Tunus Cumhurbaşkanlığının sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre Cumhurbaşkanı Said, İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tajani, Tarım ve Ormancılık Bakanı Francesco Lollobrigida ile Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Marina Elvira Calderone’yi Kartaca Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul etti.

Görüşmede, İtalya öncülüğünde Avrupa Birliği (AB) ile temmuz ayında imzalanan göç anlaşması ele alınırken Said, şu ifadeleri kullandı:

"Yaptığımız anlaşma, yasa dışı ve insani olmayan yollarla gerçekleşen göç dalgasını engellemeyi ve azaltmayı hedefliyor. Ayrıca yasal göçün teşvik edilmesine katkı sunuyor. Yeni göç yaklaşımı sadece İtalya değil diğer civar ülkelerin de gelişmesine katkı sağlayacaktır."

Tunus’un anlaşma taahhütlerine bağlı olduğunu vurgulayan Said, son haftalarda yasa dışı göçü organize eden şebekelerin çökertildiğini ve ihtiyaç sahibi düzensiz göçmenlere insani yardımların ulaştırıldığını belirtti.

Gazze'nin kuzeyindeki cadde ve sokaklardan "çürümüş ceset kokuları" yayılıyor Gazze'nin kuzeyindeki cadde ve sokaklardan "çürümüş ceset kokuları" yayılıyor

Tunus ile AB,16 Temmuz’da kapsamlı işbirliği mutabakat zaptı imzalamıştı. Mutabakat zaptına göre, AB’nin, Tunuslu gençlerin eğitiminde, AB ile Tunus arasında ticareti geliştirmede ve düzensiz göçle mücadelede kullanılmak üzere aşamalı olarak Tunus’a yaklaşık 1 milyar avro destek sağlayacağı açıklanmıştı.

Said'den İsrail'in Gazze saldırılarına tepki

İtalyan heyet ile görüşmesinde Cumhurbaşkanı Said, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını da değerlendirdi.

Tunus Cumhurbaşkanı Said, İsrail'in Gazze'de çocukları öldürdüğüne dikkati çekerek şunları kaydetti:

"Nasıl olur da insanlık, çocukların öldürülmesine, vücutlarının etrafa saçılmasına seyirci kalabilir? Nasıl olur da 2 milyondan fazla insanın suya, tıbbi malzemelere ve en temel yaşam koşullarına erişimi engellenir?

Nasıl olur da Filistinliler kendi topraklarında göçe zorlanır ve çadırlarda yaşamaya mahkum edilir? Tüm bunlara rağmen hastanelere veya çadırlara yapılan saldırılar nasıl açıklanabilir?"

İsrail'in Filistin'de uyguladığı şiddetin insanlık onuruna aykırı olduğunu vurgulayan Said, uluslararası toplumun bu duruma son vermesi gerektiğini ifade etti.

Batılı ülkelerin Filistin’e yönelik şiddete dair tutumunu da eleştiren Said, sözlerini şöyle tamamladı:

"İnsan hak ve hukuk kurallarının oluşmasına katkıda bulunan bazı ülkeler, bırakın yardım ulaştırılması için güvenli koridor açmayı, ülkelerinde bu vahşeti ve katliamı kınamak için gösteri yapmak isteyenleri dahi engelliyor."

İsrail-Filistin çatışması

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.

Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.

Gazze'den düzenlenen saldırılarda 306'sı asker 1400 İsraillinin öldüğü, 4 bin 834 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 1524'ü çocuk, 4 bin 137 kişinin öldüğünü, 13 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.

İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 83 Filistinlinin öldüğü belirtilmişti.

İsrail'in saldırılarında 13 gazeteci yaşamını yitirmişti.

İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesine 17 Ekim'de düzenlediği saldırıda 471 kişi hayatını kaybetmiş, 28'i ağır 342 kişi yaralanmıştı.

Editör: Daily Ummah