini engellemek" de olabileceğini belirtti.
Medya düzeyinde İsrail, gizliliği aracılığıyla, özellikle Batı'ya yönelik savaş anlatısını tekeline almaya çalışıyor.
Uluslararası alanda kayıpların açığa çıkması, ülke ve kuruluşların savaşın maliyetini azaltmak amacıyla gerilimi durdurması için İsrail'e baskı yapmasına neden olabilir.
İsrail iç ve dış siyasette meşruiyet peşinde
İsrail'deki gizliliğin ve kayıpların seçici bir şekilde duyurulmasının nedenlerinin, Başbakan Netanyahu'nun uluslararası, bölgesel ve yerel desteği harekete geçirmek, Lübnan'daki askeri operasyonları sürdürmek ve bunları meşrulaştırmak için oynadığı siyasi oyunun bir parçası olduğu belirtiliyor.
İsrail yönetimi, kayıplarının bir kısmını uluslararası düzeyde açıklayarak üzerindeki baskıyı azaltmayı ve Lübnan'da insan haklarını ihlal ettiği veya aşırı güç kullandığı suçlamalardan kaçınmayı amaçlıyor.
Bazı kayıpları açıklayan İsrail'in ABD'ye desteğin devamını sağlamak için karşı karşıya olduğu “tehditleri” vurgulamaya ve kendisini bir kurban olarak göstererek bunu Amerikan kamuoyuna meşrulaştırmaya çalıştığı, ayrıca Lübnan'a bir kara saldırısı başlatmak için zemin hazırlama stratejisi güttüğü kaydediliyor.
İsrail'in yaptığı kısmi duyuruların, iç siyasette de, Netanyahu'nun siyasi başarısızlığını örtbas etme ve yönetimindeki daha derin başarısızlıklardan dikkatleri başka yöne çekme veya kendisine yönelik artan eleştiriler karşısında onu şeffaf bir şekilde sempati kazanmaya çalışan bir lider olarak sunma girişimi olabileceği değerlendiriliyor.