İsrail ordusu, bir ayı aşkın süredir bombardıman altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinlileri bölgenin kuzeyinden güneydeki Mısır sınırına doğru zorla sürmeye çalışıyor.

Kadın, çocuk, genç ve yaşlı on binlerce sivilin bombalardan kurtulabilmek ümidiyle Mısır sınırına doğru kaçıştığı görüntüler akıllara 1948'de İsrail'in kurulmasıyla vatanlarından sürgün edilen yüz binlerce Filistinliyi getiriyor.

İsrailli insan hakları aktivisti Ofer Neiman, İsrail hükümetinin etnik temizliği teşvik etmeye ve Filistinlileri Gazze'den Sina'ya sürmeye çalıştığını söyledi.

Filistinlilere kuzeyden güneyine gitmelerini söylemenin Gazze'nin tamamında etnik bir temizliğin ilk adımı olduğunu dile getiren Neiman, "Ayrıca Gazze’nin güneyinin de Filistinliler için güvenli olmadığını görüyoruz. İsrail ordusunun Filistinlilere karşı saldırı ve bombalamalarına orada da tanık oluyoruz. Bu nedenle İsrail hükümetinin genel planlarını anlamamız gerektiğini düşünüyorum. İsrail hükümeti Gazze'de Filistinli görmek istemiyor. " ifadelerini kullandı.

İsrail'in bu etnik temizliği başarabileceğinden pek emin olmadığını kaydeden Neiman, "ABD Başkanı Joe Biden'in bile buna izin vereceğini sanmadığını" dile getirdi.

Neiman, buna rağmen İsrail hükümetinin Gazze'de etnik temizlik yapmayı denemekten geri durmadığını vurguladı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail saldırılarında 3 bin 645 kişinin öldüğünü açıkladı Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail saldırılarında 3 bin 645 kişinin öldüğünü açıkladı

Filistinliler direnme hakkına sahip

Batılı hükümetlerce İsrail'in "kendini savunma hakkı" sürekli dile getirilirken, Filistinlilerin "işgale direnme hakkı" genelde görmezden geliniyor.

Filistinlilerin böyle bir hakka sahip olup olmadıkları yönündeki soruyu Neiman, şöyle cevaplandırdı:

"Bence Filistinliler İsrail ordusuna karşı direnme hakkına sahip. Uluslararası hukuka göre, iki taraftan da vatandaşlar ve sivillerin korunması gerekiyor. Bence uluslararası hukuku ve buradaki durumu anlayan mantıklı insanlar, Filistinlilerin, işgal ve ırkçılık (apartheid) yapan İsrailli güçlere karşı savaşma hakkı olduğunu söyler. Bazı dürüst İsrailli siyasetçiler dahi Filistinlilerin direnmeye ilişkin bazı hakları olduğunu, her Filistinli saldırının terörizm olmadığını söylüyor."

İsrail'in resmi bakış açısının ise ayrım gözetmeksizin her şeyi "terörizm" olarak yaftaladığının altını çizen Neiman, "Hatta Hamas İsrail askerlerine saldırdığında ya da Filistinliler Batı Şeria’da İsrail ordusuna karşı savaştığında, İsrail onları sadece terörist olarak adlandırıyor. Bu, İsrail hükümetinin epey problemli bir pozisyonu." değerlendirmesinde bulundu.

Gazze'de ateşkes için uluslararası baskı artmalı

İsrail hükümetinin Ürdün Nehri'nden Akdeniz'e kadar uzanan tarihi tüm Filistin topraklarında ırkçı (apartheid) işgal sistemi uyguladığını vurgulayan İsrailli aktivist, Gazze’de ateşkesin sağlanması için şu an çok fazla uluslararası baskıya ihtiyaç olduğunu belirtti.

İsrail içinden de ateşkes ilan edilmesi için baskıların olması gerektiğini ancak kendisi gibi bunu savunanların İsrail toplumundaki oranının az olduğunu ifade eden Neiman, İsraillilerin çoğunun İsrail’in şu an ordunun Gazze’de yaptıklarını desteklediğini aktardı.

İsrail'in yaptıklarını protesto etmek tehlikeli

Neiman, İsrail'in Gazze'de yaptıklarına karşı çıkan İsraillilerin sokağa çıkıp protesto eylemleri düzenlemesinin de "tehlikeli" olduğunu kaydetti.

Neiman, "Bazı insanlar (sokağa çıkıp İsrail'in Gazze'de yaptıklarına karşı protesto düzenlemekten) korkuyor, onları kınamıyorum. Örneğin geçen hafta bir öğretim üyesi, sanırım kendisi Hebrew Üniversitesinde profesör, İsrail’i soykırım yapmakla suçladı. Üniversite başkanı ise ona istifa etmesini talep eden ve (İsrail hakkında) söylediklerinin ceza gerektiren suç bile olabileceğini belirten bir mektup gönderdi. Eğer dışarı çıkıp protesto yaparsanız, muhtemelen polis tarafından gözaltına alınırsınız; bu iki hafta önce Kudüs’te oldu. İsrailli vatandaşlar tarafından saldırıya da uğrayabilirsiniz ve bazı insanlar siyasi görüşlerinden dolayı işlerini de kaybediyor. Dolayısıyla, şu an olan bitenlere (İsrail hükümetin yaptıklarına) karşı olanlara ve İsrail’in Gazze’de işlediği suçları eleştirenlere karşı çok fazla siyasi baskı var. İsrail’in apartheid bir devlet olduğunu ve Gazze’de şu an İsrail’in yaptıklarının soykırım ya da en azından insanlığa karşı suç olduğunu düşünen benim gibi İsrailli Yahudi vatandaşlar küçük bir azınlık." diye konuştu.

İsrail vatandaşı Filistinlilerin durumunun ise kendisi gibi Yahudi olanlara göre daha da zor olduğunu dile getiren Neiman, "Eğer İsrail’in Filistinli bir vatandaşıysanız, Filistin’in işgal altındaki bölgesinden değilseniz bile, Yafa ya da Hayfa’da savaş karşıtı aktif şekilde protesto gerçekleştirmeye çalışıyorsanız gözaltına alınabilirsiniz." dedi.

İsrail hükümeti boykottan korkuyor

Kendisinin de üyesi olduğu İsrail'i boykot hareketi BDS'in özellikle Batı dünyası ve ABD'de İsrail-Filistin konusunun yönünü değiştirmeyi başardığını dile getiren Neiman, şöyle devam etti:

"İsrail hükümeti BDS’den korkuyor. Dolayısıyla BDS sadece kimin hangi ürünü satın almayacağı (boykot) ile ilgili bir şey değil. Biliyoruz ki onlar (İsrail hükümeti) perde arkasından aktif bir şekilde BDS’yi durdurmaya çalışıyorlar. Şu an İsrail-Filistin konusundaki tartışmanın ABD’de on yıl öncesindekine kıyasla (Filistin lehine olumlu yönde) farklı olduğunu görüyoruz. ABD’deki genç nesil, Filistinliler ile daha fazla dayanışma içinde. Yani, BDS Filistinlilerin hakkını ve İsrail’in ırkçı (apartheid) yönetimini gündeme getiren bir siyasi kampanya. BDS hareketi ABD’de çok başarılı."

Editör: Daily Ummah