Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları arasında en uzun süre görev yapan ve deneyimli bir siyasetçi olan Asselborn, Orta Doğu'daki son gelişmeler hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısını sert bir dille kınayan, bunun hiçbir şekilde haklı gösterilemeyeceğini ifade eden Asselborn, İsrail'in kendini koruma hakkı olduğunu, bununla birlikte İsrail hükümetinin uluslararası hukuka uyması gerektiğini belirtti.
Asselborn, sivillerin her koşulda korunması gerektiğini vurgulayarak, "(Gazze halkı) demek, 'Hamas demek' değildir. Hamas'ın neden olduğu dehşetten, Gazze halkı kolektif olarak sorumlu tutulamaz ve cezalandırılamaz." ifadesini kullandı.
İsrail ordusunun, Gazze'de mülteci kamplarını, hastaneleri hedef alan operasyonları konusunda Asselborn, "İsrail, Gazze'deki sivil halkın güvenliğini her durumda temin etmek zorundadır. Birleşmiş Milletler'e ait binalar hastaneler, klinikler ve okullar asla hedef alınmamalıdır." diye konuştu.
Asselborn, İsrail'in askeri operasyonlarının yanı sıra uygulanan abluka nedeniyle sivil halkın çok zor koşullar altında bulunduğu Gazze'de bir an önce çatışmalara ara verilmesi çağrısında bulunarak, şöyle devam etti:
"İnsani yardımların engelsiz bir şekilde, hızlı ve güvenli olarak ulaştırılmasının sağlanması zorunludur. Bu amaçla bir an önce çatışmalara ara verilmesini ve insani yardım koridorlarının yaşama geçirilmesini sağlarken, aynı zamanda ateşkes için çalışmaya devam etmemiz gerekiyor."
Asselborn, çatışmalara geçici ara verilmesinin ilk adım olarak görülmesi gerektiğine, asıl hedefin bir an önce ateşkesin sağlanması olduğuna dikkati çekti.
"Rehinelerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması hayati önem taşıyor"
Lüksemburg Dışişleri Bakanı, 200'den fazla rehinenin serbest bırakılmasına dönük çabaların, gerilimi düşürmeye ve diplomatik müzakerelerin önünü açmaya yardımcı olabileceğine işaret etti.
"Rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması hayati önem taşıyor." diyen Asselborn, Hamas ile iletişim kanallarına sahip tüm hükümetlerin bu konuda çaba göstermesini beklediklerini vurguladı.
Gazze'deki savaşın, Orta Doğu'da daha büyük bir ihtilafa dönüşmemesi gerektiği konusunda da uyarıda bulunan Asselborn, bölgedeki tüm aktörleri sorumlu hareket etmeye davet etti.
Asselborn, "Birleşmiş Milletler'in uyardığı gibi, bu çatışmanın bölgesel bir yangına dönüşmesini kesinlikle önlememiz gerekiyor. Bu amaçla uluslararası toplumun ve bölgedeki ana aktörlerin, gerilimin tırmanmasını önlemek için birlikte çalışması gerekiyor." değerlendirmesini paylaştı.
Lüksemburg Dışişleri Bakanı, Avrupa ülkelerinin, çatışmaların dindirilmesi ve Orta Doğu barış sürecinin yeniden başlatılması için daha aktif olması gerektiğinin altını çizdi.
"İki devletli çözüm, kalıcı bir barış için mümkün olan tek seçenek"
İsrail-Filistin ihtilafına son verebilecek iki devletli çözümün, yeniden uluslararası gündemin ilk sırasına taşınması çağrısında bulunan Asselborn, AB'nin bu konuda ABD ve bölgenin önemli ülkeleriyle işbirliği yapabileceğini söyledi.
Asselborn, şunları kaydetti:
"Nesiller boyunca hem İsrailliler hem de Filistinliler için sefalet ve keder kaynağı olan bu çatışmayı, siyasi bir anlaşma ve iki devletli çözümle sonlandırabilmek için hep birlikte çalışmaya başlamamız gerekiyor. İki devletli çözümün kalıcı bir barış için mümkün olan tek seçenek olduğuna derinden inanıyorum."