Bosna Savaşı'nda 11 Temmuz 1995'te, dünyanın gözü önünde Srebrenitsa şehrinde yapılan soykırımda üç oğlunu kaybeden 77 yaşındaki Salihovic, soykırımın üzerinden geçen 29 yıla rağmen yaşanan acıları unutamıyor.

Saraybosna'da İsrail'in Gazze'ye saldırıları protesto edildi Saraybosna'da İsrail'in Gazze'ye saldırıları protesto edildi

Srebrenitsa yakınlarındaki Bratunac bölgesinde yaşayan Salihovic, AA muhabirine, eşinin 1992'de Sırplar tarafından öldürüldüğünü, 1995'te ise bu yıl toprağa vereceği oğlu Nevres'in ve kemiklerine hala ulaşamadığı oğlu Sead'ın Sırplardan kaçarken ormanlık alanda kaybolduğunu, diğer oğlu Samir'in ise Drina Nehri yakınlarında katledildiğini söyledi.

Salihovic, "Savaşın başında 1992'de Bratunac yakınlarındaki köyümüzü terk etmek zorunda kaldık, dağlardaki köylere gittik. Oralarda yaklaşık bir ay kaldık. Sonra dağlar üzerinden Srebrenitsa'ya gittik, orası ele geçirilene kadar çocuklarım benimleydi. Bir gelinim ve torunumla otobüslerle güvenli bölgeye geçtik. Oğullarım binlerce erkekle ormanlara götürüldü, hiçbiri geri gelmedi. Şimdi Nevres'i buldular, öldürüldüğünde 25 yaşındaydı. Nevres'i, hayatta olan oğlum Samed teşhis etti. Sadece başı, iki üç kemiği geriye kaldı. Eğer başka bir şey bulurlarsa ekleyecekler mezarına. Ondan geriye bir şey bulmalarına sevindim, bu kadar yıl bekledim." diye konuştu.

"Savaş her şeyimi aldı"

Çocuklarının gençliklerinin baharında öldürüldüğünü dile getiren Salihovic, vedalaştıkları anı unutamadığını belirtti.

Srebrenitsa'nın işgalinden sonra kaybolan çocuklarının geri gelmesini umutla beklediğini söyleyen Salihovic, "Bir süre onların yaşadığına inandım ama yıllar geçtikçe bunun tam tersi olduğunu gördüm. Temmuz ayı bizim için zor. Savaş her şeyimi aldı. Sadece bir oğlum ve kızım kaldı. Bu acıyı nasıl taşıdığımı ben biliyorum. Onları sürekli düşünüyorum ve ağlıyorum, resimlerine bakıyorum ve ağlıyorum." ifadesini kullandı.

Savaştan sonra köyüne döndüğünü belirten Salihovic, Potoçari Anıt Mezarlığı'na gidip dua ettiğini de söyledi.

Srebrenitsa'da ne oldu?

Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların, Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katlettikten sonra toplu mezarlara gömdü.

Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı, 2007'deki kararında, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinden (ICTY) gelen kanıtlar doğrultusunda, Srebrenitsa ve civarında yaşananları "soykırım" olarak nitelendirdi.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz'da Potoçari Anıt Mezarlığı'nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Potoçari Anıt Mezarlığı'nda şimdiye kadar 6 bin 751 kurban defnedilirken, 250 kurban ailelerin isteğiyle yerel mezarlıklarda toprağa verildi. Srebrenitsa Soykırımı'nda hayatını kaybeden ve cenazesine ulaşılamayan 1000'den fazla kişi bulunuyor.

Srebrenitsa soykırımı kurbanlarından kemikleri bulunup, kimliği tespit edilenlerin cenazeleri, 77'si toplu mezar olmak üzere 150 farklı noktadan çıkarıldı.

Bugün Potoçari Anıt Mezarlığı'nda kimlik tespiti yapılan 14 soykırım kurbanı daha toprağa verilecek.

Editör: Seyda Kocaöz