Trump, Gazze’deki 2 milyondan fazla insanın tahliye edilerek bölgenin yeniden inşasının 15 yıl sürebileceğini belirtmişti. Ancak geçtiğimiz Çarşamba günü, İrlanda Başbakanı Michael Martin ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmede, bu kez ABD’nin Gazze halkını yerlerinden etmeye yönelik bir planı olmadığını söyledi. Trump, “Hiçbir Filistinli Gazze’den çıkarılmayacak” diyerek, ABD’nin İsrail ile birlikte Gazze için bir çözüm bulmak adına “yoğun bir şekilde çalıştığını” ifade etti.
Bu çelişkili açıklamalar, Trump’ın son altı hafta içinde Gazze halkının bölgeyi terk etmesi gerektiği yönündeki ifadeleriyle de çelişiyor. New York Times, Trump’ın bu tür çelişkili söylemleri bir siyasi taktik olarak kullandığını ve bu yaklaşımın rakiplerini şaşırtarak gerçek pozisyonunu belirlemeyi zorlaştırdığını yazdı.
Trump ve Gazze Tahliyesi Konusundaki Çelişkiler
Trump’ın Gazze halkının tahliyesine ilişkin ilk açıklamaları, ABD’nin bölgeyi kontrol altına alarak Gazze’yi “Ortadoğu’nun Rivierası” haline getirme niyetini ortaya koyuyordu. Ancak daha sonra bu fikrin sadece bir “öneri” olduğunu söyleyerek geri adım attı. Ardından, hiçbir Filistinlinin Gazze’den çıkarılmayacağını belirtti.
Eski ABD Büyükelçisi ve Atlantik Konseyi uzmanı Frederick Hof, Trump’ın Gazze konusundaki son açıklamalarının ABD’nin politika değişikliğini yansıttığını belirtti. Hof, “Trump’ın ilk açıklamaları, Gazze halkının büyük yıkım ve patlamamış mühimmatlar nedeniyle bölgeyi terk etmek isteyeceğini varsaydığını gösteriyor” dedi. Ancak Hof, Trump’ın 2 milyon insanın iradelerine aykırı bir şekilde Gazze’den çıkarılmasını öngörmediğini düşündüğünü ifade etti.
Syracuse Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Programı Başkanı Prof. Osama Khalil ise Trump’ın açıklamalarının ABD politikasında bir değişiklik anlamına gelmediğini savundu. Khalil, Trump yönetiminin hâlâ İsrail’in “Büyük İsrail” projesine bağlı olduğunu ve bu projenin Batı Şeria ve Gazze’nin ilhakını içerdiğini belirtti.
Khalil’e göre, İsrail ve ABD, Gazze halkını zorla tahliye etmek yerine, hastalık ve açlık gibi nedenlerle nüfusu azaltmayı hedefliyor. İsrail’in insani yardımları engelleyeceğini ve yeniden inşa çabalarını yavaşlatacağını söyleyen Khalil, bu durumun Filistinlileri bölgeyi gönüllü olarak terk etmeye zorlayacağını ifade etti.
Yeni Bir Anlaşma Arayışı
Gazze’deki mevcut ateşkesin ikinci aşamasının uygulanmasına yönelik Katar, Mısır ve ABD arabuluculuğunda Hamas ile müzakereler sürüyor. İsrail ve Washington, ateşkesin ilk aşamasının süresinin uzatılmasını ve Hamas’ın silahsızlanmasını talep ediyor. Ancak Hamas, bu şartları kabul etmiyor.
ABD’li uzman Wolfgang Pusztai, Trump yönetiminin Gazze’nin yeniden inşası için Hamas’ın bölgeden çıkarılmasını bir ön koşul olarak gördüğünü belirtti. Pusztai, Arap ülkelerinin Gazze’nin yeniden inşası için sunduğu planların Hamas’ın varlığını hesaba katmadığını ve bu durumun Washington tarafından kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Mısır’ın Gazze Planı
Atlantik Konseyi’nin Washington’daki internet sitesinde yayımlanan bir makalede, Michigan’daki Wayne State Üniversitesi Barış ve Çatışma Çalışmaları Merkezi’nden Ahmed Nabil, Trump yönetimine Mısır’ın Gazze planını benimseme çağrısında bulundu. Nabil, bu planın Gazze’de barış sağlamak için en iyi fırsat olduğunu savundu.
Ancak Beyaz Saray, Mısır’ın planını açıklamasından saatler sonra, bu planı Gazze’nin mevcut yaşanmaz durumunu ele almadığı gerekçesiyle reddetti. Ancak birkaç gün sonra ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Stephen Whitkoff, Mısır planını “iyi niyetin bir göstergesi” olarak nitelendirerek bu reddi yumuşattı.
Trump yönetiminin Gazze’ye yönelik çelişkili açıklamaları, bölgedeki çözüm arayışlarını daha da karmaşık hale getiriyor.