Saldırılar, Hizbullah’a büyük kayıplar yaşatırken Nasrallah, İsrail’in başarılarını küçültmeye ve örgütünün itibarını korumaya çalıştı. İsrail’in teknolojik üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalan Nasrallah, ABD ve NATO desteği olmadan bu başarıların elde edilemeyeceğini iddia etti.
Nasrallah, İsrail’i daha geniş bir saldırı hazırlığında olmakla suçladı ve bu operasyonların sadece Hizbullah’ı değil, tüm Lübnan halkını hedef aldığını savundu. Saldırılar sonrası Hizbullah’ın kontrolü kaybetmediğini öne süren Nasrallah, İsrail’e meydan okuyarak Lübnan sınırından çekilmeyeceklerini ve saldırıların durdurulması gerektiğini belirtti.
Ayrıca, İsrail’in kuzeydeki güvenli bölge oluşturma tehdidini fırsat olarak değerlendirerek bu alanın İsrail ordusu için bir “tuzağa” dönüşeceğini vurguladı.
Geçtiğimiz Eylül ayında İsrail, Hizbullah’a yönelik bir dizi hassas saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılar sırasında Hizbullah operatörlerine ait binlerce iletişim cihazı hedef alındı. İlk saldırıda beeper cihazları patlatılarak 12 kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına yol açıldı. İkinci saldırı ise walkie-talkie cihazlarını hedef aldı, bu da 25 kişinin ölümüne ve 450 kişinin yaralanmasına neden oldu.
Bu operasyonlar, Hizbullah’ın iletişim altyapısının derinlemesine sızıldığını göstererek örgütü ciddi bir savunma açığıyla yüz yüze bıraktı. Nasrallah, bu büyük kayıpların ardından yaptığı konuşmada, İsrail’in başarısını küçültmeye çalışarak, saldırıların aslında tüm Lübnan halkını hedef aldığını ve bu operasyonların insanlığa yönelik bir tehdit olduğunu iddia etti. İsrail’in saldırıları sonrasında Hizbullah’ın tüm gücüyle direndiğini vurguladı.
Nasrallah ayrıca, İsrail’in teknolojik üstünlüğünü kabul etse de bunun sadece ABD, NATO ve Batı desteği sayesinde mümkün olduğunu belirtti. Hizbullah’ın ise “cihat, çaba ve fedakarlık” ile kazandığı başarıları vurguladı ve örgütün bu saldırıların etkisini büyük ölçüde hafiflettiğini savundu.
Sonuç olarak Nasrallah, İsrail’in saldırılarının Hizbullah’ı durduramayacağını belirterek, İsrail hükümetine yönelik sert bir meydan okuma yaptı ve İsrail ordusunun kuzeydeki Lübnan sınırından çekilmesini talep etti. Bu saldırılar ve ardından gelen meydan okumalar, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırdı.
