Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım, dün yaptığı televizyon konuşmasında, Eski Genel Sekreter Hasan Nasrallah'ın öldürülmesine rağmen Hizbullah’ın herhangi bir İsrail kara operasyonuna ve müdahalesine hazır olduğunu açıkladı.
İsrail'in, 23 Eylül'den bu yana, Hizbullah üzerinden Lübnan’a yönelik başlattığı şiddetli saldırılarda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 962 kişi hayatını kaybederken, 2 bin 778 kişi de çeşitli şekillerde yaralandı.
Bu arada, gelişmeleri takip eden gözlemcilere göre de, Hizbullah tarafından atılan füzeler ve insansız hava araçları sebebiyle İsrail’in kuzeyinde daha önce görülmemiş şekilde erken uyarı sirenleri susmak bilmiyor.
"Kara operasyonu zor bir savaşa mecbur ediyor"
İsrail Haaretz gazetesinde askeri analist Amos Harel, yazdığı makalede, İsrail'e Lübnan'a kara operasyonu için baskı yapanların, Hizbullah'ın özellikle Rıdvan güçleri tarafından kurulmuş olan askeri altyapının çözüme ulaştırılmasına da büyük ihtiyaç duyulduğunu söylediklerini aktardı.
Harel, sınıra yakın yeraltı ve yerüstünde bulunan altyapının 2006 savaşı sonrasında inşa edildiğini ve imha edilmeleri için Gazze Şeridi'nde olduğu gibi kara birliklerinin gönderilmesini gerekli kıldığını vurguladı.
Ancak Harel makalesinde, kara operasyonunun zor bir savaşa mecbur ettiğini ve İsrail ordu saflarından can kaybına sebep olacağı görüşünde olduğunu kaydetti.
Yıllar boyunca, hakim araziye sahip bölgelere sınırlı girişten, Litani Nehri'nin güneyindeki tüm toprakları işgal etmeye kadar çeşitli planlar tartışıldığını belirten Harel, Hizbullah'ın İsrail'in kara saldırısına karşı yaptığı hazırlıklar göz önüne alınırsa, Hizbullah saflarından birçok kişinin kuzeye kaçacağı düşünülse dahi bu görevin kesinlikle kolay olmayacağı kanaatinde olduğunu ifade etti.
Harel, İsrail'de "Böyle bir kara harekatının zorunlu olup olmadığı ve Hizbullah'ı çökertecek ve gelecek yıllarda gücünü ve yerini zayıflatacak başka bir saldırıya ihtiyacın olup olmadığı" sorularının zihinleri meşgul ettiğini dile getirdi.
Amos Harel, son günlerde, "İsrail'in Hizbullah'ın gücü konusunda mübalağaya düştüğü ve yıllar boyunca kendisini ondan korkuttuğuna" ilişkin söylentilerin dolaştığını aktardı.
İsrailli analist Harel, 7 Ekim'deki Aksa Tufanı'na değinerek "Geçen yıl 7 Ekim'de İsrail ordusuna bağlı Gazze Tümeni'nin başına gelenin neredeyse aynı olması hasebiyle İsrail'in bunu insanların çoğundan daha iyi anlaması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Harel, "İsrail'in son zamanlardaki başarılarının televizyon stüdyolarındaki spikerleri ve uzmanların zayıflığını değerlendirmek ve İsrail'in dehasını övmek için yarıştığı kibirli bir ortamı teşvik ettiği" uyarısında bulundu.
"Bitiş düdüğü henüz çalmadığını hatırlatan Harel, "İran'dan Hizbullah'a ve Hamas'a kadar düşmanlarımız, her ne kadar büyük yaralar almış olsa da hala cevap verme gücündeler." görüşünü paylaştı.
"İsrail gücünün gösterilmesi hedefleniyor"
İsrail Walla haber sitesinin askeri analisti Amir Bohbot ise, örgütün zirvesi ile sahadaki komutanlar arasındaki nispi bölünme ve istenilen zaman zarfında Hizbullah içinde emirlerin aktarılmasındaki zorluklara değinerek, bu durumun kullanılması gerektiği görüşünü paylaştı.
Bohbot, Kuzey Komutanlığına kuvvetlerin seferber edildiğini ve kuzeye hareket eden tugay ve taburların eğitimi, Gazze'deki çatışmalardan öğrenilen dersler ve Lübnan'a adaptasyon temelinde manevraya hazırlanmaya odaklanıldığını belirtti.
Amir Bohbot, adını vermek istemeyen bir güvenlik yetkilisinin "kara harekatının, hedeflerin yok edilmesinin yanı sıra aynı şekilde Orta Doğu'da İsrail ordusunun gücünün gösterilmesini de hedeflediğini" söylediğini aktardı.
Kara operasyonunun hedefi
İsrail resmi televizyon kanalı KAN'ın askeri analisti Koby Lavi, İsrail'in Lübnan içlerine yönelik kara harekatının bir işgal değil ancak, İsrail'in kuzeyindeki insanların yeniden evlerine dönmesini sağlamak üzere sınırdan Hizbullah mensuplarının uzaklaştırılmasını hedeflediğini iddia etti.
Kobi, "Lübnan ordusu bir sonraki aşamada, İsrail ile Lübnan'ı ayıran bölgede Hizbullah'ı etki alanından uzaklaştıracak şekilde güvenliğin sağlanmasında rol oynayabilir." ifadelerini kullandı.