1960’ların sonlarında Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır, “Bağdat ve Şam’da Baas Partisi iktidardayken neden bir birlik sağlayamadılar?” diye sorarak, iki ülke arasındaki derin çatışmaya dikkat çekmişti. Irak ve Suriye, aynı ideolojik temele dayanan Arap Sosyalist Baas Partisi tarafından yönetiliyordu. Ancak iki ülkenin liderleri, Saddam Hüseyin ve Hafız Esad, birbiriyle sürekli rekabet halindeydi. Bu, sadece siyasi anlaşmazlıkların değil, kişisel hırsların da etkili olduğu bir mücadeleydi.

Haaretz: İsrail, "cinsel suç" iddialarının soruşturulmasını engelliyor Haaretz: İsrail, "cinsel suç" iddialarının soruşturulmasını engelliyor

Saddam ve Esad: Farklı İdeolojiler, Ortak Rekabet

Saddam Hüseyin ve Hafız Esad, kırsal kökenli, askeri darbelerle iktidara gelen liderlerdi. Saddam bir Sünni, Esad ise Nusayri idi. Her iki lider de otoriter yönetim tarzlarını benimsemiş ve mutlak gücü ellerinde tutmaya çalışmıştı. Bu durum, Baas Partisi’nin ideolojik temellerine rağmen, iki ülkenin liderlerini karşı karşıya getirdi.

1970’lerde Hafız Esad’ın Suriye’de iktidarı ele geçirmesi, Baas Partisi’nin kurucularından Mişel Eflak gibi isimlerin tasfiye edilmesine yol açtı. Bu durum, Suriye’deki Baas yönetimi ile Irak’taki yönetim arasında büyük bir uçurum yarattı. 1978’de Esad ve dönemin Irak Cumhurbaşkanı Ahmed Hasan el-Bekir, iki ülke arasında bir birlik anlaşması imzaladı. Ancak bu birlik projesi, Saddam Hüseyin’in Esad’ın liderliğini kabul etmemesiyle başarısız oldu. Saddam, el-Bekir’i bir darbe ile iktidardan uzaklaştırarak Bağdat’ın kontrolünü tamamen ele geçirdi.

Saddam ve Esad Arasındaki Düşmanlık

İran-Irak Savaşı sırasında Suriye’nin İran’ı desteklemesi, Saddam’ın öfkesini daha da artırdı. Esad, İran ile stratejik bir ittifak kurarak Irak’ın petrol ihracatını engelleyen hamleler yaptı. Saddam ise Esad’ı Arap birliğine ihanetle suçladı ve Suriye Büyükelçiliği’ni kapatarak diplomatları sınır dışı etti.

İki lider arasındaki gerilim, bir noktada kişisel bir hesaplaşmaya dönüştü. Irak Genelkurmay Başkanı Nizar el-Hazreci’nin açıklamalarına göre, Saddam bir toplantıda Esad’ın sert sözler sarf etmesi durumunda tutuklanmasını, direnirse öldürülmesini emretmişti. Bu, düşmanlığın ne kadar ileri boyutlara ulaştığını ortaya koyuyordu.

Kuveyt İşgali ve Esad’ın Hamlesi

Saddam Hüseyin’in 1990’da Kuveyt’i işgali, Arap dünyasında büyük bir krize yol açtı. Bu durum, Hafız Esad’a düşmanına karşı stratejik bir fırsat sundu. Esad, ABD öncülüğündeki koalisyona katılarak Saddam’a karşı uluslararası bir cephe oluşturdu. Bu hamle, Saddam’ın bölgesel gücünü büyük ölçüde zayıflattı.

İki Liderin Ortak Kaderi

Saddam ve Esad arasındaki düşmanlık, ideolojik farklılıkların ötesinde kişisel hırslar ve liderlik rekabetine dayanıyordu. Her iki lider de benzer otoriter yönetim tarzlarıyla iktidarda kaldı, ancak aynı şekilde trajik bir sona ulaştılar. Saddam Hüseyin rejimi 2003’te ABD işgaliyle yıkıldı. Esad rejimi ise 2011’de başlayan Suriye iç savaşıyla sarsıldı ve 13 yıl süren çatışmaların ardından çöktü.

Tarih, iki liderin yükselişini ve düşüşünü benzer bir ironiyle yazdı. Saddam ve Esad’ın güç mücadelesi, yalnızca Ortadoğu’da değil, uluslararası ilişkilerde de derin izler bıraktı.

Orta Doğu Haber