Prof. Dr. Aral, AA muhabirine, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının uluslararası hukuki boyutunu değerlendirdi.
İsrail'in, 17 Ekim'de Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesi'nde yüzlerce kişinin ölümüne neden olan saldırısına ilişkin Aral, şu değerlendirmede bulundu:
"Saldırıda 2 kişi bile ölse bu bir suçtur fakat bu çok korkunç bir rakam. Şu anda yaşanan bir soykırım. Bu saldırıları sadece savaş suçu olarak görmek yeterli değil. İsrail'in Gazze'deki son saldırıları soykırım suçu kategorisine giriyor. İsrail şimdi savaşı bitirse, tüm sorumlu yetkililerin uluslararası mahkemede soykırım suçundan yargılanması gerekiyor."
"İsrail, BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne göre suç işliyor"
Aral, İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne göre suç işlediğinin altını çizerek, sivilleri aç ve susuz bırakıp ölüme terk etmenin de soykırım olduğunu kaydetti.
İsrail'in 2007'den bu yana Gazze'yi abluka altında tutarak savaş suçu işlediğini ifade eden Aral, Gazze'de yıllardır en temel ihtiyaçların giderilememesinin, yaşam hakkının engellenmesinin ve insanların toplu olarak cezalandırılmasının başlı başına insanlık suçu olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Aral, İsrail'in sivil veya asker ayrımı yapmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, 'insansı hayvanlarla savaşıyoruz' diyerek hakaret etti. Bu tür söylemler soykırım süreçlerinde kullanılır. İsrail devleti, tüm yapılarıyla Gazze'nin yok edilmesi gereken bir yer olduğu konusunda ittifak halinde. Nasıl ki Bosna'da ve Ruanda'da soykırım yaşanmışsa 2023'te Gazze de insanlığın hafızasına kazınmış bir soykırım örneğidir."
Savaşın da hukuku olduğunu anımsatan Aral, "İsrail'in Gazze'deki saldırılarında ihlal edilebilecek her uluslararası kuralın ihlal edildiğini görüyoruz. Bırakın savaşta yaralanmış insanları korumayı, hastanede tedavi gören siviller bile İsrail tarafından katledildi." dedi.
"Umarım ki insanlık gereğini yapmaktan yana olur"
Aral, İsrail'in saldırılarına karşı sadece kınama yayınlamanın anlamı olmadığına vurgu yaparak, "Uluslararası toplumun soykırım suçunu önleme ve cezalandırma yükümlülüğü var. BM Güvenlik Konseyinin, soykırım suçu işleyen İsrail'e karşı gerekli tedbirleri alması gerekiyor. Şu an Gazze'de yaşananlar korkunç, utanç verici, insanlığın yüz karası. Her şey gözümüzün önünde oluyor. Kimse haberinin olmadığını söyleyemez." şeklinde konuştu.
İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT), 1969'da Mescid-i Aksa'nın kundaklanmasının ardından kurulduğunu hatırlatan Aral, şu ifadeleri kullandı:
"İİT, İsrail'e karşı gerekli kapsamlı yaptırımları alamıyorsa o zaman bu örgüt ne işe yarar? Artık insanlığın bittiği ve soykırımların rutin haline geldiği Gazze'de de tepki veremiyorsa, bu örgütün kapatılması gerekir. Arap Birliği toplandı ve uluslararası örgütleri harekete geçmeye çağırdı. Peki Arap Birliğine üye 22 Arap devleti ne işe yarar?"
Aral, ABD gibi emperyalist devletler dışında tüm dünyanın Filistin halkının yanında yer aldığını belirterek, "Yapılabilecek tüm zulümler yapıldı sözün bittiği yere gelindi. Hala kınama kararlarıyla yetinmek bizi insanlığımızdan eder. Uluslararası örgütler hiçbir işe yaramıyorsa kapatılmalı ya da artık gereği yerine getirilmeli. Umarım ki insanlık gereğini yapmaktan yana olur." ifadesini kullandı.