Hamas yöneticilerinden Cemal et-Tavil'in kızı olan Büşra et-Tavil, İsrail'in kuzeyindeki Damon Hapishanesi'nden yaklaşık 10 ay aradan sonra serbest bırakılmasının ardından işgal altındaki Batı Şeria'nın El-Bira kentindeki evine döndü.
Filistinli kadın, gözaltına alındığı günü ve hapishanede yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
"Başörtümü takmama izin vermediler. 14 saat örtüm olmadan gözaltında tutuldum"
Gözaltına alındığı gün arkadaşının evinde olduğunu belirten Tavil, şöyle konuştu:
"İsrail güçleri, arkadaşımın evine baskın düzenledi. Evi altüst ettiler, eşyalarını tahrip ettiler. Başörtümü takmama izin vermediler. Zorla evden çıkarıldım, 14 saat örtüm olmadan gözaltında tutuldum. Hayatım boyunca karşı karşıya kaldığım en zor durumdu diyebilirim. Yaşadığım en zor anlardı."
İsrailli istihbarat subayının, "O evi yıllarca tamir etmeye çalışacaksın, ömrünün sonuna kadar arkadaşına borçlu kalacaksın." diyerek kendisiyle alay ettiğini anlatan Filistinli kadın, şunları söyledi:
"Ben de Filistinliler arasındaki dayanışmanın ne denli güçlü olduğunu dile getirdim. 'Biz savaş halindeyiz, herkes bir şekilde bedel ödüyor. Bizde kimsenin kimseye borcu olmaz. Arkadaşım benden bir şey talep etmeyecek' dedim."
Sosyal medya hesaplarında hiçbir şey paylaşmadığı halde bu bahane edilerek yaklaşık 10 ay önce suçsuz yere gözaltına alındığını söyleyen Tavil, gözaltı sürecinin ardından, İsrail’in işgal ettiği topraklardaki Filistinlileri hiçbir suçlama yöneltilmeksizin tutuklaması anlamına gelen "idari tutukluluk" kapsamında cezaevine gönderildiğini kaydetti.
İsrail'in "idari tutukluluk" uygulamasıyla Filistinliler, haklarındaki suçlamayı öğrenemeden ve kendilerini savunma hakkından mahrum şekilde 6 aya kadar hapse atılabiliyor. Bu süreden sonra askeri mahkemeye sevk edilen ancak suçlamalardan habersiz bir Filistinlinin tutukluluk süresi 5 yıla kadar defalarca uzatılabiliyor.
"7 Ekim'den sonra İsrail, soykırıma karşı çıkan herkesi içeri aldı"
İsrail güçlerinden baskı ve işkence gördüğünü aktaran Tavil, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'te başlattığı Gazze saldırılarının ardından Filistinlilere yönelik kin ve intikamın, cezaevlerindeki ihlallerin daha da arttığını vurguladı.
Tavil, "İsrail 7 Ekim'den sonra öyle sert bir kampanya başlattı ki; gazeteci, insan hakları savunucusu ve eski tutuklulardan kim varsa gözaltına alındı. Hatta Gazze'deki kadın, çocuk ve yaşlılar için sadece dua eden, görüşünü ortaya koyan, soykırıma karşı çıkan herkesi içeri aldı." diye konuştu.
- "(Tutuklulara verilen) Çorba içinden böceklerin çıktığı bir sudan ibaretti"
Filistinli kadın, cezaevinde çok zor günler geçirdiklerini, en temel haklardan dahi mahrum bırakıldıklarını, verilen yemeklerin ise son derece sağlıksız ve kötü olduğunu söyledi.
Tavil, "Yemekler bir insanın önüne konulamayacak kadar kötüydü. Sadece hayatta kalmak için yiyip içiyorduk. Çorba ise içinden böceklerin çıktığı bir sudan ibaretti. Esirler açlık, yetersiz beslenme nedeniyle kilo kaybetti. Ayrıca ciddi derecede ilaç sıkıntısı vardı." ifadesini kullandı.
"İsrail hapishaneleri, kelimenin tam anlamıyla canlıların kaldığı bir mezarlık"
Daha önce birçok kez İsrail hapishanelerine girip çıktığını aktaran, Tavil şunları söyledi:
"Ancak bu kez içerdeki şartlar hiç olmadığı kadar sert ve acımasızdı. Çok ağır şekilde darbedildim. Bu denli bir eziyete uğrayacağımı düşünmüyordum. Hiç ummadığım kadar büyük bir şiddet ve işkence gördüm. Dışarda olan bitenlerden tamamen habersizdik. Ne televizyon ne radyo vardı. Ziyaretler engellendi. Kalem ve kitap dahil elimizde ne varsa aldılar. Hapishane, kelimenin tam anlamıyla canlıların kaldığı bir mezarlıktı."
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşması
Arabulucu ülkelerden Katar, 15 Ocak'ta İsrail ile Hamas arasında Gazze'de ateşkes ve esir takası konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu.
Anlaşma, 19 Ocak Pazar günü TSİ 12.15'te yürürlüğe girdi. Üç aşamadan oluşacak ateşkes anlaşmasının ilk 42 gününde, İsrailli 33 esir ve 1900'ün üzerinde Filistinli esir serbest bırakılacak.
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, anlaşmanın birinci aşaması kapsamında 19 Ocak'ta 3 İsrailli kadın esiri Kızılhaç ekibine teslim etti.
Bu kapsamda, İsrail hapishanelerinde tutulan 90 Filistinli de işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Ofer Askeri Cezaevi'nden serbest bırakıldı.