Sri Lanka'da Cemaat-i İslami Partisinin eski başkanı Üstad Raşid Haccul Ekber kefaletle serbest kaldı.

Yetkililer, mart 2021'de Sri Lanka terörle mücadele biriminin gözaltına aldığı 61 yaşındaki Ekber'in; başkent Kolombo'daki mahkeme tarafından kefaletle serbest bırakıldığını belirtti.

Davaya yakın kaynaklar, "Avukatları, Ekber'in Sri Lanka Yüksek Mahkemesinde temel hak ihlali kapsamında yasa dışı olarak gözaltına alınmasına itiraz etmişti." diyerek zanlı hakkında herhangi bir iddianamenin olmadığını belirtti.

Sri Lanka'da Cemaat-i İslami liderine gözaltı

Cemaat-i İslami, partinin eylül 2018'e kadar 24 yıl başkanlığını sürdüren Üstad Raşid Haccul Ekber'in polis tarafından Ağustos 2019'da evinden alındığını belirtmişti.

Parti açıklamada, polisin Ekber'i, terör saldırılardan sorumlu tutulan yasaklı Ulusal Tevhid Cemaati'ne yardım ettiğine ilişkin şikayetler üzerine gözaltına aldığını belirttiği; ancak suçlamaların asılsız olduğunu kaydetmişti.

Parti "Sri Lanka Cemaat-i İslami, kayıtlı bir dini ve sivil toplum kuruluşudur, ılımlı görüşleri vardır. Kuruluş, şeffaf şekilde kanunlara uygun olarak hareket eder; terör ile aşırıcılığın her şekline şiddetle karşı çıkmaktadır." ifadesini kullandı. Açıklamada, ne Sri Lanka'daki Cemaat-i İslami'nin ne de Üstad Ekber'in yasaklı Ulusal Tevhid Cemaati ya da başka bir terörist grupla hiçbir ilişkisi bulunmadığını vurgulamıştı.

Polislerin Ekber'i gözaltı kararı olmadan götürmüştü.

Ekber, parti başkanlığından ayrıldıktan sonra, partinin yürütme kurulu üyeliğini almış ve asbaşkanı olmuştu.

Daha sonra Mart 2021'de Sri Lanka terörle mücadele birimi Ekber'i gözaltına almıştı.

Sri Lanka'daki terör saldırıları

Sri Lanka'da 21 Nisan'da Hristiyanlar için kutsal Paskalya ayini sırasında; 3 kilise ve 3 otelde bombalı saldırılar düzenlenmişti.

Bu saldırıların ardından başkent Kolombo'nun banliyöleri Dehiwala ve Dematogoda'da patlamalar olmuştu.

En az 250 kişinin yaşamını yitirdiği; 500’den fazla kişi yaralandığı saldırıların ardından ilan edilen olağanüstü hal 22 Ağustos’ta sona ermişti.

Saldırıların ardından, ülkede azınlık olan Müslümanlara ait çok sayıda ev ve iş yeri ateşe verilmiş; Müslümanlar toplum içinde taciz edilmiş ve nefret söylemlerinin hedefi olmuştu.