Mişari Zeydi, Şarku'l Avsat'a yazdığı yazısında Eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın son söylemlerini değerlendirdi.

Eski ABD Başkanı Barack Obama, geç gelen bir itirafla özeleştiri yaparak, 2009 yılında yani Arap Baharı’ndan hemen önce İran rejimine karşı yapılan Yeşil Hareket ayaklanmasını ‘desteksiz’ bırakıp bu konuyu ‘ağırdan aldığını’ söyledi.

Obama ses getiren bir medya röportajında yönetiminin 2009 Yeşil Hareket protestolarını desteklememe yaklaşımının bir hata olduğunu belirtti.

Obama “Ne zaman özgürlüğe özlem duyan insanlardan bir parıltı, bir umut ışığı görsek, buna dikkat çekmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunun üzerine ışık tutmalıyız ve dayanışma göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.

Ancak durum şu ki, bu geriye dönük sağduyu ne besler ne karın doyurur ne de susuzluğu giderir. Obama’nın o zamanlar İran halkına karşı skandalı ayan beyan ortadaydı. İranlı milislerin Suriye’de işlediği suçlara sözlü açıklamalar dışında bir şey yapmayıp göz yumması da cabası. Bütün bunlar, Humeyni rejimiyle hayalindeki anlaşmayı imzalamak içindi. Bunu yapmayı o kadar çok istiyordu ki, iş ABD ve dışında İran ajanları tarafından yönetilen büyük bir uyuşturucu ağını görmezden gelmeye kadar varmıştı.

Peki, bu geç kalmış bir vicdan uyanışı mı? Kalplere hidayet vereni tenzih etmek mi!

ABD’de önemli bir seçim döneminin ortasında olduğumuz ve Obama’nın simgesi ve teorisyeni olduğu partisinin Joe Biden’ın popülaritesinin ciddi derecede düşmesiyle birlikte en iyi zamanlarını yaşamadığı göz önüne alınırsa, bunu söylemek zor.

Demokrat Parti'nin gerçek liderinin ve baş simgesinin Barack Obama olduğunu herkes biliyor. Bu yüzden Obama röportajında, şu anda Beyaz Saray'da bulunan eski yardımcısı Joe Biden'a talimatlar ‘vermekte’ tereddüt etmedi. Obama, “Başkan Joe Biden bu protestoları desteklemeli, nükleer müzakereleri durdurmalı ve tüm siyasi mahkumların serbest bırakılmasını talep eden bir konuşma yapmalıdır” dedi.

Obama bu ‘podcast’ -medyanın modern araçlarından biri- açıklamasında Demokratları ara seçimlerde eski Başkan Donald Trump'a çok fazla odaklanmamaları konusunda uyardı ve çoğu seçmenin ilgilendiği temel konulara odaklanmalarını önerdi.

Neredeyse medyayı kontrol etmelerine, fikir üreticilerine, halkın beğenisine ve yumuşak güce rağmen yoldaşlarının durumunun içler acısı olduğunu biliyor. Tüm bu sahip oldukları şeyler, içte ve dışta kamu işlerini kötü yönettikleri için kendilerine bir fayda sağlamadı.

Örneğin, yakın tarihli bir ABD anketine katılanların yalnızca yüzde 15'i Joe Biden'ın genel çalışma performansını güçlü bir şekilde desteklediğini belirtti.

Buradan, Biden'ın, rejim güçlerinin Mahsa Amini adlı genç kızı kafasından çıkan bir tutam saça duydukları öfke yüzünden öldürmesinin ardından İran devrimiyle ilgili geç açıklamalarını anlıyoruz. Biden tuhaf bir yorumda bulunarak, “İran'da protestoların getirdiği uyanış beni hayrete düşürdü. Uzun, çok uzun bir süre susturulabileceğini sanmadığım bir şey uyandı” dedi.

Bu şaşkınlık, beğeni ve destek anlamında mı, yoksa Humeyni rejimi ile başa çıkmada Batı-ABD stratejik seçeneklerine ilişkin bir kafa karışıklığı mı bilemiyoruz!

Son olarak, Obama’nın kendi dönemi boyunca ve yoldaşı Biden’ın döneminde Humeynicileri güçlendirme ve normalleştirme inadı karşısında gecikmiş vaazlarının hikmetine ve pişmanlığına inanmak zor. Böyle durumlarda ne derler bilirsiniz: Hangi dağda kurt öldü!